Anlatılanlara göre şehirler kurulurken kutsal bir mekânlar seçilirmiş ve şehir o kutsal mekânın çevresinde şekillenirmiş.
Özellikle kadim şehirlerin uzun zaman sürecinde bu kutsallar çerçevesinde gizem ve efsanelere büründüğünü görüyoruz.
Kadim şehirleri, şehir yapan güç işte bu efsane ve gizemlerdir.
Dünyanın ilk uygarlıklarının kurulduğu Fırat ve Nil’in havzasındaki uygarlıklara baktığımızda bunların gizemler ve efsanelerle yoğrulmuş olduğunu görürsünüz.
Mesela Mısır piramitlerinin binlerce yıllık gizemiyle modern dünyanın ilgisini çekmesinin, yine dünyanın ilk kurulan şehirlerinden biri olan Urfa’nın taşına, toprağına kültürel ve sosyal hayatının gerisindeki dinamikleri arasanız hiç kuşkusuz efsaneler ve gizemlerle karşılaşırsınız.
Bu çerçevede Urfa’ya baktığımızda şehrin, merkezinin kalenin altından başlayıp Köprübaşı’na kadar yayıldığını ve yedi kapısı ve çevresindeki surlarıyla korunduğunu görürüz.
Şehrin kuruluş ve şekilleniş felsefesinin kutsalla ilişkili olduğunu, bu kutsalında Hazreti İbrahim’in doğduğuna inanılan mağaradan başladığını görüyoruz.
Yine yedi kapısı ve çevrilen suruyla korunan Urfa’yı, gerçekte güçlü surları, muhkem kalesiyle değil, Hz. İsa tarafından gönderilen mendille kutsandığını ve o dönemde buna inanıldığını görürüz.
Gerçekten de Hıristiyanlık dönemi Urfa’sında halk İsa tarafından gönderilen mendil dolaysıyla şehrin korunduğuna inanmıştır.
Ayrıca şehrin başlangıcı kabul ettiğimiz kutsal mağaranın hemen üstünde çifte sütun Urfa Kalesinin bile bir kraliçe anısına yaptırıldığını ve yapılan bu kalenin kutsal ve efsaneyle orada bütün görkemiyle durduğunu görürüz.
Urfa, işte bütün ruhunu ve gizemini bu mağaradan ve mendilden alarak oluşturmuş, efsane ve gizemini hep bu kutsal mağara içinde kaynayan şifalı su ve kutsal mendiliyle Urfa Efsaneleri Mehmet Kurtoğlu sürdürmüştür.
Urfa’yı Urfa yapan ruhun Hz. İbrahim efsanesiyle oluştuğunu söylersek yanlış olmaz sanırım.
Zira Urfa’nın taşından toprağına kadar bütün her şeyde Hz. İbrahim makamının etkinliği ve kutsallığı karşımıza çıkar.
Erkek isimlerinin İbrahim ya da Halil olması, meşhur çiğköftelerinin ve güzel seslerinin kaynağında bile İbrahim efsanesi yatar.
Bu öyle bir efsanedir ki, şehrin insanlarının davranışlarını bile etkilemiş, örf âdetini belirlemiştir.
Mesela fakir bir kimsenin hacca gitmeye gücü yetmiyorsa yedi defa dergâh denilen Hz. İbrahim makamını ziyaret etmesi kâfi dir.
İnanışa göre Mekke’den sonra Urfa gelir.
Karayoluyla hacca gidenleri Urfalılar evlerinde misafi r ederler.
Çünkü bunu cömertliğiyle meşhur ve anlatıldığına göre misafi rsiz sofraya oturmayan Hz. İbrahim’e istinaden yaparlar. İşte şehirleri şehir yapan kutsal ve efsane…
Kalenin çevresine baktığımızda kutsal mekân ve efsanelerden geçilmediğini görürüz.
Hz. İbrahim’in yaşadığı varsayılan bu mağara rivayetlere göre henüz bebek yaşta olan İbrahim’i zalim Nemrut’un şerrinden korumuş ve bir ceylanın gelip onu emzirmesiyle büyümüş.
Daha sonra da zalim Nemrut ile mücadele etmiş ve inancını yaymıştır. ...
Üç kutsal kitaba göre peygamberlerin atası sayılan İbrahim’in bu doğup büyüdüğü mekân Urfa’nın kalenin eteğine kurulmasında etkili olmuştur.
Urfa’nın kutsallığı yalnız İbrahim peygamberle de kalmamıştır.
Hz. İsa’nın tebliğini yaydığı dönemde Kral Abgar’a gönderdiği mektupta Urfa’yı kutsamış ve yüzünü sürdüğü mendili Urfa’ya göndermiştir.
Hz. İsa tarafından kutsanan bir şehir olmuştur. Böylece üç din kutsal saydığı bir peygamber mekânına kurulan Urfa, Mekke ve Kudüs’ten sonra kutsanan üçüncü bir şehir olmuştur.
Eski Urfa’nın şekillendiği kutsal mekânlar Halilürrahman Camii, şifalı suyun bulunduğu ve Hz. İbrahim’in büyüdüğü mağara, Balıklıgöl, Ayn Zeliha Gölü’dür.
Urfa ruhunu işte buradan alır.
Urfa’ya yüzyıllardır yayılan bu mistik ve manevi hava hep bu kutsallardan kaynaklanır.
Urfa’yı bu mekânlardan soyutladığınızda geriye Urfa diye bir şey kalmaz.
Urfa’yı Urfa yapan bu iklim ve bu ruhtur.
Dünyada bu tür kutsal mekân etrafında oluşturulan şehirler parmakla sayılacak kadar azdır.
Muhammedi geleneğin sembolleştirdiği Mekke, Süleyman’ın şekillendirdiği Kudüs, İbrahim ve İsa’nın şekillendirdiği Urfa işte bu şehirlere örnektir...
Kaynak : Şurkav / Mehmet Kurtoğlu
“İhvanlar doldurmuş yine eyvanı,
Sazlarda çalınan Urfa Divanı,
Türkü İbrahim’i,
hoyrat Şirvanı,
Haleplibahçe’de ehli diller konuşur.
Necip MİRKELAMOĞLU