ŞEYHANLIOĞLU : GERÇEK KANAAT ÖNDERİ DE AĞA DA BENİM !

TAKİP ET

BÖYLE AĞAMI OLUR LA ? ! Adam turizm diyor, proje diyor, eğitim diyor, altı dil biliyor!.. Ya!!! Ecz. Haşim Şeyhanlıoğlu ; Çantacı kanaat önderlerini , Eyyübiye belediyesini, "AĞA" lığı Urfa'lı sanatçı ve haber-sanliurfa'nın sıra dışı yazarı Ekrem Arpak'a anlattı...

BÖYLE AĞAMI OLUR LA ? !

Adam turizm diyor, proje diyor, eğitim diyor, altı dil biliyor!.. Ya!!!  

Ecz. Haşim Şeyhanlıoğlu ; Çantacı kanaat önderlerini , Eyyübiye belediyesini, "AĞA" lığı Urfa'lı sanatçı ve haber-sanliurfa'nın sıra dışı yazarı Ekrem Arpak'a  anlattı...

Ekrem Arpak & Haşim Şeyhanlıoğu söyleşisi....

Şükürler olsun; sahnede alın terimi dökmüş ve konukların yüreklerine türkü, kulaklarına memleket sevdamızın şiirlerini fısıldayıp çıkmışım.

Otele atıyorum kendimi. Henüz odaya girer girmez kapı çalıyır ve esmer delikanlı su bardağında gece kadar koyu, gece kadar kızıl demli çayımı getiriyor!

Ezberlemişler beni !..  Biliyorlar artık gecelerde iki dostumdan birinin kaçak çay olduğunu, sağ olsunlar..

Hava oldukça soğuk ama odanın balkon kapısından geceyi izliyorum. Tarihin sıfır noktası sessiz türküler fısıldıyor adeta..

Telefonum çalıyor. Arayan henüz tanıştığım ama sıra dışı bir adam!

Bakmayın bizim iki günlük tanışıklığımıza. asırlardır aynı topraklarda boy vermiş fidanlarız aslında ve köklerimiz aynı toprakta karışmış birbirine.

Ancak, ekmek kavgasında dört bir yana savrulmak ya kaderimiz: Ona  Rusya bana İstanbul da mücadele etmek düşmüş..

Kalemimden tanırmış beni ve zaten yüz yüze tanışmak isterken hayat tesadüfen buluşturmuştu iki gün önce 

BEN HAŞİM ŞEYHANLIOĞLU

Sevgili okurlar; Urfa'mızda her biri birbirinden köklü, değerli büyük aşiretler var bilirsiniz. Bu büyük aşiretlerin önde gelenlerinden biri de Şeyhanlı Aşiretidir. İşte bu aşiretin ta deden ve feolitik hiyerarşiye göre gerçek ağası Haşim Şeyhanlıoğlu'ydu telefondaki deli dolu sesin sahibi!

"Keko bir gece çayına var mısın?" dedi. "Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın, demlik demlik varım keko.." dedim gülümseyerek. Ben tekrar hazırlanırken o gecenin soğuğunda yola çıkmıştı bile.

GERÇEK KANAAT ÖNDERİ DE AĞA DA BENİM !

Lobiye iniyorum. Siyah paltosu, haksızlığın köküne kibrit suyu dökmeye hazır çakır gözleri ve gülümseyen yüzü ile Haşim Ağa bekliyor beni.

LA BU NASIL AĞA !

Vakit geçirmeden gece belki de açık tek mekana geçiyoruz. Maşallahımız var, mekan bizim, deymeyin keyfimize.

İlk soruyu ben soruyorum:

E.A " Sevgili Haşim; Şeyhanlı aşiretinin ileri gelenlerinden biri olduğunuzda biliyorum. Bana biraz aşireti anlatır mısın?

Gülümsüyor Haşim! Göğsü kabarıyor ve başı dik başlıyor söze..

H.Ş " Ekrem Bey; ben egoları olan biri değilim! Benim için herkes değerlidir. Ve fakat niye böyle başım dikeldi biliyor musun? Çünkü ben bu topraklarda var olan topraklarını, parasını gariban köylüsüne, yoksula ücretsiz dağıtan ağa bir dedenin torunuyum! Ben servetinin çoğunu aşiretine harcamış bir babanın evladı ve bu toprakların en kadim aşiretlerinden birinin ferdiyim."

