Türkiye, bu hafta dünya diplomasisinin merkezine yerleşiyor. Rusya-Ukrayna savaşında tarihi bir dönüm noktasına sahne olması beklenen İstanbul’da gözler; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ve Rusya lideri Vladimir Putin’in katılımıyla gerçekleşmesi muhtemel barış zirvesine çevrildi. Zirvenin seyri, bölgesel dengeler kadar küresel istikrar açısından da kritik önem taşıyor.
Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, yaptığı açıklamada 15 Mayıs'ta Ankara'da Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yüz yüze görüşeceğini duyurdu. Zelenskiy ayrıca, ABD eski Başkanı Donald Trump'ı da görüşmelere katılmaya davet ettiklerini, sürece Washington’un da aktif dahil olmasının barış için itici güç olacağını belirtti.
Zelenskiy’nin açıklamasına göre, İstanbul’daki zirvede sadece Rusya lideri Putin ile birebir görüşme planı bulunuyor. Reuters’a konuşan Ukraynalı yetkililer, Rus heyetinin diğer üyeleriyle herhangi bir temasın planlanmadığını kaydetti.
Kremlin ise İstanbul’daki barış görüşmeleri için hazırlık yapıldığını açıkladı. Ancak Putin’in bizzat katılıp katılmayacağı henüz netlik kazanmadı. Kremlin, bu kararın “uygun zamanda” duyurulacağını bildirdi. Ukrayna tarafı ise Putin’in gelmemesini “Rusya’nın barış istemediğinin açık göstergesi” olarak yorumladı.
Trump cephesinden gelen açıklamada, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio’nun İstanbul’daki görüşmelere katılacağı duyuruldu. Trump’ın özel temsilcisi Keith Kellogg, “Putin gelirse, Trump da orada olur. Bu görüşme barışa her zamankinden daha yakın olabilir” açıklamasında bulundu.
Şanlıurfa’dan Yorum: Türkiye Barışta da Ön Cephede
Barış diplomasisinin kalbinin attığı İstanbul zirvesine dair açıklamalar, Şanlıurfa’da da büyük dikkatle takip ediliyor. Türkiye'nin daha önce Suriye, Libya ve Karabağ krizlerinde oynadığı arabulucu rolünün bu kez Avrupa'nın doğusundaki savaşta da belirleyici olması bekleniyor.
Türkiye, arabulucu kimliğiyle yalnızca jeopolitik gücünü değil; tarihsel sorumluluk ve barış inisiyatifi taşıma yeteneğini de bir kez daha gösteriyor. Şanlıurfalı siyasi çevreler, Türkiye'nin bu kritik süreçte taraflar arasında güven inşa edici pozisyonunu sürdürmesini, bölge için kalıcı barışa zemin hazırlayacak bir fırsat olarak değerlendiriyor.
Yorumlar
Kalan Karakter: