Kişiler için itibarın kelime anlamı saygı görme,değerli ve güvenilir (borcunu ödeme dahil) olma diyerek özetleyebiliriz.
Yaşadığımız çağda bir devvletin itibarı söz konusu olduğunda da ekonomisinin gücü,tutarlı dış politikası,bağımsız yargı sistemi,basın ve örgütlenme özgürlüğü,insan haklarına gösteriler saygı ve farklı olana uyguladığı demokratik haklar ile ölçülür.
Bunlara dış borç ödemekteki tutarlılığı da ekleyebiliriz.
Muhalefetin dışa borçlanarak yapılan yanlış yatırımlara ve gereksiz harcamalara karşı yaptığı eleştirilere iktidar verdiği yanıtta "İTİBARDA TASARRUF OLMAZ"diyor.
Kötü giden ekonomiye rağmen yeni saraylar yaptırmak,özel sektöre yaptırılan Şehir Hastaneleri yol ve köprülerin dolar üzerinden hesaplanan açığı halkın ödediği vergiler ile karşılamak mı itibar?
Yoksa israfmı?
Bir ülkede yargı bağımsız değilse,insan hakları,basın ve örgütlenme özgürlüğünden söz edilemiyorsa,dibe vurmuş ekonomisi ile ucuz ekmek ve elma gibi tüketim maddelerinde halk geçim derdi ile saatlerce kuyrukta bekliyorsa,orta sınıf hızla yok olurken,iflaslar,ekonomik nedenlerden dolayı intihar vakaları artmışsa,kendinden olmayanı ötekileştirme devam ederken devletin itibarı nasıl artar?
Bu anlayış olsa olsa devlet itibarı diyerek bundan faydalanan kişi ve kişilerin Nasrettin hocanın dediği gibi "Ye kürküm ye"anlayışıdır.
Dr. Adnan Güllüoğlu