Dizi oyunculuğu vücut ve mimik sanatını bilmeyi gerektirir. Yani karşınızdaki konuşmadan anlamak ve hatta tanıma şansı verir adama. 

Haşim'e bakıyorum: Gözlerini kaçırmıyor benden ve kendine güvenen samimi bir duruş sergiliyor. Üstelik aşireti ve geçmişi ile gurur duyan bakışları var.

E.A " Sevgili Haşim; fedoaliteye kısmen karşı olduğumu sanırım makalelerimden tahmin etmişsindir. Ağa diye halkımın kanını sömürenlere karşı tepkimi de. Oysa sen bölge makus talihinde nadir görülen bir ağa tarif ediyorsun.

Haşim gülümsüyor ve sonrasında hayatın bütün tecrübelerine rağmen yanılabildiğimi hatırlatıyor söyledikleri ile!..

H.Ş " Biliyorum Ekrem Bey. Ama şimdi size bilmediğiniz birşey söyleyeyim! Bakın haklısınız. Ağa diye, kanaat önderi diye bu toprakları mazluma dar eden insanlar var. Ama benim dedem, babam ve onların babası hiç bir zaman öyle olmadı. Hatta bizler hep akrabalarımızın arkasında durduk. Siyaseten dahi akrabalarımızın yolunu açıp kendimizi perde arkasında bıraktık. Bakın ulusal bir gazetenin bölgenin en cömert ağaları listesinde dedem vardır, babam vardır.."

ÇANTACI KANAAT ÖNDERLERİ !

Ve fakat Haşim'in asıl bundan sonra söyledikleri şaşırtıyor beni. Siyasetin hiç bilmediğim kirli bir gömleğini daha masya koyuyor Haşim Ağa!

H.Ş " Bakın Ekrem Bey; Urfa'mızın genetiği ile oynayan isimlerin bu topraklara verdiği en büyük zarar sadece ihalelerde, torpillerde yaptıkları vurgun değildi! Bu adamlar dışarıdan kendilerine kul köle olacak ve benim deyimim ile kanaat önderi etiketi ile çantacı, yüzdeci tipler ürettiler bu memlekette! Urfa da olup biten sömürünün %50'sini cebe indiren sahiplerinin %10'cu çakma ağalar, kanaat önderleri yani! Elbette bütün ağaları aynı kefeye koyamazsınız ama mesela benim siyaseten, memleketim için ve para, pul kaygısı olmadan attığım ilk adımda önüme bariyerler koyan malum şahsın bir dolu çantacı kanaat önderleri oluştu burada! "

Kafam karışıyor Haşim'in kurduğu her cümlede.. Bu arada yemeğimiz bitmiş gecenin zeytin karası saatinde garson yorgun bir yüzle çaylarımızı getiriyor. Eski bir garson olarak empati kuruyor, özür dileyerek helallik alıyorum. Evet kafam karışık zira bölgenin en güçlü aşiretlerinden birisinin ağası adam sosyalizmden, haktan, eşitlikten, sömürüden dem vuruyor! Ve fakat heybetli gücüne rağmen ilginçtir siyasete girmemiş bugüne kadar?!

E.A " Sizi engelleyen isme geleceğiz sonra. Asıl merak ettiğim neden bugüne kadar siyasete girmedin?

Belirgin bir pişmanlık yok Haşim'de.. Ama yüz hatlarında akrabalarına verilmiş tonla desteğin gururu var. " Çünkü" diyor Haşim;

H.Ş " Çünkü hep akrabalarımızı destekledik siyaseten. Söyle örnek vereyim: Urfa da her milletvekilinin sorumlu olduğu bir ilçe vardır. Oysa M.Ali Cevheri bütün ilçelerin milletvekilidir!..

E.A " Nasıl yani? Sn.Cevheri'yi diğer vekillerden üstün kılan, ayıran nedir ki?" diyorum haklı bir şaşkınlık ve kabul etmez bir ses tonu ile.

