Ali Duyğun'un kaleminden.
ASFALT CADDESİ VE BAYRAM ANILARI
Çocukluğumuz ve gençliğimiz haftanın her günü asfalt yolda bulunan babamın işletmecisi olduğu İnci sineması ve ilkokulu bitirdikten sonra Bizim radyocu Sadık ustanın yanında çırak olarak çalışmaya başladığım Asfalt yol caddesinde geçti.
Yolun ortasında 3 adet havuz vardı Pazar günleri yazın sıcağında havuzlara girip serinlemek isterlerdi. Rahmetli Mustafa Dişli ağabeyimizde Havuza 3 tane Ördek bırakmış kalsın derdi. Tabi bu Ördeklerin adıda vardı. Biyiğo, Amiğo ve Yilanoydı. Çocukların havuza girmesini istemezdi, temiz kalsın diye bağırıp çağırırdı Yusuf sabri dişli kardeşimde yanına çırakları olan Çavuşla havuza giren çocukları kovalardı. Urfanın Beyoğlu semti yani sosyal yaşam denilince aklımıza asfalt yol gelirdi. Köprübaşı, Sarayönü ve Asfalt caddesi üçgeninde belirlenmiş, kimi arasan akşam gündüz muhakkak ya sinemada yada kahvelerde bulurdun. .
Urfanın sanat camiası ses sanatçısı, artisti tiyatrocusu ve şairi burada bulunan kahvelerde zaman geçirir Amatör ses sanatçıları yeni çıkmış 45 lik plakları burada dinler sözlerini ezberlerdi. Mahalli konserde repertuarına ekler, aralarında tartışırlar ben bundan daha iyi okurum derlerdi. Rahmetli Abdulah Uyanık Terzi kalfası, Mehmet Nacak Kunduracı kalfası İbrahim Tatlıses İnşaat Demircisi, Seyfettin Sucu Çulhacı, İsmail Badıllı kaportacı, Hali Kendirli Taksici ve bunları içinde birde Organizatör Nasih Yılmaz vardı Tüpçü Urfalı sanatçıların bir çoğuna konser düzenlerdi. İbrahim Tatlıses 45 plağı olan Kara Kız türküsü yeni çıkmış akibinde Nasih Yılmaz Kara kız Konseri düzenledi. Kendiside Türkücü olmak isterdi. Konserlerden kazandığı parayla Zahidem türküsüne Plak çıkartı. plak satılmayınca, çıkar asfalt caddesinde Kendi satar alanlar beğenmedikleri takdirde Nasih Yılmaz paralarını geri alırdı.. Çok renkli bir kişiydi dışarıdan ses sanatçısı getirir Konsere düzenlerdi.Konser biletleri satılmayıp elde kalınca Nasih Yılmaz sinema salonunda Hemen kaçardı. sahneye çıkacak ses sanatçısı ve müzisyenler paralarını almayana dek sahneye çıkmaz beklerdi, seyirci konser başlamayınca sandelyeleri ve ellerinde ne varsa sahneye atarlardı.
