Bulgar Ordusunda Bir Arnavut Yüzbaşı Ustiyanov Türk İstihbaratında Bulgar Sadık!
Osmanlı İmparatorluğu döneminde Türklerin, Müslüman olmayan unsurlardan devşirdikleri istihbarat çalışanlarına ve bunların dairesine martolos deniliyordu.
Bizans kökenli olan bu teşkilat adının “Silahlı Nöbetçi, Milis Mensubu” gibi anlamları olduğu söyleniliyor.
Hıristiyan dünyası ile ilgili haber alma faaliyetlerinde özellikle Yahudiler ve mezhep çekişmesi nedeniyle birbirlerine düşmanlık besleyen Bogomil ve Ortodoks Hıristiyan casuslardan faydalanılmıştır.
Bu iş için önce Ortodokslar’ın bir kaç yüz yıl sonra da Protestanlar’ın, Katolik devletlere karşı haberci ve casus olarak değerlendirilmesi fikri, II. Murad tarafından 1421'de Martolos teşkilatı yenilenerek harekete geçirilerek değerlendirildi.
Macar Tarihçi Sandor Taktas, Osmanlı'nın en geniş topraklara sahip olduğu dönemde, Kanuni Sultan Süleyman'ın, Çekçe, Macarca, İtalyanca ve Almanca bilen Yahudi casusları kullandığını gündeme getirmişti. Öyle ki "Katolik bir papazla, bazı yüksek rütbeli subaylar da aslında Kanuni'ye çalışan elde edilmiş casuslardı."
Hatta, Türkler adına Avrupa'da topyekün casusluk yapan köyler vardı. 1677'de Fransız elçi Novantel, Avusturya kalelerinin planlarını Osmanlı vezirine veriyordu. O planları çizen Venedikli mühendis Borazzi'ye Osmanlı, keselerle maaş bağlıyordu.
Genellikle ganimet ve macera peşinde koşan Hristiyanlardan toplanan ve 15. yüzyılda sadece serhat yani sınır bölgelerinde görev yapan Martoloslar, Kanûnî Sultan Süleyman devrinden itibaren iç bölgelerde muhafız ve derbentçilik görevlerini de üstlendiler.
1734’te Hollanda’da basılan bir kitapta, tam 38 yıl Fransa sarayında Osmanlı casusu olarak görev yapan bir Gökoğuz yani Gagavuz Türkü olan Titus Moldavientus (Titus Moldariensis Clericus), Osmanlı sarayında bilinen ismi ile Sicilyalı Mehmed Efendi’den söz edilir.
Yavuz Sultan Selim'in görevlendirmesiyle Sicilyalı Mehmet Ağa; dile kolay tam 40 yıl, “Titus” adıyla Fransa'da Osmanlı adına casusluk yaptı.
Kaptanıderyâ Küçük Ali Paşa’nın kardeşliği Sicilyalı Mehmed Ağa, Avrupa devletleri ve özellikle Osmanlı Devleti’nin Batı’daki en büyük rakibi olan Avusturya hakkında da İstanbul’a muntazaman bilgiler gönderdi.
“Mortolos” yani Osmanlı casusları, Avrupa saraylarının en gizli sırlarını daha devlet görevlilerinin diline düşmeden, İstanbul’u bilgilendiriyorlardı.
Avrupa saraylarına sızabilecek her meslek gurubundan kişiler, özellikle papazlar kullanılmış ve Martin Luter bile Osmanlı’ya Mortolosluk yapmıştı.
Martoloslar bazı bölgelerde küçük gruplar halinde 19. yüzyıl ortalarına kadar faaliyetlerini sürdürdüler.
Günümüzde de Martoloslar, dünyanın dört bir tarafında Türk İstihbarat Teşkilatı’nın emrinde faaliyetlerine devam ettiriyor.
İşte yazımıza konu olan meşhur Bulgar Sadık, Martolosluktan Teşkilatı Mahsusa fedailiğine terfi etmiş tarihi bir şahsiyet. Kısaca hayat hikayesin şöyle :
Arnavut Yordan torunu Bulgar Yüzbaşı Ustiyanov
-Arnavut Ustiyanov namı diğer Bulgar Sadık, Sofya Vasil Levski Ulusal Askeri Akademisi’nden mezun olduktan sonra Subay Üniforması ile-
Bulgar Sadık'ın doğum yeri konusu ihtilaflı. Bir rivayete göre 1872’de Şumnu’da diğer rivayete göre Bulgaristan’ın Pravadı - Provadija Kazasının Kuştepe Köyü’nde, Arnavut baba Bulgar anneden doğmuş.
