Meye tahammül edilemeyen bir ülke Otobüste maganda nın biri şort giydiği için bir bayana saldırmış. Günlerdir haber ve yorumlara konu oluyor.Adamın, eğitim seviyesini, sosyal çevresini, ekonomik, psikolojik sorunlarını, ergenlik dönemini, aile yapısını bir yana bırakalım.Bırakalım dememin nedeni psişik vaka olan bu saldırı giderek topluma bulaştığı için. Adama hak verenler en az lanetliyenler kadar. Demokrasinin egemen olduğu laik bir ülkede böyle bir saldırı sıradan adli bir vakadır. Faili hemen psikiyatrik tedaviye alınır. Bu ülkede ise kadın haklarına, özgür yaşam biçimine kinle beslenen bilinçli bir saldırı oluyor. Kemalist-Ulusalcı kanadın egemenlik günlerinde inançlı kesimi hor görme ve baskıları unutulmadı. Üniversitelerde oluşturulan “İKNA ODALARI ” yakın bir geçmişte bedel ödeyenlerle yaşandı.Özellikle laik anlayışın egemen olması gereken Üniversitelerde bu uygulama unutulmadı,son derece yanlıştı.Millet vekili seçilen Merve Kavakçıya TBMM de yapılan aşağılayıcı protesto hafızalarda yerini koruyor. Bu günkü parlamentoya bakıldığında tepkinin nasıl katlanarak geri döndüğünü görürüz. O günün mağdurlarını temsil eden anlayış bu gün iktidarda.Pratiğine bakıldığında mantık derseniz aynı. Kendisi gibi olmayanı geçmişte yapılanlar gibi,dışlayarak gerektiğinde üstelik şiddete baş vurarak ötekileştirme çabasında. Üniversitelerde başlayan ötekileştirme artık mahallede,sokakta devam ediyor. Yarın aynı apartmanda oturanlara yansıyacak. Oysa akıl sahibi insan oğlu yüzyıllarca süren savaşlar,yok etmeler, ödenen bedeller sonucu birlikte yaşamanı tek çaresini laik devlet anlayışında bulmuşlar. Şapka için dahi kanun çıkartıp devrim diye dayatan Kemalist-Ulusalcı anlayış kuruluşundan bu yana kağıt üstünde kalan “laiklik anlayışı ile,buna tepki olarakta Siyasi-İslam anlayışı şeriatı dayatıyor. Bu ikiz iki anlayışın hayatta kendine vazife çıkaranlar tabanları var.Nedeni yanlış olan”TEKÇİ” ve “BENİM GİBİ OL”bakış açıları. Dr. Adnan Güllüoğlu Bunu beğen:Beğen Yükleniyor...