Rûhu’l Beyan Tefsiri, İsmail Hakkı Bursevi (k.s.),Şeriat ve Hikmetten Habersiz Olandan Yüz Çevir Tasavvuf konusunda şeriat ve hükümlerinin değerini bilmeyen ve şeriat ile amel etmeyen kişiden yüz çevirmek lazımdır. Çünkü o (şeriat ilimleri, hükümleri ve hikmetlerini bilmeyen kişi) kısırdır. Maneviyattan yoksun, eksik ve irşad derecesine yükselmen “müteşâyih ”e bağlanan (müritlerde) ancak ve ancak kısır ve çalışmaları sonuçsuz kalmaya mahkumdurlar . Aklını Kullanmayan Müridler Sahte Şeyhlere Lanet Okuyacaklar يَوْمَ تُقَلَّبُ وُجُوهُهُمْ فِي النَّارِ يَقُولُونَ يَا لَيْتَنَا أَطَعْنَا اللَّهَ وَأَطَعْنَا الرَّسُولَا (66) وَقَالُوا رَبَّنَا إِنَّا أَطَعْنَا سَادَتَنَا وَكُبَرَاءَنَا فَأَضَلُّونَا السَّبِيلَا (67) رَبَّنَا آتِهِمْ ضِعْفَيْنِ مِنَ الْعَذَابِ وَالْعَنْهُمْ لَعْنًا كَبِيرًا (68) O gün yüzleri ateşte çevrilirken “Ah!” derler; “Ah, ne olurdu bizler Allah’a itaat edeydik, Peygamber’e itaat edeydik!” 66 -“Yâ Rabbena Ey rabbimiz!” demektedirler, “doğrusu bizler beylerimize ve büyüklerimize itaat ettik de bizi yanlış yola götürdüler. 67 Yâ Rabbena! Onlara azâbın iki katlısını ver ve kendilerini büyük bir lânet ile lânetle! ” Kim Kime Lanet Edecektir Müşrikler, müşriklere lanet okur, Yahudîler, Yahudîlere lanet okur, Hıristiyanlar, Hıristiyanlara lanet okur, Mecûsîler, Mecûsilere lanet okur, Ümmetlerin, cemaatlerin, tarikatların, mezheplerin ve fırkaların birbirlerine lanet okumaları hep bu kıyas üzeredir…. Halklar, liderlerine lanet okurlar. Tabi olanlar, idârecilerine lanet okurlar. Ve der ki: -“Allâhü Teâlâ hazretleri size lanet etsin! Sizler bizi kandırdınız ve aldatınız! ” Müşrik, müşrik’e lanet okur, Yahudî, Yahudî’ye lanet okur, Hıristiyan, Hıristiyan’a lanet okur, Münâfık, münâfıklara lanet okur, Riyâkâr, riyâkârlara lanet okur, Sapık, sapıklara lanet okur, Bid’at ehli, bid’at ehline lanet okur, Deccâl’in ordusu, deccâl’e lanet okur. Halk, liderlerine lanet okur, İnsanlar, efendilerine lanet okur. Ayak takımı, beyine takımına lanet okur. Güdülenler, güdenlere lanet okur. Çocuklar, anne, babalarına lanet okur. Ham softa, müteşâyih’ine lanet okur. Sahte şeyhlere tabi olan beyinsizler, sahte şeyhlerine lanet okurlar. Okurlar, kendilerini sapıtan yazarlara lanet okur. Bir düşüncede olanlar, fikir babalarına lanet okur. Herkes kendi ideolojisini uyduran sahibine lanet okur. Ümmet, imamına lanet okur. Toplum, başkanına lanet okur. Cemaat, hocasına lanet okur. … Cehennemliklerin hepsi de şeytan’a lanet okur. Görüldüğü gibi, cehennemde, insanlar kendilerinin cehennem ateşine girmesine sebep olan ve dünyada beraber olup, ayni fikir, ayni inanç ve ayni vazifeyi paylaştığı, gönüldâş, yoldaş ve dindaşlarına ve kendi toplumun lideri, başkanı, şeyhi, hocası, büyük ve efendilerine lanet edeceklerdir. Hak yoldan, kitap ve sünnetten ayrılmayalım. Allâhü Teâlâ hazretleri, lanet etmekten ve lanete uğramaktan bizleri muhâfaza etsin! Bu âyet-i kerime, şerîatında zâhirinde zulüm ve küfür ehlinin