YOK OLMA TEHLİKESİ VARSA HANGİ ULUS KENDİSİNE UZANAN ELİ TUTMAZ?
Saddam Hüseyin'in ABD tarafından alaşağı edilmesinin yıl dönümü ile ilgili paylaştığım kısacık bir yazı bazı arkadaşlarda antiemperyalist duyguların kabarmasına yol açtı.
Yakın tarihte Enfal,kimyasal silahların kullanıldığı Halepçe benzeri birçok katliamın görmezden gelinmesi isteniyor.Irak'ta, ABD ve müttefikleri müdahale etmeden önce yöneticilerin farklı olan etnik ve inanç gruplara bakış açısı neyse bu günde aynıdır.
1.Paylaşım Savaşı sonrası Ortadoğu'da galip gelen emperyalist devletler tarafından anlaşmalı olarak bir çok devletin (Sykes pıcot) sınırları cetvel ile çizilerek oluşturuldu.
Emperyalizmin çıkarı doğrultusunda kurulan devletlerden biri de Irak devleti değilmi?O günden bu güne emperyalist devletlerin desteği ile ayakta kalan,kendi halkına ve farklı olan halklara karşı katliamlar yapan Irak yöneticilerine bu güne kadar kimler destek verdi?
Saddam ve öncesi dönemlerde de Güney Kürdistan Irak devletinin yeraltı ve yerüstü kaynaklarını emperyalizm ve bir avuç işbirlikçi adına talan ettiği bir iç sömürge değilmiydi?
150 yıllık verilen savaş ve bedeller ödenerek bu günkü federasyon olma hakkı ABD ve müttefiklerinin verdiği destek ile alındı.
150 yıldır kendi ülkesinde onurlu bir yaşam için mücadele eden Güney Kürdistan halkı verilen bu desteğe yokmu deseydi?
Bugün Merkezi Irak Yönetimi'nin izlediği siyaset ve federe devlete düşman olanlar ile kurduğu ittifaklar ile ortak geleceğe dair güven vermiyor.
Geçmişte olduğu gibi bu günde Irak'ta birlikte yaşamın koşulları yok.Bu koşullar olmadığı icin bağımsızlık yolunda emperyalist ülkeler dahil,çıkarılan her türlü engele karşı adımlar atılıyor.
Federasyon yönetimini destekleyen Avrupa devletleri ve ABD'nin kendi çıkarı için bölgede olduğunu herkes biliyor.
Federasyon yönetimide her ülke gibi kendi çıkarı doğrultusunda bu ilişkileri devam ettiriyor.Kısaca bu destek ve ilişkiler olmasa azıcık aklı olan herkes Irak'ta nelerin yaşanacağını da çok iyi bilmesi gerekiyor.
Bu gerçek bilinmesine rağmen yeni katliamlar yapmak için fırsat kollayan Irak Merkezi Yönetimine engel olan emperyalist güclere karşı siyaset izlemediği için Güney Kürdistan Yönetimi'ni eleştirmek hangi aklın ürünü anlamak mümkün değil.
Irak'ta Saddam sonrası UKKTH'na saygılı sosyalislermi iktidara geldi?
Mezhep savaşları bitti,bütün halklar ve inançlar eşitmi oldu?
Ezilen,sömürge statüsündeki bir halka karşı empati yoksunu bu akıl yürütme ezen ulusun statükosunun devamını istemek değilde nedir?
Antiemperyalist olduğunu iddia eden bu arkadaşlar söz konusu Kürd'ler oldumu Saddam ve ABD arasında tercih ikilemi yaratarak antisömürgeci olmayı rafa kaldırıyorlar.
Yarı sömürge olmak sömürge olmaktan daha iyi değilmi?Antiemperyalist olmak için de ilk evvela antisömürgeci olmak gerekir.
Antiemperyalist olduğu halde, emperyalizm ile işbirliği kuran ve sömürgesi olan ülkeler var.Bu tür sömürgeci ülkelerin yanında yer alarak antiemperyalist olunmaz.
Olsa olsa sosyal şöven olunur.
Yıllardır sol adına empoze edilen "Bütün halklar kardeştir"sloganı artık ezilen halkları kandırmaya artık yetmiyor.
Sosyalistlere düşen görev halkları kandırarak ahkam kesmek değil, UKKTH'nı ama fakat demeden savunmaktır.
Tarihte olduğu gibi var olma mücadelesi veren bir ulus karşılıklı çıkara dayalı da olsa yeni dostları mutlaka olur.
Yok olma tehlikesi varsa kendisine uzanan ele hangi ulus tutmaz?
Dr. Adnan Güllüoğlu