Kıskananlar "-bu Urfalılar da çok oluyor" diyordur. Dünyanın neresine gitseniz yedi göbek öteden Urfalı birisiyle karşılaşma ihtimaliniz çok yüksek. Nitekim bir zamanlar Ortadoğu'nun Paris'i denilen Lübnan'ın başkenti Beyrut buna dahil.
Lübnan’da özellikle başkent Beyrut’ta yaşayan Urfalıların etnik kökenleri birbirinden farklı. Beyrut’ta yerleşik Urfalıların büyük çoğunluğunu Ermeniler ve Süryaniler oluşturuyor. Harranlı Araplar, Türkmenler ve Kürtlerde Lübnan’daki Urfalılarıdan.
Özellikle belirtmek gerekirse günümüzde Beyrut'ta dedeleri Urfalı olan Ermeniler, "bnp nırıŞuı (nor Urfa) yani "Yeni Urfa" adıyla kurdukları mahallelerde toplu halde oturuyorlar. Aileler kendi aralarında Türkçeyi Urfa şivesiyle konuşuyor.
Mutfaklarında kaynayan tencerelerinden birbirinden leziz Urfa yemekleri pişiriliyor. Düğünlerinde Urfa ezgilerini seslendiriyor, halaylarını çekiyorlar. Aradan yüzyıl geçmesine rağmen, Urfa kültürünü aile ortamlarında yaşattıkları gibi ve Urfa’ya duydukları özlem eksilmiyor. Çünkü bu toprakların insanları…
Lübnan Türkleri
Lübnan'da 1932’den beri doğru dürüst nüfus sayımı yapılmadığından, orada yaşayan Türk vatandaşlarının veya Osmanlı bakiyesi Türk etnisitesinin demografisi hakkında net bir rakam vermek çok zor. Bununla birlikte en az 400 bin Türk kökenli Lübnan vatandaşının mevcut olduğu tahmin ediliyor.
Türk kamuoyunun habersiz olduğu Lübnan Türkleri hakkında bilgilerin güncellenmesi gerekiyor. 1989 yılında Lübna ordusundan bir subayın yolu Beyrut elçiliğimize düşer, yanındaki emir erini işaret ederek “bakın bu da sizden” der laf arasında. Sağ olsun ilgilenirler ve Türkmen asker Halit Esad’ın köyüne ziyarette bulunurlar. 2800 nüfuslu Kaşavra köyü silme Türk ve sünnidir. Aydamur ona keza. Akkar bölgesinde 20 bin Türk vardır ve berrak bir Türkçe konuşurlar.
Tıpkı Anadoludaki gibi bahçeli evlerde otururlar. Meyve ve çiçeğe düşkündürler, evlerine nazlı hilali asarlar. Hatta nişanlanan kıza “bayrakladık” derler hoşça bir üslupla. Baalbek şehri yakınında da Türkmenler vardır oysa. Bazı köyler silme Türktür hatta. Şeymiye, Nananiye, Hadidiye, El Kaa... Duris ve Addus ise % 85 nispetinde Türktür, bir miktar da Mâruni Hıristiyan ve Katolik Rum yaşar aralarında. Daha düzgün bir Türkçe ile konuşurlar ki onları da 2007 yılında keşfedebiliriz anca. übnan’da ayrıca en az 50 bin Suriye Türkmeni yaşar. Trablus’a bağlı Göçer ve Ayduman köyü sakinleri gibi mesela.
1940’lı yıllarda Beyrut, Ortadoğunun Parisi olur, iş imkânları artar. Urfa, Mardin ve Antep’ten 60 bin Türk, Lübnan’a yerleşir dükkan tezgâh açar. Arapça bildikleri için kolay intibak ederler hayata Lübnan Türkleri Anadolu’dan kopmuş değil. Evlerin çatılarında çanak antenler, Türk TV programlarını izliyor, duvarlarına Türk bayrakları asıyorlar. Yunus Emre enstitüsü Türkçe öğretmenleri yollamış ama talep çok fazla, yetişemiyorlar. Lübnan’da yaşlı Ermeniler de akıcı Türkçe konuşuyor. Lübnan hükümetinin Türkmenlerden yana derdi yok, barışçı ve eğitimli insanlar. Kavgaya karışmıyor, herkesle geçiniyorlar.
Lübnan'daki Urfalı Ermeniler Süryaniler Araplar Kürtler Türkmenler
1896’da Urfa’dan Filistin’e giden ilk Yahudi Urfalılar önceleri burada bir mahalle büyüklüğünde çadır kentlerde yaz kış zor koşullar altında yaşamış, bir yangın sonucu taş evler yapmak zorunda kalmışlar. Onlardan Beyrut'ta yerleşenler olduğu söylenmekte.
Yine Beyrut’un Eşrefiye semtindeki Afram Süryani Kilisesi cemaatinin önemli bir kısmının Urfa’dan gelenler olduğunu, bizzat Kilisenin Papazı Paul Bulos Bardakçı ifade etmiştir. Yoğun Süryani nüfusu 1923 yılında Urfa’dan Halep’e daha sonra da Halep’ten bireysel olarak çeşitli tarihlerde Lübnan’a gelmiş.
Bunlar arasında Urfali/Orfali/Urfalı soyadını kullananlar görülmektedir. Lübnan Ermenilerinde Urfaliyan/Urfalıyan soyadını kullananlara rastlamak mümkün. Lübnan’da Türkçe soyadları arasında Urfalyı çağrıştıralar mevcut. Türkçe için hem Arapça, “Srouji” şeklinde yazılan, soyadını kullananların Kelimenin “Suruç+î” şeklinde oluştuğu ve Şanlıurfa’ya bağlı Suruç ilçesinden geldikleri düşünülmektedir.