vasıflarını beyân ettiği gibi şeriatın bâtınında, tasavvuf ve tarikatta da müteşâyihlerin, şeyhlik ve evliyâlık taslayan kişilerinde sıfatlarını beyân etmektedirler. Gerçekten sahte şeyhler: 1- الَّذِينَ يَصُدُّونَ عَنْ سَبِيلِ اللَّهِ “Allah yolundan men‘ederler…” Yani müritlerin, halkın ve insanların, hak yola girmelerini ve gerçek mürşid-i kâmili bulup ona bağlanmalarına engel olurlar. Kendilerin hakikatte evliyâ ve mürşid-i kâmil olmadıkları halde, halkı kendilerine bağlayarak, Müslümanların hakikî mürşidi kâmili ve hak yolu bulmalarına mâni olurlar. Mü’minlerin ihlâs, takvâ ve Allâh’a giden yollarında birer put gibi dikilirler… 2- وَيَبْغُونَهَا عِوَجًا “ve onu eğip bükmek isterler…” Kendi devirlerinde yaşayan müceddid ve mürşid-i kâmillerin hak ve doğru olan yollarını, halkın gözünde kötü göstermek ve halkı yanılmak için, o hak yolu eğip bükmek isterler. Bir Müslüman kendilerine sorduğunda, devrin mürşid-i kâmilleri hakkında yanlış bilgi verirler ve Müslümanları yanıltırlar. 3- وَهُمْ بِالْآخِرَةِ كَافِرُونَ “Ve onlar âhireti inkâr edici kâfirler idiler…” Halkı hak yoldan ve mürşid-i kâmillere bağlanmaktan alıkoyan kişilerin aslında maneviyât ve âhiretten hiç nasîpleri yoktur. Onlar âhirette inanmadıkları için âhiret hayatları için çalışmazlar. Bu sahte şeyhler, müritlerinin ve yanlarına gelen insanların; a) İlim, b) İhlâs, c) Amel d) Takvâ sahibi olmaları için çalışmak yerine, Müritlerinin cehâletin zıfırı karanlığından, hurâfelerin İslâm dışı, korkunç dünyasında, gerçek ibâdet ve taatın zevkinden uzak bir halde, Allâhü Teâlâ ve Peygamberi Efendimiz (s.a.v.) hazretlerine bağlanmaktan çok, bir kula bağlanma ve kulu sevme ve kulun yolunda yürümelerini istemektedirler. Çünkü onların bütün düşünceleri, dünyalıktır. “Onlar; -Daha çok müridim olsun ve daha çok bana çırağlık gelsin, para kazanayım,” der. Onlar, Müslümanlara, rant kapısı gözüyle bakarlar. Yanlarına gelen Müslümanların, ilim, takva ve ihlâs sahibi olmalarından çok; kendilerine bağlı ve kendilerine maddî olarak yardımda bulunmalarını isterler… Onun için bu sahte şeyhler, âhireti inkâr edici kâfirlerdir… Şeyhlik İddia Edenler Manevî Putlardır Bu âyet-i Kerîmede manevî putlara işaret vardır. Manevî putlar, 1-Şeyhlik iddia edenler , 2-Sapıtan deccâllerdir . (Bu şeyhlik iddia eden sahte şeyhler) 1-Kalbleri diriltmeye, 2-Nefs-i emmâleri öldürmeye güç yetmez. 3-Bu şeyhlik iddia eden (sahtekârlara) tâbi olanlar da putlara ibâdet eden kimselerin hükmündedir. Akıllı kimse, hevâ-ü heves ehline tâbi olmaktan (nefsinin esiri olan sahte şeylere ve kötü âlimlere bağlanmaktan) sakınsın. Çünkü en büyük ölüm ki, o cehalettir. (En büyük ölüm) ancak en şerefli hayat giderilir. En şerefli hayat, ilimdir. Eğer kul için 1-Halka faydalı ilmi ifâde etmeye, 2-Halkı Allâhü Teâlâ hazretlerine bir basîret üzerine davet etmeye (çağırmaya)da herhangi bir dehâlet (ve tesiri) olursa; (işte bu çalışma,) 1-Başkasını cehaletten marifete yükseltir, 2-başka bir hayat