DÜRÜST URFALI PATRONUNA NASIL DERS VERDİ
Mevsim yaz , siz de emekliyseniz çalıştığınız yılların acısını çıkarırcasına görmediğiniz yerleri keşfetmeye vaktiniz oluyor. Ben çalıştığım yıllarda kendi kendime söz verdim. "Türkiye' nin bütün illerini gezeceğim."dedim.
Verdiğim sözü uygulayarak imkanım ve zamanım ölçüsünde geziyorum. Bu geziler sırasında , nerede bir "Urfa kebapçısı" görsem, hemen oraya giriyorum. Hemşerilerimle konuşuyorum. Yemek yiyorum.Memleket hasreti gideriyorum.
Bu gezilerden birinde turistik bir mekanda , kalabalık bir toplulukta Urfalı bir kebapçıdan söz ettiler. Kulak kabartarak konuya vakıf olmaya çalıştım. Bu Urfalının çok büyük ve ünlü bir restoranda kebapçı ustası olarak çalıştığını, çok iyi bir para aldığını ama işi kendi isteği ile bırakıp, verilen yüksek ücreti reddettiğini söylediler. Bütün dikkatimi konuya verdim. Bu onurlu ve tok gözlü hemşerimi tanımak istedim. Nerede çalıştığını , çalıştığı yere nasıl gidebileceğimi sordum.
Aldığım bilgiler doğrultusunda on kilometre uzaktaki hemşerimin dükkanına gittim. Dört masa, her masada dört sandalye ve bir bakır kakmalı kebap ocağı ile tamamlanan mütevazı bir dükkan. Elindeki şişleri parmak hareketleri ile ustaca çeviren genç bir patron.Kendimi tanıttım. Çok aç olmadığımı, bu nedenle bana özel bir dürüm yapmasını söyledim. Sonra da işten ayrılma olayını kendinden dinlemek istediğimi söyledim. Beni kırmadı. Anlatmaya başladı.
" Hocam, hayatım zorluklarla geçti . Yoksul bir ailenin çocuğuydum. İlkokul üçüncü sınıfta çalışmaya başladım. On üç yaşında Urfa' dan ayrıldım. Lokantaların mutfağında sandalyelerin üstünde uyudum. Belki elim yüzüm kirlendi, üstüm başım kirlendi ama vicdanım kirlenmedi. Bu zorluklardan sonra iyi bir kebapçı ustası oldum. Sonunda istediğim kalitede ve istediğim ücrette bir iş buldum. İşimi sevdiğim için şikayet etmeden çalıştım. Ben dükkan da neler oluyor, ne alınıp satılıyor sorgulamadım. Dükkanın çok yoğun müşteriye hizmet verdiği bir anda ; patronun uyarısı ile şaşkına döndüm.
" SEKİZ NUMARALI MASADA İKİ BÜYÜK, İKİ KÜÇÜK MÜŞTERİ VAR , BÜYÜKLERE İYİ ETTEN SERVİS YAP. KÜÇÜKLERE BAYAT VE FARKLI KARIŞIM OLAN ETTEN YAP. ÇOCUKLAR ET KALİTESİNDEN ANLAMAZ"
Bu cümleyi duyar duymaz, önlüğümü çıkardım.
" USTA BABAM BANA MİRAS BIRAKMADI AMA , DÜRÜST OLMAYI VE HELAL KAZANCIN KUTSAL OLDUĞUNU ÖĞRETTİ"
Bütün ısrara rağmen orada kalmadım. "Rızkı veren Allah " diyerek bu dükkanı açtım. Az kazanıyorum ama vicdanım rahat . Geceleri evimde
huzur içinde uyuyorum"
Bu onurlu dürüst hemşerimle tanışarak hem mutlu oldum. Hem de ilk defa duyduğum bir sahtekarlığı birinci ağızdan dinledim.
Edibe Kahya( Aydın) 07/07/2019