Yazılan yüz yıllık yalan tarih ile anadolu halkları birbirine düşman edildi.Yerlı kavimler unutulup tarih yazılmak isteniyor.Oysa Türki kavimlerin gelişi toplam bin yıl.Moğol önünde sürülen A.Arslan benzer yaşam biçimi ve İslami inançtan dolayı kadim haklardan birisi olan Kürtlerin desteğini alarak Anatoliaya 1071 de girebildi.Selçuklunun uç beyi olan Osmanlı döneminde aşiretler ve mirlikten öte örgütlenemeyen Kürtler sunni olan İ.Bitlisi ile Y.S.Selim arasında yapılan anlaşma ile kendi toprağında özgür olan Kürtler arasındaki çatışmalara Son verilmek istendi.Yavuz bu ittifak tan sonra Mısıra sefer yapabildi, hazineyi ve hilafeti alarak döndü.Osmanlının batıya yaptığı her seferde doğudan gelebilecek saldırıların güvencesi Kürdistan halkı oldu.Kürtlerin bu desteği olmasaydı batıya yapılan seferlerin başarı şansı olmazdı.
Osmanlı adına Çanakkalede tüm tebanın direnişini destanlaştıp sonra gayrı müslimlerden başlayıp Kürtlerin kıyımına varan sürece şahit olduk.Sonrası Erzurum ve Sivas kongresine katılanların etnik kökenleri, verilen sözler tarihten silindi.Lozanda emperyal sistem ile uzlaşmadan sonra uzun bir hazırlıktan sonra isyan gibi gösterip Kürt Kızılbaş var olma direnişini provake edip toplu kıyım ve mecburi iskan ile bölücü Kürt isyanıydı diyerek sonuçlandırıldı. Sonrası sunni Şeyh Said ve diğerleri ile tarih çarpıtılmaya devam edildi.Osmanlıda var olan ülkenin Kürdistan olan adı başta olmak üzere ismi değişmeyen tek yerleşim yeri,medan, dere ve tepe dahi kalmadı.Ata ismi koymak bile yasaklandı.
Dönemin M.E.Bakanı M.Esat Bozkurt Kürtlere “Türklere uşaklık”etmek kaydı ile yaşam hakkı tanımış,C.Başkanı Cemal Gürsel “kim ki ben Kürdüm derse yüzüne tükürün”diyerek aşağılama günümüze dek sürdü.
Günümüzde olaylar tekrar çarpıtılarak tek parti dönemini aratmayacak yöntemlerle aşağılama, inkar ve katliam devam ediyor.Çoğunun feyz aldığı Şeyh Saidi Nursiyi unutup aşağılamak için Kürtleri “Zerdüşt” lükle aşağılıyor.Çarpıtılan tarih ile yetişen bir paşanın Kürtlerin “kart-kurttan”gelmediğini yeni kavrayabildiği bir ülkede yaşıyoruz.
Baldıran zehri içerim diyenler ile yeni yandaşları ile “baş üstünde baş, taş üstünde Taş bırakmamak için topu ile tankı ile sivil halkı ve yerleşimleri bombalıyor.Yerleşimleri insansızlaştırip Suriye göçmenlerini yerleştirmek amaci ile toplu göçe zorluyor.
İdeolojik kılıf ise terör,bölünme fobisi ve “Gidecek başka yerimiz yok”gibi sorunun aslını gizleyen söylemler.Amaç bu söylemler ile liberal ve sol geçinenleri ulusalcı çizgiye çekerek akan kanı meşru göstermek.Bir diğer amaç ise kirli savaş bahanesi ile demokratik alanları daraltıp emek mücadelesinin üstünü örtmek,yasal hak olan emek direnişlerine engel olmak,Soma gibi katliamları gündemden düşürmek.
Geçmişten bu yana yönetenler çıkmaza girdiğinde çarpıtıp kullandıkları 3K dan biri olan Kürt sorunu ve evrensel olan hak talepleri çarpıtılarak kullanılmak isteniyor.Son oyun bu.
Hdp doğrusu ve yanlışı ile yasal bir parti.Seçim döneminde yönetici ve seçmenlerine yapılanlar yetmezmiş gibi parlamentodan millet vekilleri atılmak isteniyor.Bir yandanda Nusaybinden sonra sırada neresi var diye endişe ilebekleyen Kürtler.Diğer tarafta Kürt sorununu bölgede defalarca denenen Ağa ve Aşiret önderleri ile sözüm ona çözüm arayışı.
Ş. Pikot gizli anlaşmasının miadını dolduğu süreçte katledilen,iskana tabi tutulan,inkar edilen,kandırılan kürtler de merak edilen “Aidiyet”duygusu kaldımı sorusunu önce kendimize sormalıyız.Empati yapıp”Türkmenistana,Azarbeycana”baktığımız gibi
“Erbile,Rojavaya”bakabiliyormuyuz?
Bunu beğen:Beğen Yükleniyor...