Urfa’da Sel felaketinden sonra denk geldiğim bir duvar yazısında aynen şöyle yazıyordu; Tekrardan kendini sorgula..
Maalesef deprem felaketinden sonra Urfa’da aşırı yağıştan dolayı şehir merkezi felç oldu ve 17 vatandaşımızı kaybettik. Tabii ki bu felaketin sonucunda can kaybının dışında maddi kayıplarda var. Araçlar sulara kapıldı, evleri su bastı, birçok hayvan telef oldu. Vefat eden vatandaşlarımıza tanrıdan rahmet diliyoruz, hemşerilerimize geçmiş olsun. Bir daha bu tür felaketlerin olmamasını temenni ediyoruz..
Son yıllarda küresel iklim değişikliği bariz bir şekilde kendini gösterdiği gibi dünya coğrafyasında farklı iklim geçişleri, kuraklık, aşırı yağışlar, sel, fırtınalar gibi doğal afetler ile karşı karşıya kalmaktayız.
Yıllardır bu konuda araştırma yapan birleşmiş milletlerin iklim kriz raporları yayınlanmakta. Bu raporlarda önümüzdeki yıllarda ne gibi sonuçlarla karşı karşıya kalacağımız ile ilgili bilgiler yer almakta. Gelişmiş ülkeler buna göre tarım, imar, yapılanma gibi konularda politikalarını geliştirmekte önlemler almaktadırlar.
Tabii ki şunuda düşünmemiz, irdelememiz gerekir. Sanayi devriminden 1800’lü yıllardan bu 200 yıllık süreç içerisinde 10 binlerce yıllık olmayan değişimi bu son 200 yıl içinde gördük. Ben kendimden alıntı yaparak yaşadığım coğrafya ile ilgili olarak 40 yıl gibi çok az bir zaman diliminde bile iklimde olan değişikliği bizlerde gördük. Ve yaşlı insanların anlatımlarından önceki altmış-yetmiş yıl önce ve bugün arasında bariz bir değişimin tanığı olduk..
Son beş yıldır yaşadığımız süreçte yüz yıldır olmayan bir virüs olan covid-19 salgını ile milyonlarca insanın ölümüne neden oldu. Kendi coğrafyamızda belki bin yıldır olmayan Maraş depremi yüzbinlerce insanın ölümüne neden olurken milyonları bulan insanları göçler, trajediler ile karşı karşıya kaldık. Depremin şokunu atlattık derken Urfa’da yaşanan sel felaketi ile karşı karşıya kaldık.
Yazımın başlığında ‘’tekrardan kendini sorgula” diye bir başlık atmıştım. Evet biz insanlar ilk önce kendimizi sorgulamalıyız diye düşünüyorum. Sanayi devrimi ile insanoğlu dünya için ölümcül bir hücre oldu. İnsanoğlu dünyayı bir şekilde zehirledi. Tüketen bir toplum, hep daha fazlasını isteyen bireyler olduk, daha fazla rahatlık, konfor, modernite ile daha fazlasını istedik ve daha fazlası, daha fazlası.. Canlıların yaşam alanlarını yok ettik. Kullandığımız araçlar, fabrikalar ile atmosferin dengesini bozduk. Daha cok inşaat, bina için dağları mucur haline getirdik, santraller ile orman yaşam alanlarını yok ettik.
Birilerinin tabiri ile biz yoldan çıktık tanrı bizi cezalandırıyor ben buna şöyle demek istiyorum: Tanrının bizi cezalandırması gibi bir lüksü, ihtiyacı da yok. Yukarıda yazdığım faktörlerden dolayı biz kendimizi cezalandırmıyor muyuz? Doğaya, tabiata zarar verdiğinizde bize geri dönüşümü sel, kuraklık gibi doğal afetler olarak geri dönüşüm yapar..
Şimdi son günlerde Urfa’da olan sel felaketine konuyu bağlamak ve Urfa ölçeğinde değerlendirmek istiyorum. Tabii ki doğal bir afet,felaket diyoruz. Mutlaka belediyenin yöneticilerin eksikleri olacak belkide bazı şeylerin önlemi alınmayabilir, eksikler olabilir. Altı çizilmesi gereken konuları, hataları, yanlışları dile getirmek bizim bu şehirde yaşayan insanların doğal hakkıdır diye düşünüyorum.
Ve sormak istiyorum;
Urfa Göbeklitepe dağ yamaçlarındaki antik, binlerce yıllık tarihi mekanlar, mucur ocakları olarak neredeyse yok ediliyor. Tarihi sit alanları bile mucur ocağı olmuş durumda tarihe ışık tutacak yerler mucur olarak yok ediliyor.
Tarihi yerler ahır, barınak olarak kullanılıyor. Binlerce yıllık tarihe, mirasa, kültüre hiçbir saygınız bile yok.
Urfa’nın etrafındaki dağ yamaçlarında yağan yağmur suları şehrin ana arterlerinden gecen dere yataklarının genişletilmesi yerine giderek küçültülüp imara açtınız, üstelik dere yataklarında hastane, alışveriş merkezi yaptınız ve yakınlarınıza imara açıp bina apartman diktiniz.
Günler öncesi afadın, meteorolojinin uyarılarına rağmen ciddi önlemler almadığınız, alt geçitler altında mahsur kalan insanlara müdahalenin olmayışı, alt geçitilerdeki suyu tahliye edecek moto pompanın olmayışı bile ne kadar hazırlıksız olduğunuzu, iyi bir koordinasyon yapamadığınızın açık örneğini canlı olarak tanığı olduk. Sizlerin, belediyelerin yılda üç dört kez yurtdışında sempozyumlara, toplantılara katıldığınızı biliyoruz. Bu toplantılarda yukarıda anlatmaya çalıştığımız küresel iklim bozuklukları adı altında belediyelerin neler yapacağı, doğal afet gibi konularda nasıl bir planlama olması konusunda uluslararası sempozyumlara katılma nedeninizi biliyoruz ve sizler neden bu konuda daha vizyonla daha yapıcı önlemler yapılanma konusunda sınıfta kaldığınızı sizlerde çok iyi biliyorsunuz.
Şanlıurfa gibi bir şehrin vizyonunun bu olmadığını düşünüyoruz. Yaptığınız seçim yatırımı adı altında sizlere yakın yerel televizyonlarda bir mahalleye bir kamyon mucur döküp iş makinesi ile silindir çekip yerel haber kanallarınızda akşam haberlerinde bunu servis edip belediyenin icraatları adı altında servis etmek hiç ahlaki değil ve o kadarda trajikomik bir yaklaşım..
Toplum olarak bizler kendimizi yeniden sorgulamalıyız.tabiki siz yerel yönetimler belediyeler yaptığınız yanlışlar ihmallerinizden dolayı sizler direk sorumlusunuz.
Bu halkı insanları böyle ucuz icraatlarınızla kandırmaya çalışmayın ve kendinizide kandırmış olursunuz..