Cırco hoca..Babam ne zaman senden bahsetse,adın gözlerinde tatlı bir hülyaya dönüşür.Sanki yitirdiği seni,anlattığı hikayende bulacakmış gibi heyecanlanır.Kelimeleri ardı ardına dökülür.Madem ki,iyi bir anlatıcıdır babam,ben de onun daktilosu olayım o zaman
Küçükken müziğe meyli olan babam için babaannem heveslenip,keman dersi aldırmak istemiş.Urfa’da Cırco hoca derler-asıl adı George-Ermeni bir tanıdıklarına rica da bulunmuş.İstanbul’dan babam için keman sipariş edilmiş.Hoca eve haftanın belli günleri gelip gitmeye başlamış.Cırco hoca Beyrut’ta klasik batı müziği eğitimi almış,memleketine döndükten sonra da kendini Türk sanat müziğine adamış,ders vermiş,yeri gelmiş düğünlerde,sıra gecelerinde çalmış,söylemiş ve hatta lirik tarzda nazım bir roman yazıp kitaplaştırmış bir ulu beşer.Gözleri kör.Asası önde,kendi arkada ağır adımlarla girermiş evin geniş avlusundan içeri.Babam asanın çıt çıt sesini duyunca anlarmış geldiğini,koşarmış hemen avluya.Otoriter bir babanın disiplini altında büyüyen babam için,sanatçı inceliği taşıyan bu naif adam vahada su olmuş.Müzik terapi gibi gelmiş.Üstelik hayatlı evin odalarına yayılan keman sesi,merkezinde babam olduğu için,kalabalık ev ahalisi içerisinde kendisine fiyakalı bir varlık alanı oluşturmuş.Ola ki, ders esnasında evin arkasındaki ulu camiden ezan sesi duysunlar,Cırco hoca hemen müziğe ara verir,ezanı dinlermiş.Bir gün babama,”söyle bakayım ezan hangi makamdır.”diye sormuş.Babam bilemeyince kendisi cevaplamış.”Ezan,imami makamında okunur oğlum.İyi belle,sen ki tebasını huzuruna makamla çağıran bir dinin çocuğusun,bilmemen yakışık almaz”
Babaannem dersin bittiği zamanları kollar,her ders sonunda Cırco hocadan bir Keman taksimi rica edermiş.Avluda kemanın nağmeleri hoş bir seda yayar,komşular damlara üşüşür,mahalleyi gündüz vakti bir efkar basarmış.
Babamla dersler vesilesi ile başlayan ilişkileri dostluğa dönüşmüş.Notaları öğrenen babam,nağmelerin güzel tınılarını keşfettikçe kendini eşsiz bir virtüöz gibi hissedip ev ahalisinin kafasını az şişirmemiş.
Derken günün birinde esnaf yetiştirme locası gibi çalışan dedemin hükmü altında,Cırco hocanın saltanatı bitivermiş.Babam dedemin isteği ile bir arkadaşının atölyesine terzi çıraklığına verilmiş.Müzik dersleri bir aksamış,bir devam etmiş,dostluk baki kalmış.
Sonra çıraklıkta pişen babama dükkan açmışlar.Babam kemanını boş zamanlara bırakmış,günlerini ticarete adamış.Bir gün üstü başı çamur içerisinde ,hırpalanmış vaziyette dükkanına gelmiş Cırco hoca.Babam elindeki işi yarım bırakıp yanına koşmuş.Hoca asasını yanına devirip,çökmüş tabureye.”Nedir bu haliniz,ne oldu hocam?”diye sormuş.Düştüm demiş hoca,başka da hiç bir şey söylememiş.Titriyen avuçlarını kolanyalamışlar,kanayan burnuna,ellerine yüzüne su tutmuşlar.Az kendine gelince doğrulmuş yerinden.Gitmek istemiş.Onu bu halde bırakmak istemeyen babamı dinlememiş.Babam ise çaresiz dükkanı çırağına bırakıp, hocayı evine götürmüş.Nice sonra duymuş ki,Cırco hoca eşini ve iki çocuğunu yanına alıp İstanbul’a taşınmış.
Üstünden yıllar geçmiş.Annemin üçüncü kardeşime hamile kaldığı yaz, hatırlarım Cırco hocanın Urfa’daki evimize gelişini.Elinde asası,kolunda babam,antreden içeri girdiler.Annem pek güzel yemekler yapmıştı o gün.Biz mutfakta yemeğimizi yerken,babamda Cırco hoca ile salondaydı.Babam kemanı bırakmış cümbüş çalıyordu o yıllar.Cırco hoca da babamın eski kemanını akort ediyor bir taraftan da sitem ediyordu babama, ihmal ettiği kemanı için..
Sonra çalmaya başladılar.Cırco hoca’yı bizde dinledik.Ağır gelirdi sanat müziği,Urfa türküleri o zaman.Yıllar sonra bizler de dinlemeye başladık.Büyüdükçe büyüklerimize benzedik..
Niye ettim şimdi bu kadar gevezelik?Geçenlerde eşimin Mardinli Süryani bir arkadaşı ile yemek yedik.Dirseklerini masaya dayayıp bana doğru eğildi ve çok kilit bir laf etti .Dedi ki;
Ben şimdi hristiyanım ya,sizler yurt dışına çıktığım vakit oradaki dindaşlarımla çok iyi anlaştığımı zannedersiniz.Yanılırsınız.Bana hiç bir diyardaki dindaşım bu topraklardaki Anadolu çocukları kadar iyi gelmiyor..
Her çocuğun bir hatırlı kişisi vardır.Babamınki Cırco hocaydı.İşte o yemekte aklıma geldi.Niyet ettim ve yazdım.Nurlar içinde yatsın..
Tuba Akgül Özgür