KÜRESEL ZULMÜN KAYNAĞI
Dünyadaki özellikle islam coğrafyasındaki fitne, fesad kargaşa, ve terörün baş sorumlusu Abd`dır. İşlediği suikastler, katliamlar ve insan hak ve hukukunu çiğneyişiyle, fesadın ve bozgunculuğun ana kaynağıdır. Tek başına bu kadar zulmü gerçekleştirecek gücü olmadığı halde, ekonomik ve askeri alanda müttefik ya da dost olarak nitelendirdiği ülkelerin yardımıyla küresel alanda zulmünü maalesef halen devam ettiriyor.
Biraz dikkatlice irdelendiğinde Amerika`nın bu derece yaygın zulmünün arkasında başka güçlerin olduğu açıktır. Yahudi lobisi olarak adlandırılan, ancak yeryüzündeki bozgunculuk ve zulmün kaynağını oluşturan bir sistem kuran Siyonistler, ABD`nin emperyalist çehresinin arkasındaki en güçlü odaklardır. Amerika`yı çepeçevre saran, TÜRKİYE den başka hiçbir ülkenin eleştiriye bile cesaret edemediği Siyonistler yeryüzündeki katliamların, yıkıntıların ve cinayetlerin çoğunda doğrudan ya da dolaylı şekilde pay sahibidirler.
Amerika medyası, ekonomisi ve siyaseti Siyonistlerin elindedir. ABD`ye seçilen başkanlar bile Siyonistlerin onayını almadan aday olamazlar. Birilerinin Siyonistlerin aleyhinde bir adım atması durumunda medya ve ilgili kurumlarla yalan ve iftiralarla muhataplarına ağır darbeler vurdurabiliyorlar.
Sadece Amerika`da değil. İngiltere, Almanya, Fransa ve başka ülkelerde Siyonistlerin derin nüfuzu mevcut. Örneğin 85 milyonluk Almanya`daki Yahudi nüfusu 120 bin civarındayken Alman medyası Yahudilerin kontrolündedir. Ekonomide de güçlü olan Yahudiler ülke siyasetinde tamamen etkindirler. Alman hükümeti Yahudilerin aleyhinde en küçük bir karar dahi alamaz.
Bu derece dünyayı kuşatan Siyonistler, işgalci devleti yaşatmak için Filistinlileri katliamlardan geçirirken, İslam dünyasında vahdetin oluşmaması, sefalet ve yoksulluğun artması ve diktatör rejimlerin varlığını sürdürmesi için yoğun çaba içerisindedirler. Özellikle son yıllarda İslam dünyasında milliyetçiliği ve mezhepçiliği yaygınlaştırmak için çalışıyorlar. Yaygınlaşan milliyetçi akımlar ve mezhep çekişmelerinin arkasında siyonizmin çabaları bulunmaktadır.
İslam`ı kendileri için en büyük tehdit olarak gören Siyonistler, son yıllarda İslam`ı ana hedef haline getirdiler. Müslümanların aralarına fitne tohumları ekmeye, etnik ve mezhep ayrılığını çatışmalara dönüştürmeye çalışırken, diğer taraftan ılımlı diye adlandırdıkları, her türlü zulme ve sömürüye boyun eğme niteliğindeki İslam`ın güçlenmesi için çabalıyorlar. Dinler arası diyalog ve hoşgörü adı altında uluslararası düzeyde yapılan çalışmalar Siyonistlerin hegemonyaları ve zulmüne engel teşkil etmediğinden önemli oranda destek görmektedir.
İletişim dünyasında, özellikle de internette kapsamlı bir hegemonya kurduklarından oyunlardan eğlence programlarına kadar her alanda etkin olmaya ve özellikle de Müslüman gençliği bozup değerlerinden uzaklaştırmaya çalışıyorlar. Sosyal medyayı avuçlarına almış, dünya siyasetinde önemli bir güç haline gelmişlerdir.
Siyonistlerin bu derece yaygın nüfuzunu kırmak fazla da zor değildir. Müslümanların hayatlarını Kur`an ve sünnete göre düzenlemeleri, olayları Müslümanca değerlendirmeleri ve basiretli davranmaları durumunda bu tür şeytani desiseleri etkisiz hale getirmeleri çok da zor değildir. Zalim ve bozgunculara karşı uyanık, birbirlerine karşı hoşgörülü davranmaları, fitne ve fesat oyunlarına karşı dikkatli olmaları, İslam`ın ve Müslümanların zararına olacak davranışlardan kaçınmaları durumunda karşı karşıya kaldıkları oyunları bozabilirler. Allah Teâlâ`nın Nisa Suresi 76. Ayetinde buyurduğu gibi;
إِنَّ كَيْدَ الشَّيْطَانِ كَانَ ضَعِيفًا
"Şeytanın tuzağı çok zayıftır."
Mustafa BAŞTUĞ