AK PARTİ BİTTİ Mİ? 4 Son

TAKİP ET

Ak Parti Neden Kaybetti Sorusuna cevap niteliğindeki birbirinden çarpıcı tespitler, en doğru tahliller yazılmayanları yazan, söylenmeyenleri söyleyen Ekrem Arpak'ın kaleminden.

Malum günlerdir İstanbul BŞ Belediye seçiminde yaşanan büyük düş kırıklığının Ak Parti üzerinde yaratacağı tahrip edici etkileri ve Ak Partiyi bu yenilgiye getiren süreci alabildiğine objektif, net, tarafsız bir şekilde anlatmaya çalışıyoruz.

İstanbul seçim sonuçlarını kendine has tarz ile ‘’Sanmasınlar yıkıldık, sanmasınlar çöktük...

Bir başka bahar için sadece yaprak döktük...’’ yorumlamıştı Cumhurbaşkanı Erdoğan. İşte tam da bunu dile getirmeye ve dökülmesi gerek yaprakları anlatmaya çalışıyorum!

Zira sepetteki çürük domates misali koca ağacın bütün dallarını, yapraklarını, meyvelerini çürüten birçok kuru, çürük, kokuşmuş yapraklar birikmişti AK PARTİ iktidar ağacında… Ve onlardan en önemlilerinden birisi de HIRSIZ VE HORTUMCU Belediye, il, ilçe başkanları ile Ak Parti apoletleri bazı siyasilerdi.

Yıllardır Erdoğan’ın karizması, güçlü kredisi üzerinden tahmin edemeyecekleri makamlara gelen bazı liyakat yoksunu isimlerin adeta önüne geleni yutan dev bir hortuma dönen İMAR BARIŞI!, Pik yapan DİN VE İNANÇ TÜCCARLIĞI’ na önlem alınmaması, BANA OY VERMEYEN VATAN HAİNİDİR! Gibi ötekileştiren bir siyasi anlayışını benimsemeleri, ABD’ ye biat edilen PAPAZ KRİZİ, AİLE KABİNESİ eleştirilerine yol açmaları, sıfır noktasına gelen ÜRETİM ve İHRACAT, Bitmek bilmeyen ekonomik krizler ve daha birçok sorun yaratmaları bir yandan Ak Partinin sürekli oy ve prestij kaybına öte yandan muhalefet ve bazı iç dış mihrakların Erdoğan düşmanlığını körüklemelerine neden oldu…

Beceriksiz, liyakat yoksunu bazı Ak Partililer yüzünden Erdoğan tek başına kaldı ve doğal olarak basuru azan vatandaş bütün sorumluluğu Erdoğan’a attı!

Erdoğan artık siyasi bir lider değil sanki 80 milyonu Süpermen gibi lazer gözlü ve her bireyi tek tek gören, değerlendiren, cezalandıran, ödüllendiren insanüstü bir güçtü! Bu süreç Erdoğan’ı giderek yalnızlaştırmaya başladı ki kendisinin zaman zaman sıklıkla söyledi ‘’YANILDIK-ALDATILDIK!’’ ifadesi de aslında ne denli yalnız olduğunun göstergesiydi.

Tamamen halktan kopuk, ulaşılamayan bakanlar, bakan yardımcıları, belediye başkanları, il, ilçe başkanları seçimden seçime oda Erdoğan’ın gölgesinde fotoğraf karesine girenler el birliği ile Ak Partinin oy ve prestij kaybına neden oldular.

Erdoğan bir yandan zorlu dış politika ile uğraşırken bir yandan da kendi partisinin içine sızmış AKP’lilerin bitmek bilmeyen skandalları ile mücadele etti…

Sırtını Erdoğan’ın halk nezdindeki kredi ve karizmasına, gücüne dayayan bazı isimlerin sebebiyet verdiği skandalların boyutlarının artık rüşvet, ihale, torpil, vurgunları aşıp vaat

karşısında taciz, zoraki ilişkiler boyutuna gelmesi giderek kamuoyunda ciddi bir rahatsızlık yarattı.

Yapanın yanında kalan durumu, vurgunculardan hesap sorulmamasının yanında ‘’Biz milletin …………sını belleyeceğiz!’’ diyenlerin bu ülkede en büyük ihaleleri aldıkları iddiaları, tamamen taraflı ve yanlışı bile alkışlayan basın Ak Partiye zarar veren diğer sorunlardı.

