AK PARTİ BİTTİ Mİ (3)

TAKİP ET

Ak Parti Neden Kaybetti Sorusuna cevap niteliğindeki birbirinden çarpıcı tespitler, en doğru tahliller yazılmayanları yazan, söylenmeyenleri söyleyen Ekrem Arpak'ın kaleminden.

Ekrem İmamoğlu’nun büyük farkla kazandığı bir başka deyişle Ak Partinin 17 yıl aradan sonra kaybettiği ilk seçim olan İstanbul BŞ Belediye Başkanlığı seçimi üzerinden Erdoğan ve Ak Parti analizimiz devam ediyor.

İstanbul seçim sonuçlarını doğru okumanın ülkem ve Erdoğan açısından çok ama çok değerli olduğu kanısındayım. Kaldı ki sıraladığım ve sıralamaya devam ettiğim onca sorun, sıkıntı, hatalara rağmen bugün karşımızda tek başına %45 gibi çok önemli bir oy desteği alan Ak Parti gerçeği var gibi görünüyor değil mi?

Değil işte!

Çünkü Ak Partinin hala ayakta durması ve %45 bandında oy almasının temel sebebi Erdoğan’ın hala ülkenin yarısında var olan hatırı sayılır kredisinden ibarettir… 

Erdoğan’ın olmadığı bir Ak Partinin tıpkı ANAP tıpkı DYP ve tıpkı SHP gibi tarihin tozlu sayfaları arasına girmesi an meselesidir.

İşte bu yüzden Erdoğan’ın partisi hakkında derhal keskin kararlar vermesi, var olan hatalar ile yüzleşmesi ama özellikle parti içine sızmış AKP’lileri derhal tasfiye etmesi kendi liderliği ve parti selameti açısından olmazsa olmaz gibi duruyor.

Ve biz sorunları sırlamaya devam ederek soracağız ‘’Ak Parti Biti mi?’’ diye soracak, sorgulayacağız.

F- VAKIF & OCAKLAR & DERNEK VE OSMANLIYA DÖNÜŞ SORUNU!

Ak Partinin kendi ayaklarına sıktığı antipati / tepki kurşunlarından birisi de; eli kanlı ve yüzlerce vatandaşımızın şehit olmasına neden olan Fetö Terör Örgütü bir diğer adı ile Fetö Cemaati sorunu henüz bitmemiş iken farklı cemaat bağlantıları olan birçok vakıf, dernek, ocaklara tanıdığı büyük imtiyazlar oldu…

49 çocuğumuzun tecavüze uğradığı iddiası ile ülke kamuoyu vicdanın ciddi yaralar açan Ensar Vakfına bırakın cezai müdahale yapılmasını, ödül verir gibi bütçe ayrıldığı iddiaları büyük tepkilere neden oldu.

Yine ülke genelinde büyük ihaleleri aldıkları iddia edilen Hayrat Vakfı yine bazı büyük cemaatlerle kurulduğu iddia edilen güçlü bağlar halkı ciddi şekilde rahatsız etti ama bence en ilginç ve gereksiz olan şey milenyum çağında ansızın takınılan Osmanlılaşma veya Osmanlı özleminin yaşatılmaya çalışması oldu…

Gelişmiş bütün Avrupa ve dünya ülkeleri uzayda yaşam alanı ararken demokratik ve çağdaş Türkiye Devletinin yüz yıllar sonrasına geri dönüş beklentisine girmesi izlenimi başta Cumhuriyetçi, laik, Atatürkçü ve ulusalcı kesimler olmak üzere tabanda büyük tepkilere neden oldu.

Yine ardı ardına açılan Osmanlı ocakları ve bu ocakların başkanlarına tanındığı iddia edilen imtiyazlar, bu ocak ve derneklere aktarıldığı iddia edilen ekonomik kaynaklar bir başka tepki sebebi oluyordu.

Bir yandan sporun her alanında başarı için modern statlar, spor salonları, kayak merkezlerine hız verip adeta ülkeye çağ atlatan Erdoğan vizyonu diğer yandan artık sadece spor branşı olan okçuluk, deve güreşi gibi oyunları milli spor ilan etmek ve bunları geliştirmek için kurulan vakıflara aktarıldığı iddia edilen devasa bütçeler… 

Bu yaman çelişki Ak Parti seçmeninde dahi ciddi rahatsızlık yaratırken, mantar gibi türeyen dernekler, vakıflar, ocaklar ve bunların başkanlarına tanındığı iddia edilen imtiyazlar kamuoyunda Ak Parti antipatisine ciddi etki ediyordu.

G- ARTAN KADIN VE ÇOCUK CİNAYETLERİ İLE TACİZ VE TECAVÜZLERİNE GEREKEN CEZALARIN VERİLMEMESİ!