Bulgaristan Arnavutları
Baba tarafı Bulgaristan’da yerleşik, Malisor denilen Katolik Arnavutlardan. Onlara,sert mizaçlı olmaları, genellikle dağlık bölgelerde yaşamaları ve zorluklara dayanıklıkları sebebi ile 'Kara Arnavut'ta deniliyor. Dedesi
Osmanlı yönetimi 1580-1622 yılları arasında Şumnu’ya bağlı Hırsova yakınlarında Kara Arnavut adıyla Hristiyan Arnavutlar için ikinci bir köy kurmuştu.
Yine XVI. yüzyılda Pravadi kasabası ve civarına iki büyük Hristiyan Arnavut grubu yerleştirilmişti. Kara Arnavut (Katolik Arnavutlar/Malisor) denilen bu Hristiyan topluluklar, Ortodoks Bulgar köylülerle anlaşamadıklarından aralarında çatışmalar yaşanıyordu.
Bugün Kuzeydoğu Bulgaristan’da yer alan Provadia kenti, Osmanlı döneminde Pravadi olarak bilinmektedir. Yerel Türk ağzında Pravadı- Slavca olarak Oveç olarak adlandırılan, kentin adı muhtemelen Bizans Yunancasında kullanılan Provaton adından geliyor olabilir.
Yunanca provato ile Slavca oveç kelimesi koyun anlamındadır. Pravadi kalesi ise Türklerce Taşhisar olarak adlandırılıyordu.
1878’de Bulgaristan Prensliğinin kurulduğu tarihe kadar Osmanlı Devleti sınırları içerisinde kalan Pravadi, çok etnikli, çok dinli ve çok dilli bir kent niteliğe sahipti.
XVII. yüzyılın başında Pravadi köylerinden bazıları ayrılarak Yeni Pazar nahiyesine dahil edilmişlerdir.
Arnavut Kökenli Bulgar Vatandaşı Ustiyanov
Dedesi Balkanların ünlü Arnavut çetecilerinden İnce Kaptan lakablı Yordan. Babası Arnavut, annesi ise Bulgar’dır.
Dedesi “İncekaptan” lâkaplı Yordan eski bir çetecidir; Ustiyanof’ın da dedesi “İncekaptan” lâkaplı Yordan gibi çeteci ruhuna sahip olması dikkatleri çekmişti.
Arnavut baba Bulgar annenin çocuğu olan Ustiyanov, İdadîyi bitirdikten sonra ailesi tarafından, 1 Eylül 1878’de Plovdiv’de Askeri okulun kurulmasına ilişkin kararın ardından, resmi açılışı 26 Kasım 1878’de “Sveta Nedelya” kilisesinde düzenlenen ayinle ve bunun ardından yapılan askeri geçiş töreni ile gerçekleştirilen Filibe'deki -Vasil Levski Ulusal Askeri Akademisi’nde gönderildi.
Harp okulunu başarı ile bitirdi ve Bulgar Prensliği ordusuna Topçu Zabiti-Subayı rütbesi ile katıldı.
Bulgaristan için tehlike arz eden Yunan, Romen ve Makedon İhtilal komitelerine karşı savaştı.
Bu konuda o kadar acımasızdır ki, Vasil Levski Ulusal Askeri Akademisi’nden arkadaşı, Selanik Kukuş’ta doğumlu, Makedonya İhtilal komitesi kurucularından Georgi Nikolov Delçev'i dahi öldürdüğü söylenir.
Delçev, öğretmen olarak, Makedonya’yı dolaşıp ihtilal tohumları atmıştı. Büyük bir Türk düşmanıydı. Bulgar Sadık ile Filibe de birlikte okumuşlardı.
Makedon halkını Osmanlı devletine karşı ayaklanmaya teşvik ediyordu. 1903 yazındaki kitle ayaklanması planına karşı çıkmasının sebebi, kendisinin daha çok gerilla ve terörist taktikleri kullanmak istemesiydi.
