Harran Üniversitesi Mühendislik fakültesinde, "Helal Gıda" konulu konferans yapıldı. 6 Mart 2017 de yapılan konferansta "Gıda maddeleri gerekli mi? Zararlı mı? Helal mi? sorgusunun ana teması Helal Gıda!
Mühendislik fakültesinde, Helal gıdanın bilimsel konferansı! Şaka gibi ama maalesef gerçek. İnsana bunuda mı görecektik dedirten bir çalıştay.
Bilimin gündeminde yararlı veya zararlı gıdalar var. Doğallığından gittikçe uzaklaşmış ve katkı maddelerle güçlendirilmiş gıdaların, insanlar üzerinde ki tahribatı biliniyor. Katkı maddeli gıdaların yan etkilerinin araştırılması, üniversitelerin asli görevidir. Günümüzde insanlığı yakından ilgilendiren hormonlu sebze ve meyvelerin, gittikçe endüstriyel üretim haline dönüşen gıdalara alternatif organik tarımın gelişmesi için, Ziraat fakültelerinin aslı görevleri arasındadır. (Naçizane hatırlatma)
Harran üniversitesi İlahiyat Fakültesi tarafından "Helal Gıda" çalıştayı yapsaydı gayet kendi doğal asli görevini yapıyor diye düşünürdüm. Helal gıda tanımı bilimsel değil, dini bir tanımlamadır. Örneğin İslam dininde domuz eti haramdır denilerek helal kılınmamıştır. konu tamamıyla ilahiyatla alakalı, yani siz helal-haram gıdaları dinimiz açsından değerlendirip buna göre görüş beyan etmenize saygı duyarım. Benim itirazım Üniversite rektörlüğü bazında düzenlenen ve bilimle yakından-uzaktan alakası olmayan konuyu ciddi ciddi konferans düzenlenmesine karşı; yuh size yazıklar olsun, olamaz bu kadar diyorum.
Harran Üniversite rektörü sayın prof. dr. Ramazan Taşaltın, konferansın sunumunda; "Helal gıda! üreticilerin hoşlanmadığı bir konu" olduğunu belirterek şöyle diyor zatı muhterem; "bu konular gıda ve çevre mühendislerinin de hoşuna gitmiyor. Denetimler olmasın istiyorlar! Her şey serbest olsun istiyorlar! Ama sağlık için denetim şart olduğu ortada" diyerek sapla samanı birbirine karıştırıp, bilimide katlediyor. Söz konusu halk sağlığıysa her turlu denetimin mutlaka olması lazım. Ancak Helal gıda tanımının bununla alakası yok.
Harran Üniversitesi tarafından organize edilen Helal Ürün Konferansına sunum konuşmasını yapan ve panelist olarak davet edilen Profesörlerin, kendi uzmanlık alanlarıyla alakası olmayan konular üzerine fikir beyan etmeleri, üniversitenin saygınlığına gölge düşüren cinstedir. Bakınız üniversite rektörü sayın Ramazan Taşaltın, İTU Elektronik Haberleşme bölümünden 1982 yılında mezun olmuş. Kendini "Helal Gıda Platformu Başkanı" olarak tanıtan Fatih Güntekin, Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesini 1990 yılı mezunu. Uzmanlık alanı olarak Biyokimya Anabilim dalında uzun yıllar görev yapmış, 2007 yılında prof unvanını almıştır.
Hiç şüphesiz bu bilim adamlarımız kendi dalında başarılı sayısız hizmetlere de imza atmış olabilirler. Benim eleştirim ve itirazım, kendi uzmanlık alanında olmayan konular üzerinde, bilimsellik adı altında fikir beyan edilmesidir. Düşünün, söz konusu olan Gıdalarla ilgili konferansa Ziraat fakültesinin ilgili hocaları değil de, elektronik haberleşme uzmanı ile biyokimya ana bölüm başkanını konuşmacı olarak getirilmesi yöntem olarak yanlıştır. Mesleki etik ve ahlak kurallarına aykırıdır.
Bir önceki rektörün Fettullah cemaatinden yargılandığını biliyoruz. Peki şimdiki rektör hangi cemaatin adamı? 2 yıl önce rektörlük seçiminde, 420 akademisyenin oy kullandığı, 11 kişinin rektör adayı olduğu seçimde 96 oy alarak 1. olan Prof. Dr. Mehmet İriadam yerine, seçimlerde 58 oy alan ve 5. sırada bulunan Ramazan Taşaltın Cumhurbaşkanının onayı ile Rektör olarak atanması sorunların ana nedenini oluşturuyor. Zira başkalarının lutufu özerine yapılan görevlendirmelerde bilimsel eğitim çıkmaz.
Yıllardır üniversitelerin bilimsel, özerk olması gerektiği görüşünü dikkate almayan iktidar erkleri, Üniversitelerimizi karanlık cemaatlerin arka bahçesi haline dönüştürdüler. Temennim odur ki, bir an evvel üniversiteler hak ettiği bilimsel ve özerk yapılara kavuşmasıdır.
17/03/2017
Cemal BABAOĞLU