Bu yazıyı iki yıl önce yazmıştım...
ŞANLIURFA'NIN KANAYAN YARASI TEFECİLİK
İnsanların yaşam düzeyleri her ne kadar gelişmiş gibi görünse de, teknoloji almış başını gitmiş olsa da, yaşam sürmek çok kolaymış gibi gelse de tam tersine insanlarımız çok kısır bir döngü içerisinde hayatlarını idame ettirmektedirler.
Gerek dünya genelinde gerekse ülkemizde oluşan ekonomik krizler maalesef ki devletin otorite boşluğu oluşturmasına sebebiyet vermiş insanlar karşılaştıkları bu ekonomik sürprizler sonucunda ciddi sıkıntılara girmişler birçok insanımız iflas ederken birçok insanımız da çok ciddi çıkmazlara girmişlerdir.
Tabi ki bu gelişmeler insanların bankalarla olan ticari durumlarını da tersine çevirmiş halkımızın çok büyük bir kısmı bankalar nazarında vukuatlık olmuşlardır.
Ama hayat devam etmektedir. Bankalarla sorun yaşamaya başlayan insanlarımız içinde bulundukları olumsuzluktan kurtulabilmek için faizle para satışı yapan insanlara yönelmişlerdir.
Yani kısaca TEFECİ denilen insanlara, ve bizim yapmış olduğumuz araştırmalar da göstermektedir ki bu tefecilik yapan insanlar %20 gibi oranlara kadar faizle verebilmektedirler bu paraları.
Denize düşen yılana sarılır misali yeter ki bu çıkmazdan kurtulayım gerisi Allah Kerim diye düşünülerek girilen bu macera zamanla hiçte hoş olmayan sonuçlar doğurmaktadır.
Aldığı paranın faizini dahi ödeyemeyen insanlarımız her geçen gün daha da büyük çıkmazların içine girmekte ve her geçen gün daha da boğulmaktadırlar.
TOPLUM DOKUMUZU BOZAN SOSYAL YARA
Belirli bir zamandan sonra ise bu tefeci diye geçinen insanlar harekete geçmekte parayı verdikleri insanları tehdit etmeler, elinde bulunan ev araba veya ev eşyası gibi malzemelere el koymaya kalkmalar, olayı daha da abartıp aile eş ve çocuklar üzerinden tehditler savurmaktadırlar.
Zaten işin en ilginç yanı ise bu şekilde makaraya sardıkları insanlara bir zamk gibi yapışmakla ün yapan bu tefeciler bir çok insanın elinden her şeyini almakta, bu tür insanlar ya canlarından olmakta, ya intihar etmekte, ya boşanmalar olmakta veya çok daha değişik çok daha vahim sonuçlarla karşılaşılmaktadır.
Bu kişiler sadece bireylerle değil kendilerince gerekli gördüklerinde kurum kuruluş yetkilileri ile de karşı karşıya gelmekte hiç tereddüt etmemektedirler.
Zaten bir insan eğer tefecilik yapıyorsa, diğer gayri resmi işlerle parmağının olmaması hiçte imkânsız görünmemekte ve incelendiğinde o tür işlerde de bu insanların bir şekilde parmaklarının olduğu görülmektedir.
İlimizde uyuşturucu satışı, bonzai satışı, eroin satışı ortaokullara kadar indiği devletimizin kayıtlarında mevcuttur.
Pekâlâ, bunlar okullara kadar ulaşabiliyorsa ilimize kimler tarafından ne şekilde gelmekte, halkımıza ve öğrencilerimize nasıl servis edilmektedir.
Tefecilik yapan insanlar bu konuların neresindedir diye devlet yetkililerimizin bir düşünmesi gerekmez mi.
DEVLET NEREDE ?
Tabi ki burada şu soru akla gelmektedir. Bu memleketin Polisi, Askeri nerededir.
Neden bu olaylara müdahale etmemektedir.
