Kürtlerin Arap, Fars ve Türk'ler ile ortak vatanı olsun. Amma kendi vatanları olmasın! Bu gün azınlıkta olan gerçek sosyalistleri ayrı tutarak solcu geçinen, ancak geçmişten beri sosyal söven Türk solunun kemikleşmiş anlayışı bu.
Günümüzde liberallerinde savunduğu Ulusların Kaderlerini Kendilerinin Tayin Hakkı (UKKTH) ezen ulus sosyalistlerinin "kayıtsız ve şartsız" savunması gereken önemli bir ilkedir. Ezen ulus sosyalistleri ezilen ulusun taleplerinin yanında yer alıp devrimci duruşunun, devrimci kimliğinin olması gerekir.
İzmir İktisat Kongresi’nde alınan ekonomik kararlara rağmen "Kemalizm ile sosyalizm arasında aşılmaz duvar yoktur" anlayışını bugün hala savunanlar var. Bu anlayış ile Kürtlerin ulusal mücadelesini değerlendirip yönlendirmeye çalışıyorlar. Kurtuluş Savaşı sırasında SSCB'nin yaptığı yardımları anlatırlar. Hangi emperyalist ülkelerin SSCB ile arada tampon bir devlet kursun diye M. Kemal'e yaptıkları yardımları nedense görmezden gelirler.
Bu gün belediye başkanı ile övünülen Dersim'de 1938 kıyımını kim yaptı? Kimyasal silah kullanma emrini kim verdi? UKKTH'nı tanımayan ezen ulus solcuları sadece kendi etnik kimliklerinin solcusudur. Ezilen bir ulusun ulusal haklarını savunanları "milliyetçilik" ile suçlamak ezen ulus şovenizminden başka bir anlamı yoktur. Ezen ulus şovenizmi tehlikelidir ve eninde sonunda varacağı yer nasyonalizmdir.
Merkez sağda yer alan liberal DEVA Partisi Türkiye’de ki Kürt halkının ve Alevilerin haklı taleplerini Türk solu TİP ve TKP'den daha fazla dile getirip savunuyor. Araştırmacı Yazar Ayşe Hür'ün de dediği gibi "23 Nisan 1920'yi, ertesi gün 24 Nisan 1915'i anmak olmaz. Bir gün 19 Mayıs 1919'u bir gün Pontus soykırımı anmak olmaz"
Atatürk'ün hayatını anlatan filmi yapamadığı dertlenen Mehmet Aslantuğ, Cennet Mahallesinde oynayan Serhat Özcan, Halk TV. Spikeri İrfan Değirmenci'de TİP listesinden aday gösteriliyor. Hasan Cemal'de bilindiği gibi HDP Eş Genel Başkanı Buldan'ın önermesi ile Yeşil Sol Parti’den aday oldu. Kendi dallarında başarılı olan bu kişilerin şahıslarına yönelik söyleyecek tek bir lafım olmaz. Hatta saygıda duyarım. Ancak AKP'den bir türlü aday olamayan Tatlıses kadar meşhur da değiller. Hangisi sosyalizm mücadelesinde liyakat sahibi? Bu şahısların tepeden aday yapılmasının adı popülizm değil mi?
Hatırlayalım TİP eski Genel Başkanı Behice Boran'da 1965'te yapılan seçimde Urfa'dan Kürt oyları ile milletvekili olmuştu. Anlaşılan Kürt oyları ile seçilmek TİP'liler için alışkanlık haline geldi. Marks kitaplarında yoksulluktan söz etmez. Yoksulluğun nedenlerini emek-sermaye çelişkisi ile ele alır ve daha güzel bir dünya için yapılması gerekenlerden söz eder. Sosyalistler yoksulluk edebiyatı yapmaz ve iyi ve güzel olanı herkes için ister.
Millet İttifakından yana taraf olup demokrasi beklentisi olanlar yazımı seçim arifesinde zamansız bulabilir. Ancak Kürt ulus mücadelesinin sol adına nereye ve kimlere everilmek ve istendiğinin görülmesi açısından aslında geç kalmış bir yazı. 70'li yıllarda sol cenahta var olan bölünmeden aynısı Kürdistan’da da mantar gibi oluşuyordu. Şövenist Türk solunun Kürt ulusal hareketi üzerindeki etkisi umarım bu seçim ile birlikte yok olur.
Dr. Adnan Güllüoğlu / https://www.habersanliurfa.net/
(Bu haber kaynak gösterilmeden ve haberin linki verilmeden paylaşılamaz. https://www.habersanliurfa.net/ )