-Canan hadi,geç kaldın yine!
-Işık’ları açık bırakmışsın.Arkanızı topluyorum da,o yüzden!Bekleyin biraz.
-Senin yüzünden,geç kalıyoruz sürekli!
-Benim yüzümden mi?Hepinizden önce uyanıyorum ben.Gece uyumuyorsun ki,sabahında uyanasın.Ben olmasam daha uyuyordun.
-Asansörü bekletiyorum,bırak çene çalmayı!
Topuklu ayakkabılarını alelacele giyip kapıyı kilitledi.Sabahları evden çıkmak ne zordu.Ahh..bir ofise varsa..Oranın hengamesini buraya tercih ederdi.Kapıda mızmızlanmaya başlayan çocuk,asansörde ağlamaya başladı.Sevmiyordu kreşe gitmeyi.
-Her sabah aynı terane.İnletecek yine apartmanı!
-Ne yapalım Canan?Çocuk bu!Onlar da uyumasınlar öğlene kadar.Sabahın köründe dökülüyoruz yollara.
-Taman ya,kimsenin bir şey dediği yok.Çocuktan betersin vallahi.
Asansörden çıkınca,kendini yerden yere atan çocuğu kucakladı babası.Arabaya atladılar.Hızla otoparktan çıktılar ama yola çıkamadılar.Birbirlerinin tamponuna milimetrik yaklaşmış araba trafiğinde,burnunu uzatmak ne mümkün.Saat göstergesine baktı.Saat sekiz.Çocuğu kreşe bırakacak,hanımı işe,oradan da günün ilk randevusu,bir hafta önce sözleştiği en baba müşterisine.Randevu on buçukta,ama trafik tam bir çile..
Burnunu uzattı nihayet,yola çıktı.Ekarte ettiği arkadaki araç,acı acı kornaya bastı.
-Hadi be,aptal herif! dedi dikiz aynasından.
Çocuğun zırıltısı,inlemeye dönüşmüştü.Alçalan sesi,birazdan susacağına delaletti.Yol ilerlemeye başladı.Karı koca sakinlediler biraz.
-Kreşten aradılar dün.
-Ne için?
-Bizimki kavga etmiş yine okulda.Çocuklardan birinin sırtına kalem batırmış.
-Hamurumu aldı Berk.O yüzden batırdım baba.
Çocuk ağıtı kesmişti.Anne babayı dinliyordu pür dikkat.
-İyi,bir daha almamayı öğrenir arkadaşın.
-Yuh yani Levent!Vereceğin cevap bu mu?
-Ne diyeyim?Onların işi bu.Çocukların başında durup,birbirlerine zarar vermelerini önlemek.Bunun için para alıyorlar.
-Bizim de konuşmamız lazım çocukla,ama senin gibi değil.Neyse,konuşmayalım şimdi onun yanında..
Radyo da ekonomi haberlerini açtı Levent.Dolar ne oldu acaba?Bugün gideceği müşterisine bir ay öncesinden dolar opsiyonu önermiş,dolar düşünce de adam külliyen zarar etmişti.Şubenin en hacimli mevduat müşterisiydi.Gönül alma,sevimlilik yapma ziyaretiydi.Bir de geç kalırsa,büyük rezillik..
Akan trafik yavaşladı ve durdu.Ara sokakta bir kamyon,dönüş alamadığından yolu kilitlemişti.
-Ha siktir!Tıkandı yine yol!Sabahın köründe ne işi var bu kamyonun?
-Yan yoldan niye gitmedin ki?Süpriz değil bu,ara sokaklar kentsel dönüşüm nedeni ile hep tıkalı.
-Ha siktir kötü bir söz.Öğretmenimiz yasakladı.Öyle kötü sözler söyleme baba!
-Duydun mu söylediğini?Senden öğreniyor bunları.Sen okulda söylüyor musun bakalım böyle şeyler?
-…..
-Öğrensin Canan.Bu şehirde küfür etmeyen mi var?Hem şehrin kendisi küfür,hale baksana!Küfür etmeyi de,küfür yemeyi de öğrensin çocuk..
-Yok daha neler!Külhan beyimi yetiştiriyoruz?
-Külhan beyi yetiştirmiyoruz tabi,ama hanımevladı da yetiştirmiyoruz.Bırak savunsun kendini.Yeri geldiğinde saldırsın,yeri geldiğinde defansta kalsın.Sınır koyma çocuğa!
-Öfkeni dışa vurmanın onlarca yolu var.İlkel insan tepkisidir küfür!
-Hayır duygulu insan küfreder.Küfür halkın lirizmidir.
-Hah tuttu yine şairliğin..
-Allah aşkına bütün gün piyasada mimiklerini dahi göstermeye korkan sahte yüzlerle boğuşuyorum.Onlara benzeyen bir çocuk büyütmek istemiyorum.Kızınca küfretsin,üzülünce zırıl zırıl ağlasın!
-Mimiklerini göstermeyen o insanlar tutuyor koca piyasayı birarada.Senin anlattığın gibi olsaydı insanlar,darmadağın olurdu piyasa.özlediğin o melankolik profil gibi büyütürsek,mahvederiz çocuğu..
