Ak Parti ile Gülen Hareketi arasında ki bilek güreşi var hızı ile devam görünümünde. Merakla beklenen bu bilek güreşinde kimin galip geleceği. Zannedersem uzlaşma isteyen bir kesimin umutları suya düştü. Bu saatten sonra uzlaşma beklemek saflık olur herhalde. Sonuç bir kesimin bir kesime teslimiyeti bekleniyor. Ya da iki tarafında yıpranması ile yeni şeyler gelişmesine zemin hazırlanmış olur. Karşılıklı sarfedilen kelimeler yenilir yutulur cinsten değil. Firavun, Haşhaşi, Ananas, Virüs, Casus, Örgüt, Boşbakan, Tuzluk ve bedduaseansları. Bir deyim var ya; “Bu işin sonu karakolda biter” diye, işte bu işin sonu da karakolda biteceğe benziyor. Ak Parti’nin Gülen Hareketi için Örgüt veya Casusluk faaliyetlerin de bulunmaktan davalar açıp hareketi marjinalleştirmek. Bu veya buna benzer davalar Gülen Hareketinin yurt dışında yaptığı eğitim ve ticaret faaliyetlerini de bitirir. Kendisinin yargı-polis zoru ile devrileceğine kodlamış bir hükümetin neler yapacağını tahmin edebilirsiniz. Biraz da söylentilere bakacak olursak “Amerika Ak Partinin fişini çekmiş, Amerika Gülen Hareketinin elemanları ile hükümeti devirme operasyonu yapıyor” bu düşünce çok yaygın. Bu işe başka bir açıdan bakarsak. Amerika miadı dolan Gülen Hareketini operasyon yapıyor algısı ile hükümetin önüne yem atmış olmasın, hükümet yesin biraz gürbüzleşsin. Bir yanda bir sivil toplum örgütü diğer yanda yüzde elli oyla iktidar bir parti siz Amerika olsanız hangisini tercih edersiniz? Acaba, Gülen hareketine erken doğum mu yaptırıldı? Erken doğum ya düşüktür ya da genellikle sakat doğumdur. Şuan Gülen Hareketinin kadrolarının devlet içinde tasfiyesi görüntüsü sadece operasyona karşı operasyon mu? Taraf Gazetesinin beş altı ay önce bir milli güvenlik belgesi yayınladı.2004 yılına ait milli güvenlik belgesinde Gülen Hareketinin izlenmesi kararının alınması, bu kararın altında da Recep Tayip Erdoğan’la Abdullah Gülün imzaları olduğu ifşa edildi. Rivayet olunur ki, son Milli Güvenlik Kurulunda Gülen Hareketini tasfiyesi kararı alındığı. Gülen Hareketinin Kadrolarına yapılan tasfiye girişimi bir hükümet kararı olmadığı bir devlet kararı olduğu. Bu kargaşaya eski Türkiye ile yeni Türkiye‘nin mücadelesi olduğu. Eski Türkiye’nin yüzünü, laik yüzünü ulusalcıların temsil ettiğini, muhafazakar yüzünü de Gülen Harekatı ile Süleymancılar grubunun temsil ettiği. Yeni Türkiye’nin derin yüzünün laik ve muhafazakar yüzleri kimlerdir? Bu da size ödev olsun. Bazen beyin jimnastiği iyidir spor niyetine…
Turan SARITEMUR