H.Ş " Ekrem Bey; elbetteki bir üstünlükten bahsetmiyorum. Bakın ne yazık ki vekil boyutunda Urfa talihsiz bir süreç yaşamıştır! Rakama vurduğumuzda başarı oranı %8/10 ötesi yok! Mesela hem şahsiyeti hem köklü aile geleneği ile Sn. Mehmet Kasım Gülpınar da benim için bölgenin çok büyük değeridir. Tertemizdir. M.Ali Cevheri'yi farklı kılan ise büyük Şeyhanlı aşiretinin bütün ilçelere dağılmış nüfusudur.." 

250 NÜFUSU AK PARTİ İLE BİZ BARIŞTIRDIK !

Bakın iddia ediyorum; eğer Sn.Mehmet Ali Cevheri'ye kalbi inancımız olmasa idi: Urfa'nın genleri ile oynayan, ekonomik çıkar pençelerini gariban insanımızın tenine geçirmiş ithal bakanın küstürdüğü başta şahsım ve aşiretim Ak Partiden kopmuştu!. Seçim döneminde Sn. Cevheri ile gecemizi gündüzümüze kattık. İnsan üstü bir mücadele verdik aşireti yeniden partiye kazandırmak için. Bu yüzden bütün ilçelerin vekilidir diyorum.."

Çaylar biri biri ardına geliyor; Haşim konuştukça sadece gözlerindeki ışıltı değil yüreğinde de hem haksızlığın hem memleket sevdasının birikmiş sıra dağlarından rüzgar esiyor masamıza.

E.A " Engellendim diyorsun ısrar ile. Bu durumu israr ile en sona bırakmak istiyorum. Asıl öğrenmek istediğim konu şu: tarih boyunca siyasete girmemiş ağa bir dede ve babanın evladı olarak siyasete girmek nereden geldi aklına? Ve kanat önderliği gibi bölgede ciddi bir yaptırım gücü olan bir gerçeklik varken neden siyaset? Artı siyaset halka hizmet, milyonları yönetmek için ağa torunu ve modern çağın ağası olmak yetiyor mu sence? Şahsen ben ilkoukul mezunu ağa vekillerden bıktım. Şimdi Haşim Şeyhanlı neden bunlardan biri olarak memleketimi temsil etsin ki? " 

Bir kahkaha patlatıyor Haşim ki gecenin soğuğunda kendime geliyorum. "Arkadaş" diyorum kendime " Çok mu ağırına gitti. Adam benimle dalga mı geçiyor? La yoksa kavgaya mı tutuşacağız?! Şükür o Şeyhanlı ise ben de Kejan'lıyım! " 

Elbette latife yapıyorum. 

AĞAYA BAK!

H.Ş " Ekrem Bey; ben eczacılık fakültesini Rusya federasyonunda bitirdim. Bununla yetinmedim ilaç uzmanlığı fakültesini yine yurt dışında bitirdim. 15 yıl Rusya federasyonunda yaşadım. Bu arada altı dil biliyorum!" 

BEN BOŞA KONUŞMAM
YA SÖYLEMEM YA SÖYLEDİM Mİ YAPARIM !


Gemi limandan kalkmış bir kere ve dümende Haşim kaptan var! Azgın dalgalara aldırmadan almış gazını, aşıyor milleri. Sessizce ama şaşkınlıkla dinliyorum.

Bir ara dümene geçip çay molası için limana yaklaşarak bir soru soruyorum.

E.A " Tamam bu çok özel bir durum ama sağlık sektörü veya mezunu olmak yetiyor mu yani?! "

ARKAMDA 16 BÜYÜK RUS İŞ ADAMININ HER BİRİ DEVASA YATIRIM PROJELERİ İLE TALİP OLDUM !

H.Ş " Ekrem Bey; 15 yıldan bahsediyorum. Orada tabi ki sadece eczacılık ve ilaç sanayi eğitimi almadım! Çok ünlü Rus İş adamları ile belediyecilik üzerine resmen doktora yaptım!  Rusya Federasyonunda Türk İş Adamları Dernek kuruluşu ve başkanlığını yaptım. Vlademir Putin'in siyasi baş danışmanı Sn. Alexsander Titov ile kardeşlik düzeyinde yakın ilişkilerim oldu ve devam ediyor.. Ama bu arada memleketimi hep takip ettim ve açıkçası günlük projeler ve hayata küçük pencereden bakan bazı siyasilerin varlığından ciddi rahatsızdım!. "

EYYÜBİYE DE BEN OLSAYDIM !