Ardı ardına kornaya bastı.Arkadakiler de koro halinde.Yok,dönüş alamıyordu kamyon.İnşaat işçileri el kol işareti ile yol gösteriyor,kamyonu çevirmeye çalışıyorlardı.
İşçilerin çabaları işe yaradı bir süre sonra.Kamyon döndü.Yol açıldı.Tekrar ilerlemeye başladılar.
Ekonomi haberleri bitmişti.Spor haberlerini okuyordu spiker.Oldum olası sevmezdi sporu.
-Ne bu ya!Bulgar radyosu gibi bağırıyor.dedi.
Kanalı değiştirmek için arandı.Iron Maiden çalıyordu bir yerde.Bunda karar kıldı.Baterinin ve bas gitarın ritmine bıraktı kendini.
-Allah aşkına kapat şunu Levent!Sabah sabah kafam kaldırmıyor vallahi,diye söylendi Canan.
-Bana iyi geliyor.
-Agresifleştiriyor insanı.Açsana şöyle sakin bir müzik.Diskotek gibi araba.
-Dokunma radyoya!
Döner kavşaktan ana yola çıkacaktı.Öndeki araba kavşağın neresinden çıkayım diye kararsız,yavaşladı.Levent kornaya bastı.Sevmezdi kararsızları.Öteki yediği kornaya tepkili,dikiz aynasından el kol işareti yaptı.Levent de yaptı.
-Bayan şöför işte,hepiniz aynısınız!
-Annem senden daha güzel araba kullanıyor bir kereee!!Bayanlara böyle kötü sözler söyleyemezsin babaaa!
Levent direksiyonu bir sağa bir sola salladı önündekini geçmek için.Yol dardı.Geçemedi..Öndeki de inadına yolu ortalayarak,ağır aheste gidiyordu.
Camı açtı.Bağıra bağıra bir şeyler söyledi kadına.Kadın ise,hiç oralı olmadı ama Canan’nın haznesi artık taşmıştı.
-Durdur arabayı!Öldüreceksin bizi.Ne biçim araba kullanıyorsun!
-Görmüyor musun?İnadına yol vermiyor.
-Dua et yoluna devam ediyor.Önündeki erkek olsa çoktan frene basar,durup bir güzel benzetirdi seni.
-Ne alakası var!
-Evet,erkek olsa böyle çizmeyi aşamazdın.Bayan görünce cengaver kesiliyorsunuz.Elinde emzik yaptığın o korneye basınca,ayar oldu işte kadın.İnadına yavaş gidiyor,yol da vermiyor.Üstünden geçemezsin ya,boğul öfkenle..
-Gör bak nasıl geçiyorum şimdi..
– Durdur arabayı!!İneceğiz,durdur!!
Yan yola çıkmışlardı.Nihayet kadın gaza basmıştı.Levent de bastı.Gidiş gelişli yoldu.Ters yönden gelen arabaya aldırmadan,motoru bağırta bağırta,iki araba arasından çaprazlama geçip,solladı kadını.Lakin ileride,gidişin iki şeride çıktığı yolda,trafik ışıkları sebebi ile duran trafiği geç farketti.Frene bastı ama olan oldu.Işıkta bekleyen bir arabaya tosladı.
Küt sesine,ha siktir!dedi arkada oturan tıfıl metropollü..Çocuk sesine yakışmayan kallavi bir ha siktirdi.
Arka tamponu göçen şöför,hırsla indi arabadan.Bizimkisi de indi.Yan taraftan ritimli bir korna sesi geldi.Solladığı kadındı.Bıçak gibi keskin bir gülüşle;
Buldun mu belanı!! dedi,açık camından.
-Siktir git!dedi,kadına.
Işık yandı,kadın galip gelen bir motor sesi ile basıp gitti.
-Bunun yüzünden çarptım abi.Zıvanadan çıkardı beni,dedi özür dilercesine karşısındaki adama.
Duran trafikte,küfür eder gibi bağıran korne sesleri yankılandı.
Arkada, güvenli oto koltuğunda oturan tıfıl metropollü hiç de güvende hissetmiyordu kendini.Kalbi ağzında ata ata,olanları izliyordu.Acaba babası kavga etmeden dönecek miydi arabaya?
Babası defanstaydı şimdi.Amca ile konuştu.Bir kağıda bişeyler yazdı,sonra da tokalaşıp arabaya döndü.Yani o kadar yaramazlık yaptı ama hiç bir şey olmadı ha!Çoook süper adam benim babam!
İstanbul’un güzide sabahları..Bir de yorgun akşamları var..Bütün gün çalışmış o yorgun insanlar,paydos edince nezaket maskelerini usulca sıyırıyorlardı yüzlerinden.Arabalarına atlayıp,kalabalık sokaklara dağılıyorlardı.Kalabalıkların içinde duygular cüretkarlaşıyordu.Bu cüretkarlık insana hiç olmayacak şeyler yaptırabiliyordu,çünkü kalabalıklarda atış serbestti,çünkü insanlar gördükleri yüzleri nede olsa bir daha görmeyeceklerini hesaplıyorlardı.Haksız da değillerdi.İhtimali zayıftı yolda rastladığın bir yüz ile çarşı da pazarda tekrar yüzleşmek.Ar duyup,ezilerek yanından geçip,gitmek.