“Balyoz Darbe Planı” ilk kez 20 Ocak 2010’da Taraf gazetesinin “İstanbul’da iki camiye bombalı saldırı düzenlenmesi ve Yunanistan’ın bir Türk uçağını düşürmekle suçlanması suretiyle darbe ortamı yaratılacağı” gibi iddialar içeren haberiyle gündeme gelmişti. Haberde yer alan iddialar üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca soruşturma başlatılmıştı.
Hazırlanan iddianame İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmiş, ilk duruşma ise 16 Aralık 2010’da yapılmıştı. 250’si tutuklu 365 sanığın yargılandığı dava bir buçuk yıldan fazla sürdü.
Kamuoyunda Balyoz Davası olarak bilinen davayla ilgili gerekçeli kararını açıklayan Yargıtay aralarında eski 1. Ordu Komutanı Çetin Doğan’ın da bulunduğu sanıklar hakkındaki mahkûmiyet kararlarını onayladı.
361 sanığın yargılandığı davada 237 sanık hakkında verilen mahkûmiyet kararını düzelterek onaylayan 9. Daire, haklarında mahkûmiyet kararı bulunan 25 kişiyi beraat ettirdi. Yüksek mahkeme, daha önce beraat eden 36 kişiyle ilgili kararı da teyit etti.
Yargıtay’ın bu kararı, balyoz davasına konu olan hazırlık ve eylemlerin darbe kalkışması görüldüğünün belgesidir. Daha önce yerel mahkemenin verdiği kararı onaylanan Yargıtay, Türkiye’de bir ilke imza atarak, darbeci zihniyeti mahkûm etmiştir. Kaos yaratarak mevcut hükümeti zorla istifa eşiğine getirmeyi planlayan balyozcular, Atatürkçü falan değil! Çünkü biliyoruz ki Atatürk ‘‘Hákimiyet, bilakaydüşart milletindir/Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’’ sözüyle darbeci zihniyeti telin etmiştir.
Apoletleri sökülünce sıradanlaşan bu zihniyet mensupları, mağduriyet edebiyatı ile girdikleri 2011 seçimlerinde halkın teveccühünü görünce herhalde buzdan insan olmuşlardı. CHP’nin Ergenekon davasında üstlendiği misyon, halk nezdinde prim yapmadığı gibi halk CHP’ye darbeci yaftasını yapıştırdı. MHP, Engin Alan ismine odaklandığı için sadece bu isim etrafında Ergenekon ve Balyoz davasına ilgi gösterdi. Her iki partinin de müşterek söylemi PKK dışarda askerler hapiste sloganıyla sınırlı kaldı. İslam mabetlerini bombalamayı düşünecek kadar gözlerini karartan bu güruhun, İstiklal Harbi sırasında Osman Gazi’nin makberini kurşunlayan Yunan Askerlerinden ne farkı olduğunu hepimiz düşünmedik mi?
11 Aralık 1917 tarihinde Kudüs’e giren İngiliz Orduları Komutanı Orgeneral Edmund Henry Hynman Allenby “İşte döndük ey Selahaddin” diyerek Selahaddin Eyyübi’nin mezarını nefretle tekmelemişti. İstanbul’daki tarihi camilere bomba koymayı planlayan ve eğitim semineri adı altında uygulanabilirliğini tartışan bu zihniyet, İngiliz işgal ordularının yarım kalan işlevini mi üstlenmişti acaba? Yargıtay’ın cezalarını onamasıyla tarih sahnesinde hak ettikleri yeri almışlardır. Balyozda cami düşmanlarının kafasına inmiştir. Bu davayla ilgili Yargıtay kararının siyasi olduğu söylenerek, Ak Parti iktidarının yargı sürecini etkilediği konuşuluyor.
Zaten Balyoz darbe planı, mevcut iktidarı zor durumda bırakarak kaos ortamında istifa etmesini amaçlıyordu. O nedenle davanın siyasi olması kadar doğal bir şey yok. Apoletleri taşırken burnundan kıl aldırmayanların şimdi mazlum rolüne soyunmaları, kusura bakmasınlar ama kimseye inandırıcı gelmiyor. Halep oradaysa arşın burada.
Onca kamuoyu araştırma şirketi var, sorsunlar halka aldıkları cevapları paylaşsınlar.
Bizlerde öğrenelim…
Ömür Çelikdönmez