AKP, 2002' de tek başına iktidara geldi ve o tarihten beri ülkeyi tek başına yönetiyor.
20 yıl toplumun yönetiminde gerçekten uzun bir süre ve bu süre içinde hiç bir müdahale olmazsa bile bir çok şey kendiliğinden değişir.
Üstelik bu 20 yıl hem Türkiye ' de hemde dünya ' da çok hızlı gelişmelerin, yine düşük enflasyon, düşük faiz ve paranın bol olduğu bir dönem yaşamıştır.
Bu dönemi iyi kullanan başta Almanya, Çin, Rusya, İran ve komşumuz Yunanistan her konuda ilerleme sağladı.
Akp iktidara geldiğinde Türkiye Dünya'da 16. cı büyük sanayi ülkesi ve gelişmiş G- 20 ülkeleri içinde idi.
Akp 20 yılda Sanayi de ve tarımda ciddi atılımlar ve yatırımlar yapmamış Kendisine bırakılan Cumhuriyetin 79 yıllık bütün varlıklarını pul parasına satmıştır.
Türkiye 2002' de dünyanın 16 büyük Sanayi ülkesine sahip iken 5 basamak geri gitmiş ve 21 sıraya düşmüştür.
Gelişmiş G-20 ülkelerinden çıkarak yerini İran ' a kaptırmış.
AKP tek başına iktidar olduğu 20 yılda ülkeyi her konuda geriye götürmüştür.
Milleti de sıkıntılar içinde nefes alamaz hale getirmiştir.
2022 Türkiye ' si Ekonomi ' den siyasette, güvenlikten dış politikaya büyük sorunlar tablosu ile yüz yüze dır.
Demokratik rejimin çağdaş standartlara kavuşturulması toplumun acil talebidir.
Büyüme sıfır düzeyinde durmuş, işsizlik can yakıcı boyutlara ulaşmış, ihracat istenilen seviyelere ulaşmıştır.
Enflasyon TÜİK ' ın rakamlarına göre yüzde 80' nın üzerine çıkmıştır.
Sağlık ve eğitim hizmetleri yeterli düzeyde değildir.
Yatırımlar durma noktasına gelmiş.
20 Senedir GAP projesinin için de yer alan toprakların yüzde 67' sine su taşınmamıştır.
Ülke bütünlüğü ve millî birlik üzerinde durulmamış , demokrasi ve hukukun üstünlüğü ilkeleri yara almıştır.
Türkiye dış politikada sözü dinlenir ve güven duyulan bir ülke olmaktan çıkmış.
Komşular arasında " SIFIR SORUN ' politikası Sırf Sorun politikası haline dönmüştür.
Başta Libya ve Suriye olmak üzere ticaretimiz sıfırlanmış ve bu nedenle büyük ekonomik kayıplarla karşı karşıya kalmıştır.
Yanlış Suriye politikası ile 84 milyonun üzerine yüz milyarlarca dolar binmiş, ülkenin asayişi ve güvenliği büyük bir tehlike altına girmiştir.
Hiç bir ayrım yapmaksızın halkımızı ve ülkemizin tümünü kucaklaması gereken Sayın Cumhurbaşkanı etrafımızda bu kadar yangın ve ülkemizin beka sorunu varken geride kalmış tartışmaları ve yeni güncel tartışmaları ateşli bir şekilde yaşatmanın gayreti içinde dir.
Her sayfası beyaz yep yeni defterler açarak, ülkemizin daha iyi günlere ulaşması için iyi niyetle çalışması gerekirken her gün " Bay Kemal" polemikleri ile havanda su dövüyor.
Anayasamızda Cumhurbaşkanı Devletin başıdır.
Türk milletinin Birliğini temsil eder, Anayasanın uygulanmasını devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetir.
Yönetme yetkisi ve görevi Cumhurbaşkanı ve bakanlar kurulu tarafından yerine getirilir demektedir.
Yasama, yürütme ve yargının kuvvetler ayrılığı ilkesine uygun olarak ahenk içerisinde çalışmalarını sağlamak, böylece, devletimizin hizmetinde bulunduğu halkımızı hoşnut edecek şekilde işlemesini gerçekleştirmek için çaba ve gayret sarf edilmemiştir.
Devletimizin halkımızı, halkımızın devletimizi sıcak bir şekilde kucaklaması, millet olarak gücümüzü artıracaktır.
Tam tersi çabalar sarf edilerek gücümüz zayıflatılmaktadır.
Devlet ile vatandaşlar arasına küskünlük sokulmaya çalışılmaktadır.
Cumhurbaşkanının konumu ve görevi yetkisi ve etkisiyle ilgili olarak çizdiği çerçeve dışına çıkılmaktadır ve tartışmalara sebep olmaktadır.
Diyalog , dayanışma, uzlaşma, uzlaştırma, fikir alışverişiyle bir hoş görü ortamında ve sabırla ülkeye ve millete hizmetleri yerine getirmeye çalışacağına böyle bir çerçevede başarılı ve etkili olacağına tarafsızlık ilkesine uymayarak taraf olarak tarafsızlığa gölge düşürecek her davranış içinde oluyor.
Cumhurbaşkanı Anayasa' nın kendisine verdiği görevleri yaparken sağ duyunun ve kamu vicdanının denetimi altında gerçekleştirmek mecburiyetindedir.
Doğruya, haklıya arka çıkmak ve ülke menfaatlerini korumanın ilk şartıdır.
Bu şart yerine getirilmemektedir.
Mustafa Polat