1880 ve 1890’lı yılların başında Beyrut’un artan uluslararası ticaret imkânları, özellikle Güneydoğu vilayeti Urfalı tüccarların dikkatini çeker. Kayseri, Adana, Maraş, Urfa ve Diyarbakır’dan Ermeni komisyoncuların gelmesiyle ticare hacmi büyür. 1890-1895 yıllarında Güneydoğu Anadolu’da yaşanan olaylar neticesinde Anadolu’da yaşamak istemeyen Urfa, Antep ve Maraş gibi Anadolu illerinden kimi Ermeniler de önce Halep’e oradan da Lübnan topraklarına gönüllü göç etmişler.
Urfa’da Alman Hastanesini çalıştıran ve sadece gayri Müslümlere sağlık hizmeti sunan Dr. Andreans Vischer, Temmuz 1920'de eşiyle Urfa'dan ayrılır, önce Halebe oradadan da Lübnana gider. 1922 yılına kadar hastanenin işletmesini Jakob Künzler devralır. Sonunda o da Lübnan'a göç eder.
Halı dokudular kemik tarak yaptılar
Beyrut’ta Halı dokuma işi ençok Antepli Ermeniler tarafından yapılıyordu. Urfalı Ermeni ailelerin evinde yine Antepli aileler gibi halı dokumanın yanında koyun kemiklerinden tarak yapılıyordu. Fransız Manda İdaresi Döneminde Lübnan’da Faaliyet Gösteren Ermenilerin Urfa Ermenileri Derneği’ni kurdukları görülmektedir.
Halep’te yaşadığı yıllarda resim öğretmenliğinin yanı sıra, Maraş, Urfa ve Antepli Ermeni kadınların iğne işleri üzerine de uzun süren araştırmalar yapan Ressam ve araştırmacı Hrazdan Tokmajian, Lübnan’da yaşayan Ermeni kadınların halen Urfa işi diye adlandırılan iğne işi oya ve örgüleri, sakladıklarını ve bununların örneklerini günümüzde yapmaya devam ettiklerini belirtiyor.
Urfa kebap yemesi sevap
Lübnan'da çalışan Urfalı ve Mardinlilerden oluşan işçi grubu var. Günümüzde Lübnan’da yaklaşık 100 bin Ermeni yaşıyor. Yaşadıkları mahalleler adeta Türkiye’yi andırıyor. Çoğu Türkçe konuşan Ermeniler, Türk televizyonu izliyor, Türk takımlarını tutuyor.
Yaşadıkları mahallelerin isimlerini Maraş, Adana, Antep, Dörtyol, Urfa, Hacın vermeleri, geldikleri topraklardan kopmadıklarını gösteriyor. Türk yemek kültürünün burada yaşadığının en güzel örneği “Urfalı Levon’un Yeri” olarak bilinen, bir Ermeni’nin işlettiği küçük lokanta.
Urfa dürüm ve lahmacun yapan Levon’un müşterileri arasında Türk Konsolosluğu’nda çalışan görevliler de var. Mesleğini babasından öğrendiğini söyleyen Levon Restokyan, “Kendisi çiğköfte, lahmacun ve dürümü çok iyi yapardı. Otellerde başaşçılık yaptı. Ben Urfa’yı görmedim. Babam oradan gelmiş.” diye anlatıyor duygularını... Levon Restokyan, dükkanına dışarıdan gelen Türklerden para almıyor. “Türklerle olan dostluğumuzun arasına para giremez.” diyor.
Beyrut'ta Kebap isimleri, Urfalı, Antepli, Halepli. Lübnan mutfağı, bizim Güneydoğumuz, Akdeniz/Ege ve Arap mutfağının bir karışımından oluşuyor. Mesela” kebbeh Urfalı” denilen, Lübnan usulü baharatlı ve maydanozlu çiğ köftesi dillere destan.
Bu yazı ile dünyanın farklı bölgelerinde yaşayan Urfalılardan sizleri haberdar etmeye çalıştım. İlk tuğlayı biz koyalım.
Ömür Çelikdönmez / www.habersanliurfa.net
Seçilmiş Kaynakça
https://surkav.org.tr/sanliurfadergi/surkav16.pdf
https://www.sadakatasi.org.tr//page/lubnandan-yeryuzu-notlari/218
https://www.milliyet.com.tr/the-others/bay-pipo-ile-beyrutta-5266299
https://www.dunya.com/kose-yazisi/lubnan-yemekleriyle-bir-aksam/9186
https://www.gercekhayat.com.tr/yazarlar/cerkes-sabunu-alzheimer-ve-beyrut/
https://www.turkalemiyiz.com/Home/Getmedeniyet?categoryid=2&aid=4426
https://www.gapolaygazetesi.com/urfali-mimarlar-ve-kudusteki-urfali-yahudiler
https://www.haber7.com/yasam/haber/90010-tehcir-magduru-105lik-ermeni-nine
https://www.amazon.com.tr/URFA-ERMENİLERİ-Kolektif/dp/6053440280
https://www.habersanliurfa.net/yazarlar/omur-celikdonmez/urfa-nin-yetimleri-ermeniler/31654/
https://www.agos.com.tr/tr/yazi/14732/antep-urfa-ve-maras-igne-isleri-ermeni-kulturunun-bir-butun-oldugunu-gosteriyor
Ünal Kalaycı, Lübnan’da Türkçe Soyadları, Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsüne Sunulan Tez Türk Dili Ve Edebiyatı Anabilim Dalı Doktora Tezi Haziran 2019
Halil Özşavlı, Lübnan Ermenileri (1914-1939), Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı Yakınçağ Tarihi Bilim Dalı, Doktora Tezi Ankara, 2014