Özellikle kanala ve onun eski FETÖ Lideri hayranı moderatörünün başını çektiği bütün kanalların, gazetelerin karbon kâğıdından çıkma özgüleri bir süre sonra sevimsiz ve tatsız bir hal aldı.

Özellikle basının bu içler acısı hallerine ve Erdoğan’ın etrafına çöreklenmiş yalaka takımına karşı Milat Gazetesinin değerli yazarı Avukat Ercan Ezgin’in şu cevabı aslında tehlikenin ve yaşananların habercisiydi fakat kimse göremedi.

‘’Bizi, sorunlarımızı, çözüm önerilerini bizzat bizim gibi bölgede yaşayan, sahada mücadele eden ve kitabın tam ortasından konuşan bizden dinleyin artık... Hem nalına hem mıhına vuran yalakalardan değil... Çünkü sonuç hep hüsran oluyor, olan da bu mazlum halka oluyor.’’

‘’Yaşanan krizleri iyi analiz edemeyen Ak Parti, emin olun hakikati asla idrak edemez! Çok değil, 3-5 yıl sonra bizim gibi bu davaya gönül ve emek veren, hak ve hakikati yazan kalemleri bulamayacak artık!’’ diye ekliyordu Ercan Ezgin Üstat. Ve Sevgili Dostum Ercan aslında davası için çok ama çok şey daha söylüyor, Ak Partinin paraşütsüz inişini önlemek için çırpınıyordu ya; Ercan Ezgin gibi ülke sevdalısı, dava bilincini tecrübe, vicdan, merhamet ve entelektüel birikim ile harmanlamış isimler azdı, zaten az olan Ercan Ezginler de Ak Parti de artık yoklardı!

AK PARTİ BİTTİ Mİ?

Bütün bu sorunlara rağmen İstanbul seçim sonucu Ak Partinin bitiş habercisi miydi yoksa Erdoğan’ın söylediği gibi gelip geçici ve küllerinden doğuşun bir başka tarifi olan yaprak dökümü mü?

17 yıldır iktidar olan Ak Partiyi bilmem ama Recep Tayyip Erdoğan’ın güçlü liderliği ve kredisinin öyle hemen bitmesi mümkün değil kanısındayım. Hele de;

1- MHP ile kurulan Cumhur İttifakını bitirecek!

2- Çözüm sürecine yeniden dönerek Kürt Halkına samimiyetle gönül açacak!

3- Fetö ile yürütülen mücadele de siyasi ayaklarını ayıklamayı ve masum, mazlum KHK Mağdurlarını işlerine iade edecek!

4- Var olan ve adı AİLE & KARADENİZ Kabinesi çıkan kabineyi bütün bölgeleri kucaklayacak şekilde revize edecek!

5- Tez elden Tarıma, Hayvancılığa, Eğitim ve sanayiye yönelik üretime dayalı projeleri hayata geçirecek!

6- İmar Barışını adil bir zemine oturtacak!

7- Suriyeli Göçmenleri bayram sefası yaptıkları ülkelerine geri gönderecek!

8- Birer Tefecilik, rüşvet, ihale baronu haline gelen AKP’lileri derhal partiden atacak!

9- Halkı sömüren kim olursa olsun adalet önünde hesap soracak!

10- Din ve İnanç sömürücülerine aman vermeyecek!

11- Karadeniz Lobisine artık dur diyecek!

12- Basın, ifade ve düşünce özgürlüğüne yönelik samimi adımlar atacak!

13- Yeniden halkın arasına karışacak!

14- CİMER gibi halk ile arasındaki tek iletişim köprüsünü aktive Edecek!

15- Ülkenin güçlü lideri olarak kardeşlik binasına ilk tuğlayı ekleyecek!

16- Ötekileştirme politikalarına son verecek!

17- Selahattin Demirtaş’ı tahliye edecek!

18- Ülkenin Cumhurbaşkanı olarak bütün partilere ve düşüncelere kucak açacak!

