Yerli bakan, yerli Başkan diyerek feryat figan ettik.
Ancak anladık ki mesele yerli olması değil nitelikli olması.
Yerli olan onca varlığımız var ama ne kadar değer görüyor, sorgulamak lazım.
Neden yerli olsun dedik; Çünkü yabancıya derdimizi anlatamıyoruz fedik, anlatsak bile anlamıyor dedik, anlasa bile uygulamada yetersiz kalıyor dedik.
Mesele aynı lisanla konuşup konuşmamak değilmiş.
Mesele düşünüp anlayabilmekte, eksik gördüğünü tamamlayabilmekte, aynı duyguları paylaşabilmekteymiş.
Bir bakan düşünün yönetime kendi adamlarını koymak için elinden gelenini yapacak olmayınca etrafa kan kusturacak.
İl yönetimini karşısına alıp onlara kin besleyip düşman olacak.
İl başkanına cephe alacak, onu ve yönetimini hedef gösterecek.
Tebrik etmek taktir etmek onay vermektir, ancak bunları bile çok görücek .
Bir tebrik, işi yapana bir nevi vermiş olduğu hizmetten dolayı,çabalarına karşı saygı göstermek demek.
Onu ve ekibini daha iyi eylemler için teşvik etmek demek.
Bunu kibir yapıp, hesap ve kin işine dökersen düşman kazanırsın.
İl Başkanı tebrik etmemek için bir çok ilçeye gidip özellikle bazı ilçelere gitmiyorsan, bunun adı kibirdir.
Ancak gittiğin yerlerde gördüğün değer makamınadır, sana değildir.
Yerli bakan değil diye hepimizin eleştiri yağmuruna tutuğumuz Sayın Faruk ÇELİK ve ekibi bize karşı aldığınız cephe ve tavrı takınmadı.
Bir devlet adamına ve devlet terbiyesi almış birine yakışır şekilde hareket etti.
Sn;Çelik'in çevresinde bulunan ekibi, yerli Bakanın Urfa halkına karşı sizin takıldığınız tavrı göstermedi.
Kendisi nasıl bir tavır takındıysa bunu ekibine de aktarmış olmalı ki sürekli yukardan bakmayı alışkanlık edindiler.
Urfa halkını eleştirenler "bizden makam mevki istedi, bizden ihale istedi, bizden arazi istedi, bunlar ulaşamadıkları ciğerinin derdine düşmüş" demediler.
Şunu anladık ki aynı dili konuşanlar değil aynı duyguları taşıyan, milletinin ülkesinin menfaatini düşünen insanlara ihtiyacımız varmış.
Biz kimseden kendi menfaatimiz için bir şey istemedik derdimiz çalıp çırpmak değildir, bizi tanıyan bilir ki derdimiz Urfa’dır halkımızdır.
Kimin olduğu değil, aşiretcilik değil. Bize hizmet edecek derdimizi dinleyecek.
Haksızın karşısında adaletle yanımız da duracak insanlardır.
Seçimlerde kaybedip kendisine düşman kesilenler şuan dostu olmuş birbirlerini kucaklayıp duruyorlar.
Şanlıurfa büyükşehir olduktan sonra üç merkez ilçe de kurulması gereken ziraat odası olması gerekirdi bunu dahi beceremedi.
Şunun altını çizerek belirtelim ki DEVLET hepimizden büyüktür.
Bizim derdimiz menfaatimiz devletimiz ve milletimiz içindir.
Devlet bir gün haklıyı haksızı bir birinden ayırt etmek için haksızın kulaklarından tutacaktır ve çekecektir Devletten hiç bir şey gizlenmez. Hadi dediklerini doğru sayalım.
Eşinin şöförünu ben mi müşavir yaptım?
İthal et getirip sonra bunlar hastalıklı et söylentilerini ben mi çıkardım?
Urfa genelinde kötü intiba yaratmış kim varsa bakanlığa ben mi yerleştirdim?
Devlet büyüklerine hakaret etmekten dolayı kamudan atılmış birini tekrardan kamuya ben mi yerleştirdim?
Eğer tüm bunları ben yaptıysam, suçumu kabul ediyorum.
Ama sende bir kez olsun dürüst davran yaptıklarını kabul et.