Bayramlarda Sanat okulu bitişiğinde Bamya suyunda kurulan eğlence yerleri panayır havasında geçer bayram harçlığının alanlar buraya koşarlardı . genç delikanlılar 3 atış yirmibeş krş kaleye gol atıp ödülü kazanmak isterlerdi Tahterevalliler, Dönme dolaplar,Kendirli ve tahtalı leyliler, lahmacun satanlar ayrı bir renkti. Ahmet usta bir lahmacun yapardı furunda asfalt caddesine gelene kadar tezgahında bir şey kalmazdı. Tatlıcı Vakkas emi hiç unutulmaz bir tatlı yapardı anlatılmazdı. elmalı şeker satıcıları, akide satanlar mı (Akıtçı) mısır satan (Rahmet Kız muço) vs renkli ve eğlenceli bayramlar geçirdik .Bayramlığını alan çoçuklar bakkallardan pata (Mantar) tabancası alan,Füze, çatpat ve bayrama özgü Ramazan simitleri Kehke, çantalar, tabancalar,kazlar ördekler hamurdan yapılmış iştahla yiyerdik,
Sinemalar ise Bayram şerefine en iyi filmleri getirerek en iyi hasılatı ben kazanayım diye uğraş verirlerdi, Urfa da 3 tane sinema vardı Atlas,İnci ve Türkmen bunları izleyicileri farklıydı kültürlü insanlar yabancı filmleri nedeniyle Atlas sinemasını tercih ederlerken, İnci ve Türkmen sineması seyircileri ise gariban orta halli insanlar tercih ederlerdi. Parası yetenler yada eksik olanlar, İnci sineması yani babam işletmecisi olduğu sinema genelde parası eksik film başlasa da Fevzi emi bizi elli krş, yada 25 krş bıraksa da bu filmi izleyelim derlerdi. Para olmayan ise İnci sinemasının Perdesin arkası Karakoyun deresi Çocuklar barakaları sökerek içeri bedava girmek isterlerdi. Şimdi beni tanıyan birçok kimse rahmetli babama rahmet diliyorlar ve Fevzi emmi bir başka garibanın halinden anlıyordu.
Bayramlarda sinemalar sabah ve öğle akşam olmak üzere 3 matine yaparlar sinemaların tahtacıları (Tabelacı) bulundukları yerden yüksek sesle bağırır müzik yayını yaparlar ve izlenmekte olunan filmin sesini dışarıya vererek sinema severler filmi takip ederlerdi.
Sinemanın çalışan emektarları Makinist Sarıbay, Cemal, kalfa Müdür Mehmet, Naci Gişeci kako, Kapıcı Kör Bekir, Ali Balkon, Hedat Halil Kehke, Yer gösteren İsmail, Cuma Yavuz Tahtacı (Kör Heme, Kör Gani, Gazeteci Ali ,Hoho miço ,Hıra Ahmet ,Aziz Bekçi Şangam Ali vs isimlerini unuttuğum emektarlar bugün içlerinden bir çoğu rahmetli olmuş allah rahmet etsin birbirleri ile rekabet ederlerdi. Biz bugün full çektik yer yoktu diyerek rakiplerini kızdırırlardı. Ve bu sinemalar üstelik 4-5-6 film oynatırlardı filmler 35-45 dk kısaltılırdı öğle matinesine yetişmesi için bizlerde bayramlarda sinemaya gelen çocuklardan içerde mantar tabancası patlatanların elinden oyuncaklarını her hangi bir yaralamaya sebep olmaması alırdık..Sinemanın karşısında urfa lisesi önünde yerlere serilmiş teksas, tomiks, zahor vs çizgili kitaplar okuyucuları ellerindeki kitaplarla değiştirir yada hemen orada okumaya başlardı tabi bunlar ücretliydi, havuz diğer tarafında Bisikletçi Hedat Halil , Bisikletçi yaşar ve adına hatırlamadığı esnaf dakikalık verirlerdi. Binmesi kolay diye ve ayağı bedala yetişmeyenler 3 tekerlekli bisiklette,büyüklerde iki tekerlekli bisiklete binerlerde dakikası 5 krş du. Daha sonra mobiletler piyasaya çıkınca onlar rağbet görmeye başladı onunda dakikasını 1 liraya kiraya verirlerdi. Tabî ki bunlar bayramların dışında Pazar günleri devam ederdi. Çocukluk anılarımız denilince sinemalarında önünde lolaz ekmek,Ciğer kebabı satanlar halka ve şam tatlısı satanlar eksik olmazdı. Tatlıcılar tatlılarını pazarlamak için tombala çekilişi yaptırarak en yüksek rakamın bulan oyuna kaç kişi dahil olmuşsa onların tatlılarında alırdı. Tombala daha sonra sigara satıcılarının da satış kapısı oldu. Onlarda yüksek numarayı çeken 1 paket sigaranın bedava sahibi olurdu. şimdi ise geride eskilerden 1 sinema kaldı oda boş duruyor diğerleri yıkıldı