TARİHİN SİFİR (0) NOKTASI GÖBEKLİTEPE YAZI DİZİSİ 1
Dünya tarihinin yeniden yazılmasına sebep olan STONEHENGE Taşlarına 6 bin yil, Misir pramitlerine 7 bin yıl, Astek ve Maya uygarlıklarına 8 bin yıl fark atan dünya tarihinin yeniden yazılmasına neden olan tüm tarihçileri ve tarih korolonjisini alt üst eden bir devirim tam 12 bin yıllık insan oğluna ait bir yapı..
Bu yazımda Göbeklitepeyi anlatmaya çalışacağım; şöyle yakın tarihe doğru bir yolculuk yapalım.
Göbeklitepe Şanlıurfa merkezine 22 km uzaklıkta urfanın kuzey doğusuna düşen urfanın etrafı dumanlı dağlar diye tabir edilen ufak irimsi dağ silsileleri arasında en yüksek tepede bulunan ören yeridir bu alan. Öğrencik adıyla anılan bir köyün sınırları arasında kalan tepe kürtçe XERAWREŞK ismini taşımakta.
Göbeklitepe ilk keşfedildigi yılarda birden gündem yaratması ile benim tarihi yerlere ve bu tür yapılara merakım olmasından dolayı zaman kaybetmeden ziyaret edip görme fırsatı buldum. Gerek göbeklitepe ile ilgili yazılan makaleleri okuyarak gerek te bizat oradaki köylüler ile birçok kez sohbet etme görüşme imkanım oldu.
Öğencik-Xerawreş köyünde çiftçilik yapan iki köy sakini dünya tarihini sarsan bir devirime yol açacaklardı. Şavak Yıldız ve kardeşi İbrahim Yıldız 1985 li yılarda yaşamlarını idame etmek için tarim ile meşgul iki kardeş o dönemin koşularında at ve öküz ile tarla sürerek ekim yaptıkları yerde tamda göbeklitepe olarak sonradan keşfedilecek alandı. Dağın tepesinin hemen dibinde üç veya dört dekarlık bir alan. Şavak ve İbrahim kardeşler ailelerini geçindirmek için bu arazide buğday ekimi yapmakta. bu alanı sürdüklerinde bu arazide kertenkele, geyik,ördek ve insan heykelerine benzeyen motiflerin işlenmiş olduğu taşlar buluyorlar. Şavak Yıldız arazisinde bulduğu bu taşları köy sakinlerine anlatır. Bu taşlar köylülerin ilgisini çekmez. Şavak yıldız bir yaz gününde at arabasını hazırlar. Bu taşlardan kertenkele geyik ve insan heykeline benzeyen birkaç örneğini alır ve yazın sıcağında urfanın yolunu tutar.
Urfaya geldiğinde birkaç yerden müzenin yerini sorar trafik ve urfanın sıcakları Şavak Amcayı yormuştur. Şavak Amca müzeyi bir şekilde bulur atını müzenin bahçesinde bir ağaca bağlar ve müzede yetkili birilerini arar tarlasında gördüklerini 've yanında getirdiği üzerinde yılan, kertenkele 've insan motifleri işlenmiş taşları yetkili birine teslim etmek ister. Memurlar Şavak amcanın haline bakar buyur amca derler. Şavak amca anlatir derdini. Ordaki memurlar Şavak amcanın haline bakıp urfanın sıcağında birkaç taş için gelen bu amcaya acırlar. Amca bu taşları ne yapalım derler. Aslında şavak amcayı kırmadan yumuşak bir dille göndermek isterler. Şavak amca pes etmez buranın yetkilisi kimse ben onunla görüşmek istiyorum der. Memurlar durumu Müze Müdürüne aktarır Müze Müdürü kendisi gelir. Müze Müdürü bizzat bu yaşlı amcayı dinler Müze Müdürüde memurlardan farklı değildir amca bu urfanın sıcağında at arabası ile gelmişsin bu zahmete değer mi demiş. Şavak amca yine anlatır burada tarihi bir yer olduğunu bizzat bu tarlanın ona ait olduğu burayı ekip sürdüğünü ve burada farklı tarihi taşların heykelerin çıktığını söyler. Müze Müdürü at arabası özerindeki bu örneklere bakar amca bunlar sizin oralarda çobanlar canı sıkılınca üzerine şekiller çizdiği mermer taşları der. Bunları biz ne yapalım bunların tarihi değerleri yok ki der Müze Müdürü.
Müze Müdürünün bu Olumsuz sözleri Şavak Amcanın moralini bozar. Urfanın sıcaklığında sırtından sıcak terler akan ve umudu kalmayan yaşlı Şavak Amca arabasına binmeye çalışınca öyle diyorsanız ne yapayım bu yola bu sıcaklara bu cefaya katlanıp geldim size. Bu taşları yolun kenarında bir yerlere atıp köyüne dönmesi söylenen Şavak Amca at arabasına binmeya çalıştığı esnada. Müze Müdürü bu yaşlı amcanın haline bakıp tamam tamam taşlarını alıyoruz demesi Şavak Amcayı sevindirmiştir. Şanlıurfa Müze Müdürü bu taşları alır bir kayıt ve sayı numarası ile müzenin bir köşesine atar.
