KESER DÖNER-SAP DÖNER
Bilindiği gibi 12 Eylül darbesi sonrası faşist cunta birçok antidemokratik yasayla beraber seçimlerle ilgili %10 barajını getirdi. Neden olarak ta çok partili sistem ve kurulan koalisyonlarla ülkenin yönetilememesiydi. Örnek alınan ABD gibi iki partili sisteme geçişin önünü küçük partilere konan seçim yasakları ile açmaktı. O dönemde SHP bu yasaya karşı Kürt millet vekillerini kendi içinden (amacı farklı olsa da) aday göstererek bu yasayı deldi. Daha sonra bu millet vekilleri seçildikleri partide emir eri olmadıklarını kanıtlayarak SHP yöneticilerinin karşı olduğu Avrupa'daki bir toplantıya katılmış ve sonrası ayrılarak HEP'i kurmuşlardı. İktidar ve ana muhalefetin yararına olan bu sistem o tarihten bu yana Kürtlere karşı kullanıldığı için değiştirmek için ciddi atım atılmadı, söylenenler hep lafta kaldı. %9,9 oy alan bir parti en az 50-60 millet vekili çıkarması gerekmesine rağmen aldığı oylar baraj nedeniyle yok sayılıp iktidar ve Ana muhalefet arasında paylaşılıyor.
Her ne kadar iki partili (ABD gibi) sistem için bu yasa çıkarılsa da HEP'in kurulmasından sonra ve günümüzde özellikle muhalif olan Kürt partilerine karşı Demokles'in kılıcı gibi kullanılıyor. Demokrasinin gereği olan temsilde adil olmadığı içinde Türkiye'de farklı düşünen her kesim Kürtler için çıkarılan antidemokratik yasalarda olduğu gibi bu yasadan da nasibini alıyor, onlar içinde sorun olmaya devam ediyor.
Gün geldi, devran döndü, Mahsuni Şerif'in dediği gibi "Keser döner, Sap döner" misali bu yasadan yana olan, değişmesini tekçilik adına istemeyen Bahçeli, Davutoğlu, Babacan ve Akşener'de tarihin cilvesi olarak %10 baraj engeli ile karşı karşıya.
Barajı aşabilmek için antidemokratik olduğunu bilerek, bugüne kadar destekledikleri yasayı sağından, solundan delip çiğneyerek seçim ittifakları kurma, millet vekili pazarlığı peşindeler. Hatırlarsak Özal'da bir zamanlar Anayasa için "Bir defa çiğnemekle bir şey olmaz "demişti. Bırakalım çiğnemeyi her seçim baraj sistemi kırpıla kırpıla yolunmuş tavuğa döndü. Söz konusu Kürtler olunca aleyhte her antidemokratik yasa gibi seçim barajın kaldırılması için çaba harcamak yerine argo deyim ile "katakulli "yapılıyor.
Farklı olanı kabullenmeyen, tekçi düşünen her partiye demokrasi gömleği bol geldiği için sağından solundan kırparak CHP ve AKP gibi çağdaş demokrasiyi kendilerine uydurmaya çalışıyorlar. Bunun adı olsa olsa "Türk tipi demokrasi" olur. Köleci toplum dada demokrasi vardı, ama sadece köle sahipleri için. Değişimlerle bugüne gelen ve kabul gören çağdaş demokrasinin olmazsa olmazı azınlığın kendisini ifade edebilmesidir. Bunun içinde yasal mücadelenin ve demokrasinin önünü açmak için %10 seçim barajı gibi farklı olanı inkâr eden antidemokratik yasaların tümünü çağa uygun bir şekilde ele alıp ortadan kaldırmak ve yerine farklı olana kendini ifade edebime olanağını sağlamak olmalıdır.
Dr. Adnan. Güllüoğlu
30.Mayıs.2020