Savaş haberlerinden sonra biraz Ukrayna'yı araştırdım.
Güvenilir medya organlarına, akademik yazılara baktım.
Tablo şu.
Ukrayna zengin maden rezervlerine, verimli topraklara ve bol miktarda suya sahip. Adeta bir buğday deposu.
Milli geliri 48 milyon insana yetecek durumda.
Ama gelin görün ki, gelirin çok büyük bölümü bir avuç oligark ve zenginin elinde.
Halkının yüzde 50’si yoksulluk sınırında, işsizlik oranı yüzde 12.
Vatandaşının bir numaralı gündem maddesi fiyat artışları.
Zaporijya kentinde yaşayan İsmail Daye isimli bir Ukraynalı geçenlerde Türk medyasına konuşmuş ve “her gün zam geliyor. Bir litre benzin 16 Türk lirası. Buğday deposu olmasına rağmen bir lavaş 8 Türk lirası. Burada yaşam kolay değil. Gençler yurtdışına gitmeye çalışıyor.” demiş.
Bu olumsuz tabloya karşın Ukrayna devleti özellikle Amerika, Kanada ve İngiltere’den her yıl milyonlarca dolarlık silah alıyor. Bir avuç oligark ülkenin NATO'ya girmesi için çaba harcıyor.
Rusya işte böyle bir ülkeye işgal başlattı.
Haberi alan oligarklar, zenginler, bürokratlar ülkeden bir bir kaçmaya başladı.
Ama yaklaşık bini Urfalı öğrenci Ukrayna'da mahsur kaldı.
Ve Devlet Başkanı Zelenski, yoksul halka direniş çağrısı yaptı.
"Eli silah tutan her vatandaşa silah verilecek."
Böyledir sermayeye dayalı devlet zihniyeti.
Barışta insanca yaşamı çok gördüğü vatandaşını, savaşta bir anda baştacı yapar.
Şimdi Rusya'nın yoksulları ile Ukrayna'nın yoksulları zenginler için savaşıyor.
Jean Paul Sartre'nin sözüydü sanıyorum.
"Savaşı zenginler çıkarır, yoksullar ölür."
Abdullah Cengiz