Aradan yılar geçmiş 1990 lı yılar Atatürk barajının yapımı tamlanmak özeredir. Almanyadan bir araştırma ekibi su altında kalacak olan yerlerde araştırmalar yapmakta ve tarihi anlamda Nevari Çoride araştırma yapan Alman Arkeoloji Enstitüsünden arkeolog olan ingliz Dr.martiz Kizel ve Alman KLAUS SCHMİDT Firat Havzası ve Nevali Çoride araştırmalar yapmaktadırlar.
Şanlırfada araştırma yapan bu arkeologlar 1992 de Urfa Müzeler Müdürlüğüne yoları düşer. Müze Müdürü ve müzedeki tarihi eserleri görmek isterler. Müzede bulunan tarihi eserleri inceleyen Klaus Schmdt in gözüne müzenin bodrumunda toz tutmuş birkaç tarihi taş parçası çarpar ve dikkatini çeker. Bizzat bu eserleri inceleyen Klaus un bu parçaların neolotik döneme ait olduğunun kanısına varır ve bu taşların nereden geldiğini sorar. Müze Müdürü şaşırır. Bunu yılar önce bir amca getirmişti ve aldıkları zaman getiren kişi ve nereden geldiğinide kaydetmişleridi. Müze Müdürü Klaus SCHMDT ile bilgileri paylaşır evet bu eserler yılar önce Ögrencik-Xerawreşk köyünden Şavak yıldızın at arabası ile bir sıcak yaz gününde urfa müzesine getirmiş olduğu taşlardı.
Klaus Schmidt Urfadan bu yaşlı amcanın köyüne doğru yola koyulur ve ögrencik köyüne gider Şavak Amcanın misafiri olur. Şavak Amca taşları bulduğu yerin neresi olduğunu söyler. Aradan yılar geçmesine rağmen nihayet Şavak Yıldızın beklediği an gelmiştir. Köyden bir kaç kişi ve Şavak Amca ile göbeklitepeye çıkarlar. Klaus SCHMİDT burada araştırmalar yapar numuneler alır almanyaya döner kısa bir zamanda gerekli yazışma ve gerekli işlemler için kazı iznini çıkartır.
1993 lerde kazılar yapılır ve olağan üstü hiç kimsenin tahmin edemeği bir şaheser ortaya çıkar T biçimli sütunlar her bir sütunun uzunluğu 8m ve ağırlığı da 6 tondur. Bu sütunların özerlerinde tilki, turna, ördek, yılan, geyik,ve değişik hayvanlara ait çizimler yer almaktadır. Kazılar yapıldıkça 1994 tarihçileri arkeologları şaşrıtacak insanlık uygarlık tarihini alt üst edecek bir devrim ve tarihin yeniden yazılamasına yol açacak, uygarlığın 6 binden 12 bin yil öncesine taşınmasını sağlayacak kalıntılar keşfedilir. Uygarlık tarihine 6 bin yıl fark atacak kronolojik değerleri altüst edecek bir devirim yaratarak dünya tarihini yeniden yazacaktı. Bu devirim iki nehir Firat ve Dicle arasında bereketli hilalin tam ortasında Şanlıurfa Öğrencik-Xerawreşk köyü tarihçilerin göbeklitepe diye isimlendirecekleri ŞAVAK YILDIZIN öküz ve atlarla çift sürdüğü yer tarihin sıfır noktası olacaktı.
Bu hikaye iki insanın hikayesi Şanlıurfalı çiftçi Şavak Yıldızın ve Alman arkeolok Klaus Schmidt in hikayesi maalesef dünya tarihinin yeniden yazılmasına aracı olan iki güzel insan aramızda değiler ikisinin ruhları şad olsun ışıklar içinde uyusunlar tanrıdan rahmet diliyorum..
Tabiki bu iki insanın hikayesi burda bitmez bu hikaye 12 bin yil önceki atalarımızın hikayesi göbeklitepede tarım ortaya çıkmadan avcı ve toplayıcı dönemdeki insanlar burayı ne için inşa etiler.
Bu yapıyı yapanlar kimlerdi ve nereden gelmişlerdi. O dönemde tonlarca sütunları taş blokları nereden getirdiler? Nasil bir teknik kulanmışlardır? Kutsal Ahite geçen Adem ve Hava hikayesinin cennet bahçesi göbeklitepe miydi? Bu anıtı yapanlar neden üzerini ince toprakla kapatılar…
Evet bu soruların yanıtını ll.yazı dizimde anlatmaya yazmaya çalışacağım.
NOT:Bu ilk yazım ve haber-şanlıurfada yayınlanacaktır. Her hafta bana ayrılan köşemde sizlerle bir şeyler yazmaya çalışacağım Göbeklitepe ile ilk yazımı yazmak istedim. Göbeklitepe ile ilgili sorulması gereken soruları cevaplamaya çalışarak, Göbeklitepe yazı dizisi ile sizler haber-şanlıurfa.com okurları ile paylaşacağım. Ayrıca haber-şanlıurfa sitesi genel yayın yönetmeni Abdulah Cengiz'ede bana haber sitesinde yer verdiklerinden dolayı teşekürlerimi sunuyorum
Saygılarımla…
Sedat KIRAN
Yüreğine ve kalemine sağlık kirwem. Bu bilgiler sayesinde göbekli tepe hakkında bilgi sahibi olmuş olduk. Saygılar
Mükemmel