Mezopotamya son ikiz yüzyıldır arkeolog kılıklı casusların faaliyet alanı.
Bin bir suratlı ajan Gertrude Bell’den ta “Bilgeliğin Yedi Tepesi” diye kitap yazan Lawrens’e kadar, İngiliz istihbaratı ajanları bölgeyi karış karış taradılar. İngilizleri, Alman ve Fransız casuslar takip etti.
Kimi zoolog kimi arkeolog kimi misyoner kimi bitki uzmanı kisvelerinde bölge halkın içine karıştılar, etnik yaraları kaşıdılar, farklı din mensuplarını birbirlerine kışkırttılar.
Halkın misafirperverliği ve cehaleti bunların en büyük sığınağı oldu. Son deşifre olan casuslardan biri ise Eski Mossad ajanı Eliyezer Tsafrir.
Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi lideri Mesut Barzani’nin babası, Kuzey Irak Kürdistanı şefi Molla Mustafa Barzani’nin direk temasta olduğu Eliyezer Tsafrir’de bunlardan biri.
(Kaynak: -Eski Mossad ajanı Eliyezer Tsafrir– Sağdan 1. Eliezer Tsafrir Kuzey Irak’ta Mossad İstasyon şefi iken- Göbekli Tepe’de konuşlu arkeolog ordusuna dikkat çekmek amaçlı bu yazı umarım sizlerde bir farkındalık oluşturur.
Basın taraması sırasında Fırat Haber Ajansı’nda servis edilen, bir Alman arkeoloğun trafik kazasında ölüm haberi dikkatimi çekti.
Haber aynen şöyle; “Amed-Urfa karayolunda meydana gelen trafik kazasında, Alman arkeolog hayatını kaybetti. Alınan bilgilere göre, Arkeolog Werner Herbert Schnuchel’in (69) kullandığı 51 EE 728 plakalı otomobil, Urfa-Amed karayolunun 30’uncu kilometresinde sürücüsünün direksiyon hâkimiyetini kaybetmesi sonucu devrildi.
Schnuchel, olay yerinde hayatını kaybetti. Schnuchel’in cesedi, Adli Tıp Kurumu’nda yapılan otopsinin ardından Mehmet Akif İnan Eğitim ve Araştırma Hastane morguna kaldırıldı.”
Bir başka haber sitesinde ise Schnuchel’in Diyarbakır’ın Ergani ilçesinde bazı kazı çalışmalarını inceledikten sonra Şanlıurfa’da ki müzeleri ziyaret edip Kapadokya bölgesindeki kazı alanına dönmeyi planladığından söz ediliyordu.
Alman Arkeolog Werner Herbert Schnuchel’in Kapadokya bölgesinde arkeolojik kazılar yapan ekipte yer aldığı ise yine bir başka haber sitesinde belirtiliyordu.
Hürriyetin haberinde ise, Alman arkeoloğun cesedi otopsisinin ardından sahip çıkan olmayınca ’sahipsiz’ yazılarak morg dolabına konulduğundan söz ediliyordu.
Mimarlar İçin Etüt ve Bina Ölçmeleri” isimli bir kitap hazırlayan Werner Herbert Schnuchel’in ölümüne sıradan bir trafik kazası süsü verilse de suikast olabileceği kuvvetle muhtemel.
Hangi istihbarat örgütünün ayağına basmışsa onlar tarafından temize havale edildiğini söylemek mümkün. Kapadokya bölgesindeki kazı alanından ayrılıp Diyarbakır-Ergani’deki kazı alanını inceleyen ve Şanlı Urfa’daki müzeleri gezmeyi planlayan Alman arkeoloğun tek başına seyahat ediyor olması dikkat çekici.
Göbekli Tepe, uzun zamandır Almanların çalışma alanı. 1994 yılında Heidelberg Üniversitesi’nden Klaus Schmidt tarafından bölgede araştırmalar başlatılmış, Göbekli Tepe’nin Ancak o zaman sitenin anıtsal karakteristiği ve buna bağlı olarak arkeolojik değerine dikkat çekilmişti.
Buluntularla birlikte bölgeye yoğun bir arkeolog ilgisi yaşandı. Özellikle Avrupa’dan birçok arkeolog bölgeye akın etti. Kazı çalışmaları 1995 yılında Şanlıurfa Müzesi başkanlığında ve İstanbul Alman Arkeoloji Enstitüsü’nden (DAI) Harald Hauptmann bilimsel danışmanlığında yapılan yüzey araştırmasından sonra yeniden başlatıldı.
Almanlar stratejik bir mevkide tezgâh açmışlardı. Bu yıllarda Türkiye’nin güneyinde şiddetli çarpışmalar yaşanıyor, Türk Silahlı Kuvvetli Kuzey Irak’a askeri operasyonlar düzenliyordu.
Suriye sınırı ise PKK’nın eylemleri yüzünden adeta kevgire dönmüş, Suriye yönetiminin desteklediği PKK, Türkiye Cumhuriyetinin fitil fitil burnundan geliyordu. 1996 sonrasında Şanlıurfa Müzesi başkanlığında ve Klaus Schmidt’in bilimsel danışmanlığında kazılara tekrar başlandı.
2007 yılından itibaren ise kazı çalışmaları Bakanlar Kurulu kararlı kazı statüsüyle ve yine Alman Arkeoloji Enstitüsü’nden Prof. Dr. Klaus Schmidt’in başkanlığında devam ettirildi. Projeye Alman Heidelberg Üniversitesi Tarihöncesi Enstitüsü de katıldı.
Yıllarca sürdürülen ayrıntılı kazı çalışmalarının, Neolitik Devrim‘i ve hazırlayan koşulları yeniden yazmayı sağlayacak güvenilir bilimsel sonuçlar sağladığı söyleniyor. Reklamları dinlediniz. Gelelim asıl mevzuya…
2007’den sonraki dönem, Ortadoğu fay hatlarının yeniden harekete geçtiği bir sürece rastlıyor.
Alman kazı ekibinin Şanlıurfa Göbekli Tepe’deki kazı çalışmaları hem Irak’taki çatışmaların yoğunlaştığı döneme denk geldiği gibi, Türkiye’nin çözüm sürecini de kapsıyordu.
Bölgedeki her türlü toplumsal, siyası ve ekonomik hareketlilik Almanların kapsama alanına dâhildi ve Almanlar bunu çok iyi değerlendirmekten geri kalmıyordu.
Suriye’deki iç savaş başlayınca Almanların Göbekli Tepe sevdası daha iyi anlaşılmış oldu. Demem o ki Göbekli Tepe deyip geçmeyin, ne savaşlar oluyor orada ah bir bilseniz?
Ömür Çelikdönmez / Haber Şanlıurfa