GENEL MÜDÜRÜ AĞLATAN ÇOCUK
1980-1981 ders yılı 50.YIL AHMET MERTER İLKOKULU' nda üçüncü sınıf okutuyorum.Okulumuz bu semtin tek ilkokulu olduğu için, ortaokula devam eden öğrencilere bahçede barakadan bir okul yapmışlardı.Buna ragmen okul çok kalabalık bir öğrenci potansiyeline sahipti.Sonunda okul bahçesinin bir bölümüne ek bina yapmaya karar verildi.Devletin hiç yardımı olmadan bir okul yapmanın zorluğunu tahmin edebiliyor musunuz ?
Bunun için öncelikle velilerden destek istendi.Herkes çocuklarının iyi bir eğitim alması adına elinden geleni noyaptı.Çok aktif bir insan olan okul müdürümüz Mevlüt Öztürk velilerle kurduğu güzel ilişkiler sayesinde bu konuda oldukça başarılı oldu.Okulda düzenlenen kermesler pazar yeri gibi,öğretmen ve veliler pazarcı gibi çalıştı.
Ben evimde ne bulduysam kermeste satılsın diye getirdim.Bir maaşımın tamamını okul inşaatına bağışladım.Çünkü sınıflarımız 55 - 60 kişiden oluşuyordu.Toplanan paralar bir türlü inşaatın bitirilmesine yetmiyordu.
Bir gün öğrencilerimden birinin elinde Emlak Bankası' nın çıkardığı bir " çocuk dergisi" gördüm.Derginin iç kapağında çocuklara hitaben yazılmış bir mektup vardı..Mektubun sonunda " çocuklar isteklerinizi bana yazın" diyordu.Altında da genel müdürün adı vardı.O anda aklıma ilginç bir fikir geldi.Akşam evde kendimi 9 yaşındaki bir öğrencinin yerine koyup ,genel müdüre hitaben çocuk ağzı ile bir
mektup yazdım:
Sevgili müdür amca
Okulumuz çok kalabalık ,koridorlarda zor yürüyoruz.Okulumuza ek bir bina yapılacak .Simit paralarımızı biriktiriyoruz,ama simit parası okul yapmaya yetmiyor.Bankalarda paranın çok olduğunu söylüyorlar.Bize yardım ederseniz, söz veriyorum,büyüyünce bankanızda çalışıp borcumuzu öderiz" Okul arkadaşlarım adına ellerinizden öpüyorum
Çok duygusal olan mektubun içeriğini kısaca yazdığım ,bir sayfalık mektubu okula getirdim.Yazısı güzel,aynı zamanda sır saklayacağına inandığım A......Ç ' nin önüne koydum. Aylin yazdığım mektubu kendi yazısı ile yazarak, altına adını soyadını yazdı.Bir de imza attı.Mektubu genel müdür Cemal Kulu adına postaladık.
Tahminen bir hafta sonra ,saat 12:00 de okula geldim.Öğlenci olduğum için ders saat 12:30 ' da başlıyordu.Kapıdan girer girmez okulda farklı bir durum olduğunu anladım.Okula hem ilköğretim müfettişi , hem de elinde "acil emirdir"yazısı bulunan, banka müdürü gelmiş.Aynen şöyle demiş: "Genel müdürümüz beni görevlendirdi.En kısa sürede gidip beni ağlatan bu çocuğu bulun,ne istiyorsa yapın" okulda bir telaş bir heyecan ki sormayın.Banka müdürü gerekli incelemeyi yaptıktan sonra okuldan ayrıldı.Banka şubesi Merter' in daha ilerisinde Tozkoparan semtindeydi.Oradaki okul tamamen baraka olduğu için hep yağmur suları sınıfları dolduruyormuş.Müdür bizim okulun koşullarının daha iyi olduğunu eğer yardım yapacaksak baraka okula yardımın doğru olacağını rapor etmiş.Genel müdür onu ağlatan kızıma " sevgili yavrum sizin okula yardım yapacağız.Ama diğer kardeşleriniz daha zor durumda onların okullarını onaracağız." diyerek mektubu bitirmiş.Dediği gibi yaptı .Bizim okula biraz demir ve çimento gönderildi.
Ama okulun temel atma gününün birinci yılında , tek kuruş devlet katkısı olmadan her katı 500 metrkare olan üç katlı yoplamı bin beş yüz metrekarelik okul inşaatı bitti.Sınıf mevcutları 40 kişiye düştü.O binanın her tuğlasında bir öğrencinin katkısının olduğunu düşündükçe" birlikten kuvvet doğar" atasözünün ne kadar gerçek doğru olduğunu düşünürüm.Okul kapılarını sırtında taşıyan okul müdürü Mevlüt Öztürk' ü bir maaşının tamamını okul inşaatına bağışlayan Edibe öğretmeni,kermeslerde pazarcı gibi eşya satan öğretmenleri ve fedakar velilerimizi unutmamak gerek.Eğitimcilik bir sevda işidir.İnanırsanız zorluklar sizi yıldırmaz.Halen bu yüreklilikle görev yapan öğretmenlerimizin var olduğuna inanıyor,ülkem adına umutlanıyorum.
EDİBE. AYDIN 07-02-2020