Güncel hayatı birazcık takip eden, gören, algılayan, farkında olan herkes ülke de son yıllarda ciddi, vahim oranda artan kadın ce çocuk tacizlerini, cinayet ve istismarlarını görecektir.

İşte bu hal ve ahval içinde iktidar partisinin suçlulara verilmesi gereken caydırıcı cezalar hakkında adım atmaması yine 80 milyon vicdanında hem ağır yaraların hem dinmeyen tepkilerin açılmasına neden oldu.

Nihat Doğan denen türkücü efendinin hunharca katledilen bir genç kızın giyimi üzerinden oh çekmesine rağmen Ak Parti saflarında siyaset yapması bile tek başına tepki, antipati sebebi olurken, içlerinde akademisyen ve din adamlarının bulunduğu bazı isimlerin ensest ilişkileri, babanın çocuklarına taciz ve hatta tecavüzünü, kadına zulmü, işkenceyi, kadının cinsel köleliğini özendiren, dillendiren hatta fetva veren isimlere müdahale edilmemesi de aslında dehşet veren bir durumdu.

Bakınız; ‘’Bir babanın 9 yaşındaki çocuğu ile cinsel teması günah değil bademlemedir!’’ diye buyurun Cübbeli şarlatanın bu ülkede din adamı olarak para kazanması, itibar görmesi ülkenin geleceği adına kaygı, güzel dinimiz adına utanç vericidir…

Yine içlerinde rektör, savcı, sanatçı, gazeteci ve daha birçok önemli meslekten kişilerin olduğu bir takım isimlerin abarttığı; Erdoğan’ı nerede ise MESİH ilan eden yalakalıkları bir başka tepki sebebi oldu.

Bu ülkede sosyal medyasından ‘’Liderimiz isterse cariyesi olmaya hazırım!’’ paylaşımı yapan genç kızlar, ‘’Eşimi Cumhurbaşkanımız ile aynı yatak da görürsem helaldir’’ diyen namus yoksunu rektörler, ‘’Erdoğan’ın kullandığı tuvalet kâğıdı olayım!’’ diye buyuran sözde gazeteciler gördük, dehşete düştük.

Yine her yıl ulusal bir Tv kanalında yoksul ülke halkına sabretmeyi öğreten ve sabretme tavsiyesi içim sadece bir aylık Ramazan boyunca yüz binlerce lira para kazanan hocanın rektörlüğe atanması doğrusu kabul edilir bir hareket değildi.

Ülke de din istismarcıları artmış, cinayetler, tacizler ve azılı suçlular elini kolunu sallıyorken bir türlü gelmeyen adalet ve bu tiplere karşı sessiz kalınması hem kamuoyunda rahatsızlık yaptı hem de güzel dinimize büyük zarar verdi.

H- AK PARTİ İÇİNDEKİ AKP’LİLER!

17 yıllık destansı seçim zaferleri ve güçlü iktidar olma hali beraberinde doğal yıpranma, yüz eskimesi ve kendi içinde yol ayırımlarına neden oluyor; Ak Parti en büyük hatayı birlikte yola çıktıklarını yolda buldukları ile değiştiriyordu!

Ak Partinin her bölgede güçlü, karşılığı olan ve liyakat sahibi isimleri yerlerini Ak Parti davası ve Erdoğan çizgisi ile alakası olmayan isimler almaya başladı. Geçmişte Ak Parti ve Erdoğan karşıtlıkları ile bilinen ve bu karşıtlıklarını hakaret boyutunda alenen dile getiren birçok ismin kabine, MKYK’ ya girmeleri, genel merkezde önemli makamları işgal etmeleri gerçek Ak Partilileri peyderpey küstürmeye başladı.

Çünkü Ak Dava bilinci ve Erdoğan çizgisinden bihaber bu isimler yaptıkları her hareket ve attıkları her adımda partiye ve Erdoğan imajına büyük zararlar veriyor; kamuoyunda Erdoğan ve Ak Parti düşmanlığını körüklüyordu…

Ülke çapında nerede ise bütün bölgelerde ihale, rüşvet, torpil bataklığına bulaşmış Ak Parti içindeki AKP’li belediye, il, ilçe başkanları ve milletvekili olduğu iddiaları tam bir nefret tohumu gibi ekildi!

Borç batağında olan belediyelerden hesap sorulmaması ciddi bir tepki nedeni iken; terör olmayan il, ilçelerde terör karşısında kahraman rolüne bürünen AKP’lilerin masum Kürt halkı üzerinde zulme vardığı iddia edilen eylem ve söylemleri bir başka oy kaybı ve tepki sebebiydi.

Bütün bunların yanında işsizlik, bitmeyen ekonomik krizler, kaotik siyaset zemini Ak Partinin oy kaybına neden olan diğer önemli sorunlardı.

 

Devam Edecek

ak partİ İÇİndekİ akp’lİler! kadin ve Çocuk cİnayetlerİ