Ağlaya Ağlaya Genelevde Çalıştı ,Antep, Diyarbakır, Urfa...

TAKİP ET

Çocukken Abisi ve Dayısı Tarafından Geneleve Satılan Meliha Türkgenç'in Antep, Diyarbakır, Mersin, Antalya, Erzurum, Urfa'da yaşadığı İnanılmaz Hikayesi

Meliha Türkgenç'i Mersin'de Cimcime Anne olarak tanıyanlar var ama neden bu ismi kullandığını bilmeyen çok kişi var. Çocuk istismarının yıllar önce var olduğunu gösteren bir hayat hikayesi onunki. Genelevlerde çalışan kadınlara tek tek sorsak kim bilir daha ne hikayeler öğreneceğiz. Lanet olsun sana dünya gibi!

Meliha Teyze gibi birçok insanı sokaklarda görüp sadece yanından geçmiş olabilirsiniz. Çünkü kimse kimsenin hikayesini kolay kolay merak etmez; o da işte öyle "herhangi biridir" bizler için... Bugüne kadar merak etmediniz belki ama kocaman bir dram var Meliha Türkgenç'in hayat hikayesinde.

Annesi onu doğururken hayatını kaybetmiş. Babası da "ben buna bakamam" diyerek akrabalarına vermiş küçücük çocuğu. Bir süre teyzesi bakmış, sonra dayıya vermişler. Biraz büyüdükten sonra (kaç yaşında olduğunu hatırlamıyor) dayı ile Meliha'nın abisi anlaşarak küçük kıza tuzak kuruyorlar.

Abi ile dayı, Meliha'yı Antep'e götürüyorlar. "Sen çalış, biz yenin yanında kalacağız" diyorlar. Önce kaldıkları yerde bir yemek yiyorlar. Meliha Teyze "bardağa su kattılar ayran oldu, ben de içtim" diyerek anlatıyor o anı. Uyandığında sarhoş edildiğini ve dayısı ile abisi tarafından 10 bin TL karşılığında satıldığını fark ediyor.

Okuma yazma bilmediği için dayısı ve abisi tarafından yaşı büyültülüp gönderiliyor geneleve. Ortamı görür görmez şoka giriyor, her yerde çıplak kadınların ve onlarla odaya giren adamların olduğunu fark ediyor.

Dayısının "iş" dediği şeyin seks işçisi olmak olduğunu çocuk aklıyla orada anlıyor. Hemen hemen her gün ağlıyor ama ne çare, kurtulamıyor. Bu arada abisi Meliha'yı sattığı parayla Almanya'ya gidiyor, dayısı da Ankara'dan güzel bir ev alıyor.

Genelevden ayrılmak için hemen her gün patronuna gidiyor. Aldığı cevap "10 bin TL'yi getir, öyle çık" oluyor. Tabii ki elde yok avuçta yok, getiremiyor parayı.

Her kaçmak istediğinde ölüm tehditi ve işkencelerle karşılaşıyor. Para vermeden ayrılmanın mümkün olmadığını fark ettiğinde 10 bin TL'yi biriktirmek, hayattaki tek amacı haline geliyor.

Tam 45 yıl boyunca o parayı toplamak için her gün ağlaya ağlaya genelevde çalışıyor. Antep, Diyarbakır, Mersin, Antalya, Erzurum, Urfa... Para kazanmak için memleketin dört bir yanındaki genelevlerde çalışıyor. 45 yıl sonra nihayet parayı topluyor, zaten yaşlandığı için de genelev sahipleri onu istemeyip kapının önüne koyuyor. Tabii ki paralarını aldıktan sonra!

Mersin'i kendine yurt edinen Meliha Teyze, iki yıldan fazla sokaklarda yaşamaya başlıyor. Bu arada mendil, çakmak gibi şeyleri satarak geçimini sağlamaya çalışıyor. Yardımsever bir adam ona bir dükkan veriyor kalması için, hiçbir bedel de istemiyor.

Meliha Teyze'nin bu hikayesinden ilk kez 10 yıl önce gazeteci Mustafa Esmer Cengiz haberdar olmuş ve kendisine yardım etmiş. Meliha Teyze'nin hayatının bundan sonraki dönemi için tek isteği ürünlerini satacak bir tezgah ve kafasını sokacak bir ev. Çünkü yerde sattığı ürünlerin üstüne gelip basan bir sürü haysiyetsiz insan olduğu için o tezgaha ihtiyaç duyuyor.

Genelevde çalışmaya başlarken ismine Yaprak olarak karar verilip, başka bir Yaprak'ın daha olduğu fark edilince ona "Cimcime" demişler. O günden bugüne herkes "Cimcime Teyze" diye sesleniyor.

Bu senenin başında Yenişehir Belediyesi Pazar Ötesi Kadın Üretici Pazarında kendisine bir tezgah tahsis etmiş. Meliha Teyze yıllarını başkalarının heder ettiği hayatında en azından şu anda mutlu.

"Anne başmış, her derde ilaç imiş. Ben şapka değildim ki baştanbaşa geçeyim. Kuş değilim ki, daldan dala konayım. Beni hep daldan dala kondurdular. Allah benim gibi kimseyi yapmasın." diyen Meliha Teyze'nin sözleri insanın ciğerini dağlıyor.
”Herkes gibi benim de hayallerim vardı. Bir evim olsun, ondan sonra bir tane çocuğum olsun. Mutlu yuvam olsun. Bazen görüyorum herkesin evi var, barkı var, yuvası var.
Yaşlansa da kocası ölse veyahut ayrılsa da evi olduğu için gündüz geziyorlar, evlerine gidiyorlar. Akşam olunca da rahat ediyorlar evde.
Ben öyle rahat edemiyorum.
Ev var ama ne kadar ki, kendi evim olmayınca yine insan çekiniyor. Görüyordum evlenenleri. Herkesin düğünü oluyordu.
Benim düğünüm olmadı.
Beni böyle yaptılar.
Şimdi düğünü olanları görüyorum ve hep içimden ağlamak geliyor. Ben bazen derdimi anlatıyorum, bazen anlatamıyorum.
Çünkü nefes tıkanıyor.
Benim fısfıs olmasa yaşayamıyorum.
Yamaç eczanesi var.
O bana yardım ediyor.
Allah razı olsun.
İlaçlarımı ondan alıyorum.
3 kere ben hastaneye yattım.
3’ünde de bu Yamaç Eczanesi bana yardım etti.
Sizden ricam yetkililere duyurun benim sesimi.
Ben 25 seneden beri, 30 seneden beri dünya yüzü görmedim.
Perişanlık çekiyorum.
Sizden ricam yetkililere benim sesimi duyurun.
Başka bir şey istemiyorum.
Bana yardım etsinler.
Ben ortalıktan kurtulayım.
Hiç olmazsa bir de tezgahımın olur.
Tezgahımın başında otururum.  
Akşam olduğuna giderim evimde yatarım.
Kimseye çare bulduramıyorum.  
Komşular diyorlar ki ‘zamanında neredeydin, zamanında paranı kime yedirdin, nasıl çalıştın zamanında, o çalıştıklarını meydana çıkar.” 71 yaşından sonra rahat edeyim biraz”


Onedio / Arzu Semender

genelev meliha türkgenç cimcime anne