TARİHİ DOĞRU YAZMAK,YADA KABULLENMEK ÇOKMU ZOR?
Önasya'nın tarihi jeopolitik konumu ve bereketli topraklarından dolayı egemenlerin savaş alanı olupve yaptıkları katliamlarla doludur.
Makedonya'lı İskender'de bu topraklardan yağma ve katliamlar yaparak geçmiş.Ne yazıkki tarihe adı yaptığı yağma,talan ve barbarlık ile lanetle anılarak gerektiği halde (o günde başka toprakları fethetmeyi kutsayanlar tarafından)tarihe Büyük İskender diye yazıldı.
Bilindiği gibi Yeniçeriler Hacı Bektaşi Veli'ye bağlı ve devşirmelerden oluşturulan bir Osmanlı ordusuydu.Kuyucu Murat Paşa bu ordu ile anadoluda yaşayan aleviler diri diri kuyulara atarak gömdüğü için yaşadığı dönemde ödüllendirilip tarihe geçmiş ve ünvan sahibi olmuştur.Örnekleri çoğaltabiliriz.
Cumhuruyet sonrası Ağrı,Koçgiri,Dersim ve Harb Dairesi tarafından kurgulanan 6-7 Eylül'de yaşanan utanç verici olaylar, Maraş,Çorum ve Madımak,Hendek olayları da hep kanla ve katliamlar ile sonuçlanmıştır.
En acı ve yarattığı travmaları günümüze kadar süren katliamlardan biride şüphesiz 24 Nisan 1914'te ve sonrası yaşananlardır.
Bir tarafta İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin ele geçirip yönlendirdiği Osmanlı İmparatorluğu,Diğer tarafta Çarlık Rusya'sı.O tarihte ve sonrası Kızılkürdistan,Laçin Kars,Erzurum gibi yerlerde yaşanan olaylar güneye indikçe Diyarbakır,Urfa ve Adıyaman gibi yerlere gelindiğinde resmi tarihte çarpıtılsada o günleri yaşayanların anlatımı ile (yakın sözlü tarihte)mazlum ile zalimin kolayca yer değiştirdiğini görebiliyoruz.
Kimseyi suçlamadan önce,önemli olan egemenlerin çıkarı doğrultusunda halkları suça ortak ederek yaptırdıkları katliamlara ayırım gözetmeden birlikte karşı çıkmaktır.Yaşanan olaylara vicdan ve insani açıdan bakabilmek ile yaşanması muhtemel yeni katliamlara ancak engel olabiliriz.
Bunun için Makedonyalı İskenderi ve Kuyucu Murat Paşa gibi katliam ve talancılara methiyeler diyenlerin yanında yer almadan,katliamcıları gerçek yüzleri ile tanıyıp,benden-senden demeden, lanetleyerek ilk adımı atabiliriz.
Karşılıklı halkları "Ben yapmadım,sen yaptın" diyerek karşılıklı suçlama ile bir yere varılamaz.Yaşanan her katliamda acılar ortak olmasına rağmen kimse "Sütten çıkmış ak kaşık"değil.
Her 24 Nisan gündeme geldiğinde yaşanan katliamı tezgahlayanları gizleme çabasında olanların nasıl strese girdikleri bile tek başına yapılan katliamın kanıtı değilmi?
Dr. Adnan Güllüoğlu