H.Ş " Sonra bir karar verdim ve Ak Parti Genel merkezi ile konuşarak memleketimde siyasete girmek sureti ile hizmet etme arzumu iletim. Hatta o dönem genel merkez (neden BŞ düşünmüyorsun?) dediler. Kendilerine de söyledim. Eyyübiye Urfa'nın kalbidir. Eyyübiye'nin düzelmesi Urfa'nın düzelmesi demektir."

Belli ki Haşim Ağa çok dolu. Ama bu doluluğun karşılığı da var. O bildik tanıdık hikâyeler ile açıklamıyor arzusunu. Ütopik ve birçok bölge siyasetçisinin hayali önermeleri ile oy avcılığına soyunmuyor.

H.Ş." Genel merkez ile görüşmeden önce 16 büyük Rus İş adamının desteğini aldım mesela! 
1- A. Park projeleri
2- Teleferik
3- Dünyanın 3. Büyük açık hava müzesi
4- Yapay Gölet
5- Güneş Enerjisi
6- Turizm amaçlı direk Urfa Rusya uçak seferleri 

Bunun yanında Rus İş adamlarının yatırım için cazibe merkezi haline gelecek bir Urfa idi hayalim ve ben birşeyi ya söylemem ya söyledim mi yaparım.." 

EYYÜBİYE BELEDİYESİ ÜLKENİN EN BAŞARISIZ BELEDİYESİDİR ?

Nedense içimden bir cin çıkıyor ve Haşim Ağa'yı kışkırtmak için birkaç soru fısıldıyor kulağıma!

E.A " Peki, üstat anladığım kadarı ile Eyyübiye Belediye Başkanı olsaydım resmen hem Eyyübiye hem Urfa'ya çağ atlatırdım, diyorsun. Tamam, peki an itibari ile var olan yönetimi nasıl buluyorsunuz?"

Hiç düşünmeden cevaplıyor Haşim Bey;

H.Ş " Bakın iddia ediyorum; ülkenin en başarısız yönetimidir şu anki yönetim!"

E.A " Biraz haksızlık yaptığınızı düşünmüyor musunuz? Mesela geçen benim de kaleme aldığım Ak Evler Projeleri var.."

Karşımdaki naif adam birden yıllardır siyaset yapmış kırk yıllık yönetici profiline dönüşüyor.

H.Ş " Ekrem Bey; Ak Evler projesini siz başarı mı görüyorsunuz? Allah aşkına o proje muhtarlıklar düzeyinde projelerdir. Ben Haşim Şeyhanlı Eyyübiye'yi eğitim, işsizlik, trafik çarpık kentleşmeden kurtulmuş; turizmin, sanayinin ve hatta eğitimin güneydoğudaki başkenti yapmaktan bahsesiyorum. Buyurun sokak sokak dolaşalım eğer halk memnun ise ben sizden de özür dilemeye hazırım! "

Sözleri ile şehrin var olan sorunlarına hakim olduğu kartını da masaya koyuyor Haşim Bey. Siyasi profiller için ciddi bir artı. Ancak onda dikkatimi çeken farklı birşey daha var. Ciddi bir özgüven.. Tavan yapmış bu özgüveni memleket sevdası ile yoğurmuş Haşim ŞEYHANLIOĞLU 15 yıllık yurt dışı tecrübesi ve Rusya Federasyonunda iki kez aldığı yılın belediyecilik projeleri ile harmanlamış. Bütün bunlara ilaveten dedelerinin bu topraklara ektiği cömertlik, bölüşmüşlük, kardeşlik tohumlarının çiçek açan çınarlarına güveniyor.

MAAŞIMI YOKSUL ÇOCUKLARA BAĞIŞLAYACAĞIM !

Yakalamışım modern çağların çağdaş ağasını sınırı zorluyorum.

E.A " Sevgili Haşim; bana öyle bir şey söyle ki hiç duymamış olayım. Halkın seni seçmesi için bir gerekçe.."

Kızarmış yorgun gözleri ile pencereden gecenin karanlığına bakıyor. Tertemiz Urfa havasını çekiyor ciğerlerine.

