Beklendiği gibi demokraside yeri olmayan yöntemler ile milletcvekili dokunulmazlıkların kaldırılması ile birlikte HDP için kapatma davası açıldı.
Ayrıca bu dava ile birlikte HDP'li 687 kişiye siyaset yapma yasağı konmak isteniyor.
Bildiğimiz bu açma-kapama siyasi oyun yeniden HDP üzerinden oynanıyor.
Demokrasiye ençok ihtiyacı olan demokratik haklarından mahrum bırakılan ezilenlerdir.
Yeterli olmasada verilmiş yada kazanılmış bir hak varsa bu hakkın korunması için ençok çaba harcaması gerekenler yine ezilenlerin kendisi olmalıdır.
Çünkü satükodan yana olan iktidarlar verilen demokratik hakları geçmişte olduğu gibi bu günde istenildiğinde (olayları provake ederek) geri alıyorlar.Benzeri olaylar devamlı tekrarlandığı için yıllardır "Fırat'ın batı yakasında değişen birşey yok" diyoruz.
Peki Fırat'ın doğu yakasında yeni bir anlayış,birlik adına atılan bir adım varmı?
Oda yok.Acıda olsa bu kısır döngüden kurtulmak için gerçekleri görmek ve gördüğümüzü söylemek zorundayız.
HDP Türkiye partisi olduğunu kanıtlama çabasında.
Türkiye partisi olmak Kürd'lerin ulusal hakları için mücadele etmeye ve edenlerin yanında saf tutmaya engel değildir.
Çünkü Kürd Sorunu başta demokrasi olmak üzere Türkiye'de var olan birçok sorunun temelini oluşturduğunu olduğu biliyoruz.
Bu sorunun demikratik değerler ile çözümü diğer sorunların çözümünü sağlayacağı gibi ülkede demokrasinin de önünün açacaktır.
HDP'nin demokrasi mücadelesi ve buna bağlı olarak ittifak anlayışı tabanına rağmen Türk solunun etkisi ile sosyalist devrim,yani emek-sermaye üzerinden şekillen(diril)miştir.
Hendek ve benzeri olaylarda olduğu gibi partiyi bağlayacak kişilerin basın önünde olaylara verile destek açıklamaları HDP'yi terörizm ile suçlayanlara adeta altın tepside adete sunuldu.
Parlementoda barış ve demokrasi adına yasal mücadele tercih edildiği halde şiddete destek verenler ile araya mesafe konmadığı gibi mesafe koymak isteyenlerinede parti içinde engel olundu.
Amacı dışında,sivil halka yönelik eylemlere sessiz kalındı.Bu tür eylemlere parti içinde slogan düzeyinde methiyeler dizenlere engel olunmadı.
Barış ve demokrasi için verilen yasal mücadele ile silahlı mücadelenin hareket alanları farklı olduğu için aynı çatı altında verilemez gerçeğini bilenler susturuldu.
Kendimizi kandırmayalım, yasal bir partiyi terör suçlaması ile karşı karşıya bilerek bırakmak akıl karı olmadığı gibi bazılarının harcadığı özel çabanın da farkında olmalıyız.
Mevcut konumu ile HDP ulusal mücadeleyi öncelikli ilke edinen yeni bir partinin kurulmasının önündeki en büyük engeldir.
Statükocuların istediği kısır döngüler ile asimile etme sürecinin devamı sağlayıp Kürd'lerin kendilerini temsil edebilecekleri yeni bir partinin kurulmasına engellemek.
Demokrasi ve hak mücadelesi vermek isteyen Kürd muhafazakarları mevcut iktidarın peşinde,solda yer alanlarıda anamuhalefet partisinin peşine katarak ikiye bölüp kendi adlarına siyaset yapmalarına engel olmak.
HDP üzerinden yapılan bütün bu antidemokratik uygulama ve siyasi oyunların esas amacı budur.
Dr. Adnan Güllüoğlu
20.3.2021