Daha sonra Bulgar Sadık olarak tanınacak Ustiyanov'ın başında olduğu Bulgar suikast birliği tarafından 4 Mayıs 1903'te Yunanistan'ın Banitsa kentinde öldürüldü. Oysa tarihi kayıtlara bakıldığında Delçev'i Türklerin öldürdüğü bilgisi görülür.
Arnavut Kökenli Bulgar Subayı Ustiyanov'ın Arnavut Milliyetçiliği akımından etkilenmesi
Balkanlarda Osmanlı İmparatorluğundan kopuş sürecinde her Balkan ulusu kendi bağımsızlık hayalinin peşine düştü. Bununla yetinmediler, komşu ülkelerde diğer etnik unsurları kışkırttılar.
İşte Arnavut Kökenli Bulgar Subayı Ustiyanov'ın, Osmanlı tebaasından Sadık kimliğine geçişinde bu kirli hesaplaşmanın payı büyük olmalı.
1850 yılında Romanya’da “Arnavut Kültür Derneği” kurulmuştu. Ayrıca Özlem isimli bir başka yapılanmanın 53 üye Sofya'da 1893 tarihinde faaliyette olduğu biliniyor.
Bulgar Prensliği sınırları içerisinde yaşayan Hristiyan ve Müslüman Arnavutlar arasında, İstanbul’daki Arnavut Başkım komitesi etkindi.
Arnavut Başkım Cemiyeti, arasında İbrahim Temo gibi Arnavut liderler olduğundan bir dönem İttihad ve Terakki idaresini destekler.
Batılı devletlerin elçiliklerine ve diğer Arnavut kuruluşlarına gönderdiği bir telgrafta; 1908 yılında Avusturya yönetimince Bosna Hersek’in ilhakına ve Bulgarların bağımsızlık ilanına karşı bütün Osmanlı teb’asını birleşmeye ve ortak vatanı korumaya çağırır.
Dahası Görice ve Debre gibi Arnavut nüfusun yoğun olduğu yerlerde protesto gösterileri gerçekleştirdiler.
Arnavut milliyetçisi Thoma Avrami ile İskender Bey’in soyundan geldiği iddia edilen Juan Pedro Aladro Kastriota o yıllarda bağımsızlık taleplerini yüksek perdeden dinlendiren isimlerdi.
Balkanların genelinde ayrılıkçı Arnavut örgütlenmesinin en büyük destekçisi hiç şüphesiz Avusturya-Macaristan İmparatorluğu idi.
Avusturya-Macaristan İmparatorluğu Bükreş konsolosu August Ritter von Kral ayrılıkçı Arnavut liderlerle irtibat kurma, onların finans sorunlarını çözme görevini üstlenmişti.
Romanya’daki Arnavutlar tarafından kurulan Dituria ve Drita cemiyetleri de Bulgaristan Arnavutlarına yardımcı oldular. İlk sayısı Kasım 1901’de yayımlanan Türkçe “ziya (ışık)” manasına sahip Drita gazetesi, II. Meşrutiyetin ilanına kadar Arnavut milliyetçileri en çok okuduğu gazete olmuştu.
Bükreş’ten Sofya’ya her ay 150 Frank gönderiliyor, 1893 yılında Bulgaristan’da okullar açarak Arnavutçanın kullanımının ve Arnavutça eğitiminin yaygınlaşmasını sağlamak için Deshire adında bir cemiyet kuruluyordu.
1898 yılında ise Kristo Luarasi ve Yani Trebicka tarafından Arnavutça kitaplar yayınlamak, dağıtmak; okullar açmak ve Arnavutların menfaatlerini savunmak için süreli yayın çıkarmak amacıyla Bashkim adında bir cemiyet kurulmuştur.
Bashkim/Başkım - Birlik- anlamına geliyordu. Başkım şubeleri Arnavut ulusal hareketinin önemli merkezlerinden biri olmuştur.
Başkım adıyla Arnavutça gazeteler de çıkarılmıştır. Bükreş’teki Arnavut Başkım Komitesi; Osmanlı resmi istihbarat raporlarında “Arnavud çete-yi fesadiyesi” olarak geçer.
Kısa süre içerisinde Sofya’daki Arnavut örgütlenmesini kontrol altına alan Kristo Luarasi, Bulgaristan’daki tek Arnavut cemiyeti haline gelen Deshire’nin yöneticisi olmuştur. 1897 yılında yayınlamaya başladıkları Kalendari Kombiar adında bir de süreli yayınları vardı.
Türklerin Safına Geçişi