H.Ş " Bakın Ekrem Bey; ben Haşim Şeyhanlıoğlu! Paraya pula ihtiyacım yok. Hatta bir gün olurda halkıma hizmet etmek nasip olursa; bütün maaşımı yoksul öğrencilere bağışlayacağım!. Ha diyeceksin maaş mı, değil. Ben bu şehri bütün dünyada örnek olacak bir şehir yapacağım diyorum. İşsizliğin kökünü kazıyacağım ve halkımın beli doğrulacak. Şeffaf, temiz, halk ile halk için bir siyasi anlayışı vadediyorum. Çalmayacağım ve çaldırmayacağım arkadaş.."

URFANIN GENETİĞİ İLE OYNADI!

Günlerdir Sn. M. Ali Cevheri ile koşturduğunu bildiğim Haşim yorgun. Benim omuzlarımda ithal yöneticilere karşı verdiğim kavganın yıllanmış yorgunluğu ve gece bile yorgun düştüğü saatleri yaşıyor! Tam bu sırada yarama tuz basıyor Haşim!"

E.A " Peki, gelelim engellenmeniz meselesine.  Neydi seni engelleyen ve gerekçesi neydi seni engelleyenlerin?!

H.Ş " Ekrem Bey; belki ilk kez sizinle oturuyoruz ama; uzun zamandır memleket sevdanız ve Urfa'ya Urfalı bakan yakışır kavganızı biliyorum! İşte sizi nasıl ve hangi neden ile engellediler ise beni de öyle engellediler! Bakın; buradan açıkça ifade ediyorum; eski bakan ve onun çantacı kanaat önderleri memleketin genleri ile oynamıştır! Kanaat önderleri altında tefeci, faizci, ihaleci kanaat önderleri türemiş ve memleket iliklerine kadar sömürülmüş, elli yıl geriye gitmiştir. İşte buna karşı olduğumuz için beni engellediler! Aslına bakarsanız eski bakanın bu tavrı ve memleketime verdiği zararlardan sonra aşiret olarak Ak Partiye ciddi bir kırgınlığımız vardı!  Ve fakat Sn. M.Ali Cevheri'nin adaylığı bir nebze olsun içimi soğuttu ve kendisine olan sonsuz güven ile yeniden bu yola koyulduk.

Küskünlük sürecinden çok daha güçlenerek çıkıp geldim! Hep birlikte, el ele Urfa'yı yeniden ayağa kaldırmak için varım. Bakın Ekrem Bey; benim ailem Urfanın şanlı kurtuluş mücadelesine damga vurmuş bir ailedir. Ve ben diyorum ki; kanı ile bu toprakları sulamış insanların memleketini buradan insanlar yönetmeli.. Sn. Eski bakan bunun ne demek olduğunu bilemez. Sizin ünlü bir sözünüz var ya; Sn. bakan horon teperken, biz duzo oynuyoruz! Haklısınız.. Ve müsaaden ile ekleme yapayım; kendisi sadece halaylarımızı değil, bütün düzenimizin halayını, folklorunu yerle bir etmiştir!" 

GÜZEL ADAM!

Gece bütün ağırlığını vuruyor sırtımıza. Memleket şafak sökümünde yeni umutların sevdaları verecek bize. Kalkmak için müsaade istiyorum. Sarmaş dolaş ayrılıyoruz.

Gecenin karanlığında odama çıkarken memleketimin çakır gözlü, kendini geliştirmiş, projeleri, idealleri olan ve bunları gerçekleştirmek için onurunu dahi ortaya koyan yürekli bir hemşerimi tanımış olmaktan mutluyum.

Sn.Haşim Şeyhanlıoğlu'nun siyasi kariyeri ne olur bilemem ama karşımdaki adam sözünün eri biriydi. Doluydu ve projeleri, yüreğindeki memleket aşkı, ailesine olan bağlılığı ile bu topraklar için güzel şeyler yapacak inancını yüreğimin cebine bırakmıştı.

Yolun açık olsun diyor; bir başka söyleşide görüşmek üzere diyerek selamlıyorum hepinizi..

Not: Keşke memleketimin bütün ağaları sevgili Haşim kadar eğitimli, proje ve vizyon sahibi olsa!

Haşim Şeyhanlıoğlu