TENCERE DİBİN KARA SENİNKİ BENDEN KARA
Bundan tam 29 yıl önce Sivas'ta farklı olanlar göz göre göre yakılarak,yada dışarıya çıkmalarına engel olunduğu için dumandan boğularak katledildi.Tıpkı benzeri bir çok katliamlar gibi bu katliamında sorumluları "bulunamadı,bulunması istenmedi".
Valinin davetlisi olarak Sivas'a çağrılan.... tamamen savunmasız 33 aydın,sanatçı ve 2 otel görevlisi organize bir saldırı ile kimi yakılarak,kimi dumandan boğularak acımasızca katledildiler.
Dönemin yetkilileri,siyasi parti liderleri ağız birliği ederek olayı çarpıtan açıklamalar yaptılar.
Utanç dolu ve vicdan yoksunu,bir o kadarda pervasız açıklamalar yoruma gerek bırakmayacak şekilde insanın kanını dolduracak şekildeydi.
Dönemin Cumhur Başkanı olan Demirel "Halk ile güvenlik güçlerini karşı karşıya getirmeyin" demisti.
Yine Başbakan Tansu Çiller "Çok şükür otel dışındaki halkımız zarar görmemiştir" diyerek güvenlik güçlerine saldırgan grubu değil Demirel gibi otele sığınanları hedefe koymuştu.
Başbakan yardımcısı Erdal İnönü'de "Olaylara müdahale etme yetkim yoktu"diyerek kendini aklamaya çalışmıştı ve istifa etmek yerine görevine devam etti.
Muhalafet partisi ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'da olayların sorumlusu olarak"Çok yerden yardım istedim ama gelmedi" diyen Aziz Nesin'i ve arkadaşlarını davet eden Sivas valisini göstermisti.
Siyasilerin ve sorumluların tek kalemden çıkmış gibi yaptıkları açıklamalar ve yorumlar yandaş basında hemen yerini almıstı.
Yapılan saldırıda korunması gereken savunmasız halde, can korkusu ile otele sığınan bir avuç sanatçı ve aydınmı, yoksa onları linç etmek için dışarıda toplanan gözünü kan bürümüş katillermiydi?
Benzeri bir çok olayda farklı olanlara yapılan saldırı ve katliamlarda olduğu gibi saldırgan ile mazlumun ayırımı yapılmadı.
Siyasiler o güne kadar yaşanan olayları görmezden geldikleri gibi Madımak Oteli'nde yaşananlara hiç katkıları yokmuş gibi pişkinlikle kendileri dısında sorumlu aradılar.
"Tencere dibin kara,seninki benden kara"misali.
Dr. Adnan Güllüoğlu