Yerel (mahalli) seçim dönemine yaklaşılan bu dönemde ;geçmiş seçimlerin aksine ,halkın ilgisinin azalmaysa başladığına şahit olunmaktadır.
12 Eylül sonrası gelen sürecin ,sanki finaline doğru gider bir hava varmış gibi bir görüntü ile karşılaşılmaktadır…
Seçim takvimi belli olmasına ,hatta bazı siyasi partilerin aday adaylık başvurularına süre koydukları bu dönemde ,gerek halkın ve gerekse siyasete soyunmak isteyenlerin yetersiz ilgisi , takvimlerin geriye atılması sonucunu doğurmakta ve hatta daha önceki seçimlerde aday adaylığı çokluğunda aşırılık yaşayan AKP’de bile süreç geriye saymaktadır…
Son seçimlerde Şanlıurfa’da ;12 milletvekili adaylığı için yaklaşık 30(otuz) katı müracaat olduğu halde bu seçim sürecinde toplam 13(onüç) belediye başkan adaylığı için AKP’ye müracaat edenlerin sadece 10(on) katı bir müracaat olması ve encümenlik için ise ihtiyaç duyulan sayıya bile ulaşılmamış olması sebebiyle müracaat süresi 1(bir) ay daha uzatılmıştır…
AKP gibi 11(onbir) yıldan beridir tek başına iktidar olan bir siyasi parti de böyle bir alaka düşüşü olması ,uzun yıllardır üzerinde çalışılan toplumu depolitize etme (siyasete soğutma) siyasetinin epey bir mesafe aldığının göstergesidir…
Yeni Dünya Düzenin ;toplumu bireyselleştirecek ,toplumsal hareketlerin gücünü önce azaltıp sonra da tam etkisizleştirecek olmaya yönelik çalışmalarının meyvesini vermeye başladığı bu dönemde ,siyeseten en karlı partinin BDP (veya oluşturulmaya çalışılan HDP) olacağı gözlenmektedir…
Zira gerek AKP iktidarı ve gerekse ana ve küçük muhalefet partilerinin ,bu depolitizasyon hareketine karşı bir tavırları olmadığı gözlenmektedir…
Sadece BDP ; bu politikadan en fazla faydayı sağlayacak stratejiler geliştirmekte ve bunun için de ; Uzun süreden beridir denemeye çalıştıkları bir strateji ile HDP olayını siyaset piyasasına sürme çalışmalarına hız vermişlerdir.
Peki BDP veya bu seçimlere HDP adı ile neden girmek istemektedir?
Uzunca bir süreden beridir ,küçük bir coğrafyaya ve temsil ettiğini dillendirdiği etnik gurubun bile ancak bir bölümüyle siyaset yapan bu düşünce ,kabuğundan çıkıp Türk solunu da yanına çekerek bir Türkiye partisi olma stratejisi geliştirmişlerdir…
Eğer içlerindeki aykırı sesleri ikna edebilirlerse görünen o ki ,bu yerel seçimlerden en karlı bir şekilde çıkacaklardır…
Ve 1(bir) yıl sonraki genel seçimlere en hazırlıklı giren siyaset olacaklardır…
Zira tabanını ve gözüne kestirdiği kitleleri depolitizasyona karşı tam politikleştiren hatta siyasi militarizm havasında canlı tutma stratejisi olan ,muhalefet yaparken iktidardan hergün biraz daha koparabilen tek siyasettir denebilir…
Önümüzdeki günlerde meydana gelecek gelişmeler bugünkü seyrinde devam ederse ;başta AKP olmak üzere tüm partiler kan kaybederken ,kazançlı çıkacak olan siyasetin BDP veya yeni adıyla HDP olacağı düşünülmelidir…
Şimdiden ulusal düzeyde basının ikinci derece ilgi odağı halindeki bu siyaset eğer stratejisinde sapma olmadan yoluna devam etmeği başarırsa ,nasıl bir siyasi karla genel seçimlere gireceğini hep beraber gözleriz…
AKP ve BDP (HDP) ‘deki bu gelişmeler çerçevesinde önümüzdeki günlerde Şanlıurfa ve Türkiye’deki CHP ve MHP ‘yi değerlendirmek gerekecektir…
Zira MHP ;temayül yoklamalarına bile gerek duymadan her hafta birkaç yüz aday ilan ederken ,CHP’nin ne yaptığı veya yapacağı bile belli olmamış konumunu şu anda değerlendirmek için çok erkendir…
Velhasıl ,yerel seçimler ya “yeni dünya düzeni”nin toplumları depolitize etmesine hız kazandıracak veya tam tersi tam anlamıyla siyasallaşan bir toplum sonucunu doğuracaktır…
Tam siyasallaşan bir toplum olmayı başaran ama tam bir demokratik kafayla bunu başarabilen birTürkiye oluşmasını dileyerek…
Saygılarımla…
M.Mithat İdemen