Mahalli seçim devresine girilen bu dönemde ,adayların kesinlik kazanacağı süreye kadar bir şov başlangıcında olunan günler içine girilmiştir.
Her seçim sürecinde olduğu gibi bu dönemde de aday adayları ,kendilerini görücüye çıkma misali pazarlama da aynı yöntemi değiştirmeden uygulamaktadırlar…
Bol miktarda tanıtım broşürleri ,basında daha fazla yer alma gayretleri ,aday olmak istedikleri yerin büyüklüğüne göre ya mahalli ya da ulusal düzeyde televizyon kanallarında boy göstermeler…
Arkalarında halk desteği olduğu imajı ile kendilerini ,tayin (!) merkezlerine inandırma gayretleri…Basın açısından ise yeni bir hasat dönemi…
Aday adaylarının çoğu ,aday olmayacaklarını bilerek hareket etmekte ,kendi açılarından haklı gerekçelerle (isim yapmak ,tanınma istekleri…v.s…veya “ben de sizdenim” imajı için ) siyasi arenaya çıkmakta ,sonuç almaları zayıf da olsa bir gayelerinin olduğu ortadadır…
Bu tip aday adaylarına söylenecek çok da bir söz yoktur…
Adayların açıklanması ile bunların işi biter ,aday olmuşların yanında pozlar verip ,”yerimdeyim ,partim için çalışmaya devam ediyorum” mesajlarını sunarak ,ikballerini kazanmaya çalışırlar…
Asıl mesele ,ciddi olarak aday olma isteği içerisinde olanlardır…
Onlar bu ileri demokrasilerde (!) ;halen tabandan yükselecek sese tavanların uyacağı zannıyla hareket etmektedirler…
Oysa halen bunca seçim dönemi geçmesine rağmen hala anlamamışlar ki :Adayların belirleneceği yerler kamuoyu değil ,siyasi partilerin genel merkezleridir.
Herhangi bir belediye için ,o yörenin ezici çoğunluk bir kamuoyu “falan”ı istiyor diye siyasi partilerin genel merkezlerinin buna uyduğuna dair geçmişte bir örnek olmadığı gibi bu dönemde de uyulacağı yönünde bir alamete rastlanmamıştır…
Muhakkak ki siyasi partiler ;sözde kamuoyu araştırmaları yapacaklar ve hatta kendi parti tabanlarına “temayül yoklamaları” belki yaptıracaklardır…Ama sonuçta kendilerinin belirledikleri adaylarla da seçimlere girilecektir…”
Taban şunu istiyor, şunun olmasını istemiyor” gibi propoganda çalışmaları ,havanda su dövmekten başka bir netice vermeyecektir…
Bu uygulamanın siyasi literatürdeki yeni adı da :İleri demokrasi’dir…
Oysa bilinen veya bilmeyenlerin bilmesi gereken şudur ki : Yeni sistem ,tabanların değil tavandakilerin emrinde olan ,yüzünü halka değil kendilerini tayin edenlere dönmüş,
TANRI’YA DEĞİL ,KENDİLERİNE BİAT EDECEK kullar arayan bir sistemdir…
Kargaların bile gülmesi gereken bu sistem ise kamuoyuna, “ileri demokrasi” adıyla kamufle edilerek sunulmakta ,propoganda uyuşturucusu ile de beslenmektedir ve muhalet te buna aykırı hareket etmemektedir…
Seçimlerde ;SİYASİ PARTİLERİN ÜST DÜZEYİNİN DEĞİL ;HAKKA VE HALKA BİAT EDECEKLERE TEVECCÜH GÖSTERİLİNCEYE kadar da bu iş böyle devam edecektir…
Hak ,hukuk ve adalet isteyen her vatandaşın ,kendi haklarını yeniden elde etme isteği oluşmadıkça ,daha çoook uzun bir süre “böyle gelmiş böyle gider”den kurtuluş yoktur…
Saygılarımla…
M.Mithat İdemen