Çağdaş uygarlık seviyesine ulaşmanın en temel aracı eğitimdir.
Türkiye ' yı güçlü yapabilmenin en kestirme yolu eğitimdir.
Aydınlık gelecek ve aydınlık ufukların , aydınlık gönüllerden ve aydınlık zihinlerden geçer.
Artık dünya şartları değişmiştir, Türkiye çağdaş uygarlığa uymalıdır; ama Türkiye kendi millî benliğini, millî kişiliğini muhafaza ederek çağdaş uygarlığın için de yerini almalıdır.
Eğitimin ekonomiyle ve kalkınmayla, zenginleşmeyle olan bağını millilîk üzerinde tutması lazımdır .
Bir ülkenin milli eğitim sistemi O ülkenin çocuklarına bilgi ve beceri vermeden önce O ülkenin vatandaşı olma niteliğini vermelidir.
Bunun yapılamadığı yerde huzur olmaz.
Toplumun millet olabilmesi lazımdır.
Türk milleti hâline getirmiş bulunan büyük değerleri mutlaka çocuklarımıza ve gençlerimize aktarmalıyız.
Yetiştireceğimiz geleceğin idarecilerine, yöneticilerine toplumun insanlarına, milletin fertlerine, karşılacakları güçlükleri aşma azmini vermeliyiz ki, uygarlık mücadelesine girmiş bulunan bir toplum, " Yapamıyoruz, edemiyoruz, bizden bir şey olmuyor.
Bizden zaten ne köy olur, ne kasaba" gibi karamsar düşüncelerin içine girmesin.
Mutlaka yapacağız, Başaracağız ve netice alacağız gibi kararlılığın için de olsun.
Çağdaş olmak, çağı yakalamak bilincini aşılamalıyız.
Çağdaş olmak demek dünya ile beraber düşünmektir.
Dünya ' da gelişen bilimi ve teknoloji yakalamak demektir.
Eğitim de reform şarttır, kaçınılmazdır.
Üniversite' de reform şarttır kaçınılmazdır.
Bugün her zamankinden daha çok şarttır.
Olacak olan reformların dünya şartlarıyla, ülke şartlarıyla beraber gözden geçirilerek götürülmesi lazımdır.
Eğitimcilerimize daha çok imkân, daha çok ufuk, düşüncelerini daha çok serbestçe söyleyebilme ve bu ülkenin yücelmesine daha çok katkıda bulunabilme yollarını açmalıyız.
Eğitimi olmayan bir ülke hiç bir yere varamaz.
Çocuklarımızı okuma ve yazma imkanına kavuşmaları için gayret gösterilmelidir geri ödemesiz kredi vermeliyiz, Yurtları çoğaltmalıyız, her yıl en az 5 bin öğrencimizi yurt dışında okutmalıyız.
2022 yılında sadece 400 milyar lira faiz lobisine vereceğiz.
Öğrencilerimize yurt dışında okumaları için harcayacağımız para bunun yanında devede kulaktır.
Dünya enformasyon ve bilim çağına girdi.
Enformasyon ve bilim çağı ancak yüksek öğretimin ileri seviyelere çıkarılmasıyla mümkündür.
Türkiye ' yi refaha ve zenginliğe kavuşturmak için tek ümit ilim ve teknolojidir.
Biz bugün geldiğimiz yeri başka ülkelerle mukayese edersek ümitsizliğe düşeriz.
Ama başladığımız yerle, geldiğimiz yerin mükayesesini yaparsak daha iyi olur.
29 Ekim 1923' te Cumhuriyet kurulurken Nüfusumuz 12 milyon, 10 milyonu köyler de yaşıyor.
2 milyon öğrencimiz , 10 bin öğretmenimiz var bunların çoğu da okutmandır.
40 bine yakın köyümüz var 4 bin civarında İlk okulumuz var, 72 tane Orta okul ve 23 tane lise ' mız var.
Bir tek Üniversitemiz var.
Milli gelir fert başına 45 dolar.
Bugün başta demokrat kadrolar olarak hemen hemen her ilde Üniversitelerimiz vardır.
Yarına bakarken en önemli penceremiz öğretim ve eğitim penceresi olmalıdır.
Bu hususta ne kadar gayret sarf edersek o kadar kalkınma ve büyümeyi sağlarız.
Ülkeyi mutlaka bilim çağına yetiştirmemiz gerekir yüksek teknoloji, biyoteknoloji umudumuz olmalıdır.
Çağı yakalama dediğimiz yerde yine bakıyorsunuz gözünüzü açıp kapamadan uzaklaşmış.
Bütün dünya bu yarışın içindedir.
Türkiye bu yarışın gerisinde kalmamalıdır.
Eğitim ve öğretim olayı Demokratik bir olaydır.
Aslında insanın kendisini öğrenmesi haklarını öğrenmesini ekmek kadar, su kadar önemlidir.
Çünkü okuyan, düşünen insan için her gün bir gün evvelden güzeldir.
Çünkü insanın zekası o kadar çok şeyi öğretiyor.
Onun için Allah ' ın İlk emri " İKRA" dır okuyunuz diyor yüce Allah.
Saygı değer öğretmenler; Ülkemizin en değerli varlığı, Ülkemizin Mücevheri olan Çocuklarımız için onların çağı yakalamayı ve iyi bir geleceğe hazırlamak ve ülkemizin imar ve inşasının mimarları olacak büyük Türkiye ' yı meydana getirmek idialimizi meydana getirmek için iyi işleyiniz.
Onları sizlere emanet etmişiz.
Bu geleceğimizin gençlerini iyi yetiştirmek, onları aileleri için, ülke için, millet için değerli kişiler haline getirmek sizlerin eliyle olacaktır.
Bu ülkenin her köşesi bu ülkenin insanlarınındır.
Türkiye Cumhuriyeti devletinin birliğinin temelinde eşitlik yatar ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin bütün vatandaşları eşit olarak bu topraklara sahiptirler, eşit haklara sahiptirler.
Demokrat kadrolar kendi İktidarında hep böyle bakmış.
Demirel ' ın ifadesi ile " Türkiye Cumhuriyeti devleti kimliğini taşıyan her vatandaş birinci sınıf vatandaşdır" demiş ve herkes için fırsat eşitliğini sağlamak için büyük çaba sarf etmiştir.
Mustafa Polat