 

Recep Tayyip Erdoğan ve Ak Parti çınarı mutlak bir şekilde yeniden yeşillenmiş dallarında sevgi, merhamet, adalet, vizyon, halkçı kokan taze yapraklar açacaktır. Bu şekilde geri dönen Erdoğan yaşadıkça bu ülkenin lideri olmaya devam edecektir ve hala halkın %45’inde var olan kredisini yine %55-60’lara çıkaracaktır.

Doğrusu sempatik duruşu, samimiyeti, nezaketi ile Binali Yıldırım’ın iki kez kaybeden aday olması benim için ayrı bir üzüntü kaynağıdır. Ve tekrar ifade etmek isterim ki kaleme aldığım hatalar zinciridir Binali Yıldırım’ı kaybeden isim yapan…

GÜLPINAR’LAR AKMALI ÜLKEM DE!

Bakınız; sevgiye, merhamete, aşka, vefaya, kardeşliğe, vicdana: Yani bizi biz eden yani insan olmaya ve güzelden yana ne varsa kirlettiğimiz bir zamandan geçiyoruz…

İki kız çocuğu babası olarak içine düştüğümüz bu nefret, kin, çıkar hırsı bataklığından ödüm kopuyor!

Yedi bölgesi ile ülkesine âşık bir Kürt olarak ülkemin geçmişinde zerre şaibe olmayan, bilgi birikim, merhameti, vicdanı, vizyonu ile gençliğimize rol model, siyasetimize temiz oksijen olacak M. Kasım Gülpınar gibi isimlerin kabine, MKYK ve genel başkan yardımcılığı gibi makamlarda olmasının olmazsa olmaz bir mecburiyet haline geldiğine inanıyorum.

Göğsünde Fransa’nın en önemli devlet nişanını taşıyacak kadar başarılı, vizyonel bir siyasetçi olan Gülpınar aynı zamanda ülkenin, Erdoğan’ın, Ak Parti ve tüm Kürtlerin arasında kurulması acil olan sağlam köprünün en güçlü adayı belki de tek ismidir.

Yıllardır AB Uyum Komisyon başkanlığını başarı ile yürüten ama aynı zamanda Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun dinamiklerine hâkim olan Gülpınar edindiği tecrübeler ile hem Kürt sorununa, hem Ak Partinin yeniden ayağa kalkmasına hem ülkesine büyük hizmetler ile eşsiz katkılar sunacaktır.

Bu ülkenin, Ak Partinin derhal halkı kucaklayan, ülkenin birçok yerinde ciddi karşılığı olan yıpranmamış, tertemiz isimlere ihtiyacı vardır ve bu ihtiyacı karşılayacak en önemli isimlerden birisi belki ilki Mehmet Kasım Gülpınar’dır.

Bir memleket aşığı olarak Şanlıurfa için de Mehmet Kasım Gülpınar’ın liderliği, bakan veya genel başkanlığı şehrimin huzuru, iç barışı, refahı için umuttur…

Kaldı ki yoksulluk, işsizlik, mevsimlik işçi dramları, eğitimsizlik Urfa’nın kaderi olmaktan çıkmalıdır. Mahmut Kaçar, Selim Bağlı, Halil Özcan gibi diğer önemli siyasileri de mevcuttur ve ülkenin en önemli tarıma arazilerine, yeraltı yerüstü zenginliklerine, tarihi eserlere sahip memleketimin bu kör talihi yenmemesi için yeterli olacaktır.

BŞ Belediye başkanı Zeynel Abidin Beyazgül’ü, ülkenin en genç iktidar partisi il başkanı Bahattin Yıldız’ı, STK’ları, esnafı, halkı ile Urfa tek yürek olmalı ve omuz omuza yürümeli ekonomiden kendisine düşen pastayı artık almalıdır.

Abdullah Erin’in sırtına yüklediğimiz 2 milyonluk nüfusun milyarlık fakirliği, çaresizliği; eğitim, işsizlik, sağlık sorunlarının kangrene dönüşmesi an meselesidir.

Abdullah Erin erinmeden gerçek bir devlet adamı olarak üzerine düşeni fazlası ile yapmış, yapmaya devam etmektedir ancak bütün şehir derhal bir araya gelinmez ise bilinmelidir ki kurumakta olan URFA AĞACI’nın yeniden kök salması, yaprak açması mümkün değildir.

Sevgi ve saygılarım ile….

SON

ak partİ bİttİ mİ