ile hayat veri, 3-Güzel bir diriltmektir; Allahü Teâlâ’nın izniyle… Bu rütbe, peygamberlerin, ve peygamberlere varis olup, ilmiyle âmel eden âlimlerin (mürşid-i kâmillerin) rütbesidir. Ama bu rütbeden düşenlerin (sahte şeyhler ve kötü âlimlerin) sözlerini dinlemek; ancak İsrâil oğullarının (Sâmirinin yapmış olduğu) buzağının sesine kulak vermeleri gibidir. (Nefse hoş gelir, ama maneviyatta hiçbir tesiri olmaz). Molla Câmî (k.s.) hazretleri buyurdu: بلاف نا خلفان زمانه غره مشو مروچو سامرى ازره ببانك كوساله Zamanın hayırsızları (olan sahte şeylerin) seslerine kanma; Sâmirî (ve ona inanan Yahudîler) gibi dana sesiyle hak yoldan çokma… Gerçekten Allahü Teâlâ hazretleri buyurdu: وَكُونُوا مَعَ الصَّـادِقِينَ “Ve sâdıklarla beraber olun. ” Yani, sâdıkların cümlesinden olun ve sâdıkların sohbet arkadaşları olun. İşte bu sebeple (bazı hikmet ehli) buyurdu: يَلْزَمُ لِلْمَرْءِ أَنْ يَخْتَارَ مِنَ الْبَقَاءِ أَحْسَنَهَا دِيناً حَتَّى يَتَعَاوَنَ بِالْإِخْوَانِ الصَّادِقِينَ Kişi, bekâ (yerleşip kalacağı) yeri seçerken dînen en güzelini tercih etmesi lazım gelir. Tâ ki sâdık ve samimî ihvan (din kardeşleri) ile yardımlaşsın…” İsa Aleyhisselâm soruldu: “Yâ Rûhallah! Kiminle oturalım?” İsa Aleyhisselâm buyurdu: “Konuşması ilminizi artıran, görülmesi size Allahü Teâlâ hazretlerini hatırlatan ve ameli sizi âhirete rağbet ettiren (sâlih kimselerin meclisinde oturun).” Sahte Şeyhlerin Pişmanlıkları “Hakâiku’l-Baklî” de buyuruldu: Allâh subhânehû ve Teâlâ hazretleri, (bu âyet-i kerimeyle) beyan etti: Kim, taat ve ibâdetlerin mertebelerinden düşerse; o kişi derecelere ulaşamaz. Kim, başlangıçta murâkabelerden mahrum olursa; o kişi nihâyette (sonuçta) müşâhedelere ve muâyenelerde (hakkı görmekten) mahcûp (perdeli ve yoksun) kalır. Sahte şeyhler, (yalan yere) evliyâlık iddia edenler, manevî makam ve mevkî (kerâmet sahibi ve Allâha yakınlıkları) olduğunu iddia edenler ise can çekişme anında; zamanlarının gafletle geçmiş olmasına çok pişman olacaklardır. Taat ve ibâdetlerden yoksun ve gafletle geçen ömürleri için; (keşke) boş iddialarla (sahte şeyhlikle) meşgûliyet, hakka muhâlet ve muhal (kendileri için mümkün olmayan evliyâlık makamını) iddia etmemiş olmayı çok temenni ederler… (Ey sahte şeyhler) ve kuru (evliyâlık ve manevî makamları) iddia eden kişi, (sen kendini çok iyi biliyorsun) hemen Mevlâ Teâlâ hazretlerinin taat ve ibadetine dön! Şeyhlik ve evliyâlık iddialarından vazgeç. Haller hakkında rastgele söz kullanmaktan (hakikatte ermiş bir kişi olmadığın halde, ermiş havasını vermekten) sakın. Gerçekte bu büyük bir fitnedir. Müridlerden büyük bir taife bu konuda helak oldular. Kişi muamelelerini düzeltme yolunda yol alırsa; mutlaka onun bu hali kendisini Rabbine yaklaşma ve emniyet makamına götürür. Bir kişi bu (kendisini hakka götüren) yolu terk ederse; mutlaka o kişi boşta kalır. Bozulur. Ve büyük korkuya düşer. temennilerin kendisine menfaat vermediği günlerde de temenni eder… Bunu beğen:Beğen Yükleniyor...