Polis ve asker bir şikayet olsun diye beklemektedir.
Fakat Tefecilerden para alan ve onların kıskacında olan insanlar borçlarını ödemiş dahi olsalar aldıkları tehditler karşılığında polise, askere veya savcılığa durumu intikal ettirememektedirler.
Açıkçası korkmaktadırlar.
Aman bu insanları başıma daha da çok bela etmeyeyim diye düşünmektedirler.
Fakat yine yaptığımız incelemede güvenlik güçlerimizin bu kişileri bildiği tespit ettiği yönündedir.
Çünkü bu tür insanlar zaten toplum tarafından bir şekilde deşifre edilmektedir.
Yani halkın arasında gezin ve insanlara sorun mutlaka size birkaç isim vereceklerdir.
Bu tefecilik işini böylesine açıktan böylesine ulu orta, böylesine vurdum duymaz bir şekilde yapan bu insanlara güvenlik güçlerimiz neden sessiz kalmakta bu insanlar bilindiği halde gerekli araştırma ve inceleme yapılamamakta, bu insanların telefon kayıtları kontrol altına alınmamakta, bu insanlar takibat altına alınamamakta ve toplumun, mağdur yüzlerce insanımızın bu tefecilerden devlet eliyle kurtuluşları sağlanmamaktadır.
Bu konu ülkemiz insanları içerisinde oluşan bir kanser haline dönüşmüştür.
İlimizde de çok yaygın olduğu tarafımızca tespit edilen bu tür insanlar çok rahat hareket edebilmekte, para satışını çok rahat aleni bir şekilde yapabilmekte, tahsilat noktasında her türlü şarlatanlığı, her türlü tehdidi yapabilmekte, gerektiğinde dövmeler, bıçaklamalar hatta silah dahi çekilerek tahsilatını yapmaktadır.
Ama burada olan vatandaşa olmaktadır.
EMNİYET BAŞTA OLMAK ÜZERE YETKİLİ KURUMLAR SOMUT ADIMLAR ATMALI
Hükümetimizden, Jandarmamızdan, Emniyet Güçlerimizden, Valiliğimizden, Savcılığımızdan bu konuda somut gelişmeler yapılmasını, somut adımlar atılmasını bekliyoruz.
Kanser haline gelmiş olan bu konunun halkımızın gündeminden düşmesinin sağlanmasını, perde arkasında ezilen, baskı yiyen, evinden ekmeğinden eşinden çocuklarından olmak ile karşı karşıya kalan halkımızın bu şarlatanlardan bir an önce kurtulmalarının sağlanmasını bekliyoruz.
Toplumun daha huzurlu olması için bu tür tedbirlerin alınması gerekmektedir.
Yapılacak bu uygulama ilimizde son dönemlerle yaygınlaşan bonzai ve buna benzer satışları da ciddi oranda en asgariye indirecektir.
Çünkü bir insan bir konuda suç işliyorsa diğer konularda da işliyordur.
Yani bir insan tefecilik yapıyorsa, insanlara baskı kuruyor tehdit ediyorsa bu insanlar çok rahat bir şekilde bonzai ve buna benzer şeyler satabilirler bunların amacı zaten emek sarf etmeden kısa yoldan zengin olmak değil midir.
Toplumda üreten değil asalak bir vaziyette yaşam sürmek değimlidir.
Gelin hep beraber şehrimize sahip çıkalım, içimizdeki asalakları hep beraber temizleyeyim ve vücudumuzu kanserden kurtaralım.
Tefecisiz bir toplum, bonzaisiz bir toplum, esrarsız bir toplum, uyuşturucusuz bir toplum için geleceğimiz için, rahat huzurlu yaşanılabilir bir Şanlıurfa için el ele verelim…
Abdullah Cengiz
Çok yerinde tespit ve öneri, muhteşem bir konu ve yazı. Lütfen bu iki konuda sık sık yazın hatta kampanyavari etkinliğe çevirelim