Kendilerini kültürel olarak üstün görenler, Müslümanlar başta diğer tüm grupları ötekileştirmekten imtina etmiyor.
Asırlar boyu bizzat aydınlarını kullanarak kuşaklar boyunca kendi toplumlarını İslam'la özdeşleştirdikleri Türk korkusuyla yetiştiren Avrupa, böylece siyasi dağınıklığının yol açtığı sorunları saklamayı başarmıştır.
İslâm”ın yeminli düşmanları haline gelmiş zavallılardır. Kur’ân-ı Kerim’i baştan sona bir kez olsun okumamış, Peygamberimizin (s.a) yüce ahlâkını tanımamış, İslâm’ın ne olduğunu araştırma gereği bile duymamış bu önyargılı, kindar ve karanlık fikirli azınlık aydınlar, her fırsatta ezana, camiye, Kâbe’ye, başörtüsüne, İmam Hatip okullarına, Kur’ân kurslarına, hocalara, Diyanet’e, hatta Allah’a ve Peygamber’e dil uzatmaktan, hakaret etmekten ve düşmanlıklarını açığa vurmaktan geri durmazlar.
Nedir Bu İslam Düşmanlığı?
Birileri Çıkar Sürekli Peygamberlere Peygamber Eşlerine Ehlibeyte Sahabelere Kuranı Kerime Ayetlere Hadislere Evliyaullaha Düşmanlık Eder Kin Kusar.
Biride İslamiyete Orta Çağ Zihniyeti Der.
Hz. Peygamber Efendimiz S.a.v.'e
Hz. Hatice R.a. Annemize
Hz. Meryem Annemize
Hz. Fatma R.a. Annemize
Hz. Kuran-ı Kerim ve Ayetlere
Hz. Adem A.s. Babamıza
Hz. Havva Annemize
Düşmanlık Edenleri ALLAH C.c. Islah Eylesin Yoksa Islahı Kahru Perişan Eylesin
Her saldırının ardından amansız medyatik kampanyalar müslümanları “olağan şüpheli” koltuğuna oturtarak onlara karşı önce şüphe sonra nefret söylemlerini meşrulaştırdı.
Hemen her ülkede, ya bir yazar ya bir çizer, kimi yerde sanatçı kimi yerde siyasetçi, bazen bir film bazen bir piyes...
Her yol ve yöntem kullanılarak, homojen ve istikrarlı biçimde, İslamofobya zehri yayıldı toplumların bilinç altına.
Bugün, barışı esas alan, hangi dine mensup olursa olsun komşusunun hakkını gözetmeyi öğütleyen, mazlumun ve mağdurum imdadına koşmayı düstur edinen, rahmeti, merhameti ve şefkati ilişkilerde olmazsa olmaz bir hareket noktası olarak kabul eden, bir kişiyi öldürmenin bütün insanlığı öldürmek, bir kişiye de hayat vermenin bütün insanlığa hayat vermek gibi olduğunu bizlere bildiren dinimiz İslam’a yakıştırılmaya çalışılan bu olumsuz imajı bertaraf ederek oluşturulmaya çalışılan korku ve kaygıyı gidermek için Müslüman âleminin kapsamlı ve küresel boyutta çalışmalar yapması elzem hale gelmiştir.
Kur’ân-ı Kerim, tarihten günümüze uzanan çizgide Allah’a ve peygamberlerine düşmanlık eden bu tipolojileri sık sık gündeme getirir ve mümin insanları bunlara karşı uyanık ve dikkatli olmaya çağırır:
“Ey iman edenler! Kendi dışınızdakilerden dost/sırdaş edinmeyin. Çünkü onlar size fenalık etmekten asla geri kalmazlar, hep sıkıntıya düşmenizi isterler. Kin ve düşmanlıkları ağızlarından taşmaktadır.
Kalplerinde gizledikleri ise daha büyüktür.
Düşünürseniz, biz size ayetleri açıkladık.”
"Ve Elid-Dînü İllel-Hubbu Fillâh Vel-Buğz Fillâh"
"Din Allah İçin Sevmek ve Allah İçin Buğzetmek."
"İçimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden bizi helâk eder misin Allahım?" (Araf 155)
Allahim Bizleri Islama Uyan zümrelerden eylesin.
En Kalbi Selam ve Dua ile.
Dünya Seyyid ve Şerifleri Topluluğu Başkani
Mustafa Çiçekli