HATIRLAYALIM
90'lı yıllarda şiddet eylenlerinin yoğunlaştığı dönemde "Ver kurtul-Vur kurtul" tartışması yapılıyordu.Vur kurtul da karar kılındı. Karanlıkta kalan,olur-olmaz kuşkulu eylemler ile şiddet karşılıklı kutsandı.Karanlıkta kalan,kimin yaptığı belli olmayan kanlı, şaibeli eylenler ile yasal mücadelenin önü kesilerek istenilen sonuca ulaşıldı.
Kürt'lerin karşı koyduğu, varlıklarını inkar eden kart, kurt anlayışına karşı başlayan mücadele gelinen süreçte başa dönülerek kuruluş günlerinde olduğu gibi sorunun çözümü zoraki asimilasyon ve şiddet kullanılarak beka sorununa indirgendi.
Beka, kökü arapça olan, var olma-kalıcı olma-mevcudu koruma anlamında bir sözcük.İttihat ve Terakki örgütü 1.paylaşım savaşı öncesi Osmanlı topraklarını koruma ve genişletmek için bu sözcüğü sürekli kullandı.Günümüzde de Osmanlı'ya özlem duyan,dünyaya "nizam getirmek sevdası"olanlar başta ülkedeki iç sorunlar olmak üzere Akdeniz' de, Ege'de,Karadeniz'de Libya, Irak ve Suriye'deki uygulanan dış politikaya "Beka sorunu"diyerek sıkça yeniden kıllanılmaya başlandı.Daha önceki bir yazımda belirttiğim gibi Osmanlıdan kalma fetih ve devlet için çalışan mafya vari gizli örgütler ile ilişkili kurgulanan ırkçı diziler hazırlanıp gösterime girdi. Hirler'in propaganda bakanı Goebbels'i anımsatan yöntemler ile halkın ırkçılık duyguları ile sonuçlarını düşünmeden, farklı olanı yok sayan Türk İslam Sentezi ile beslenmek amaçlandı.Bu propagandanın tutması içinde mutlaka kullanılacak "Günak keçisi" gerekiyordu.Düşman yaratmakta usta olanlar iki taneyi kolayca buldu.
İlk ikisi yılların müttefiği olmasına rağmen ülkeyi "bölmek isteyen" ABD ve ezeli düşman," yeni dost"Rusya, yani emperyalizm.Diğeride ülke içindeki ve dışındaki herzaman olduğu gibi,terör ve bölücülük ile özdeşleştirilmek istenen Kürd'ler. Emperyalist bir ülkenin "Bu bölgede ne işi var" biliniyor. Emperyalist ülkeler bölgede istenmiyorsa,ne işi var demek yerine önce kendi ülkenden başlayarak hangi gerekçe ile burdalar sorusuna cevap vermek gerekiyor.Emperyalist ülkelerin karekteri gereği müdahale gerekçelerindeki öncelik kendi ülke ve egemenlik çıkarlarıdır.Sorun olan yerlere çıkarı varsa müdahale eder,yoksa ilgilenmez. .Müdahaleye engel olmak ve emperyalist güçler istenmiyorsa her ülke önce kendi iç sorunlarını hakkaniyet ile çözmek zorundadır.Emperyalist ülkeler arasında gidip gelmeler ile, birini tercih etmekle,sislah alış verişi yapmak ve sonuçta verilen tavizler ile iç sorunlara çözüm getirilemez.İç sorun varsa ve çözümün isteniyorsa baskı ve şiddet ile değil legal mücadelenin önünü açarak insan hakları ve çağdaş demokratik değer ve yöntemleri esas almaktır.
Suriye'de yaşayan Kürd'lerin çoğunun seçme, seçilme ve vatandaşlık hakkı,taşıyabileceği bir kimliği dahi yok.Sistemli olarak uygulanan mecburi iskan ile kendi topraklarından kovularak insandan sayılmıyor.Bu çağda zulüm altında yok sayılarak mal,mülk edinemedikleri gibi, seyahat etmek, iş bulmak, sağlık ve eğitim gibi insani birçok haklardan mahrum bırakılmışlar ve yararlanamıyorlar. Kürd'lerin yaşadığı coğrafya kaynakları ile talan edilip, defalarca Enfal ve Halepçe gibi katliamla yok edilmek istendiği müdahale öncesi bir yerdi Irak.Suriye ve Irak'ta Kürd halkının beka sorunu vardı ve ABD'nin müdahale gerekçesi buydu.Rusya'nında herkesin bildiği gibi sıcak denizlere inmekti ve Suriye'nin iç ve dış sorunlarını bahane ederek mevcut yönetime destek vererek bölgedeki yerini aldı.
Irak ve Suriye kendi iç sorunlarını insan hakları ve çağdaş değerler ile çözme basiretini gösterebilseydi ne ABD, nede Rusya bölgede at oynatamazdı.
Emperyalizme karşı birlik! İyi, güzel ama nasıl?
"Birlikten kuvvet doğar"doğrudur, ama halklar söz konusu olduğunda eksiktir.
Bölgede emperyalizme karşı halkların birlik olması için eşitlik şarttır.
Ezenin, ezilenin olduğu yerde nasıl birlik olunur?
Irak ve Suriye'deki gerçekleri görüp ders almak yerine beka sorunu olarak görmek gerçeklerden kaçmak ve emperyalizme davetiye çıkarmaktır.
Dr.Adnan Güllüoğlu
19.Aralık.2020