Anlaşılan Başbakan 30 Mart seçimlerini ‘Gülen Hareketi’nin üzerinden götürecek. Başbakan“elinizde ne varsa yayınlayın hodri meydan” demesi iyi bir önkesme hareketiydi. Aslında başbakan bana göre çok başarılı, meydan okuyarak bundan sonra çıkacak, kaset ve benzeri şeylerin inandırıcılığını bir nevi gölgeledi. Bu saatten sonra çıkacak dinlenme ve görüntü kasetlerinin inandırıcılığı artık kalmaz, oluşan algı bu. Ülkede siyaset algı yönetme sanatına dönüşünce, bu algı yönetme işini başbakan sanat icra eder gibi icra ediyor. Hele muhalefet; dostlar başına, kaset mağduru muhalefet diyeceğim. 2011 seçimleri öncesi baraj altında kalması beklenen MHP çıkan görüntülü cinsel içerikli kasetler sayesinde baraj altında kalmaktan kurtuldu. O aralar yapılan bu tür temizliklerle biraz Devlet Bahçelinin eli daha da güçlendi. CHP’ye gelince Kılıçtaroğlu kaset sayesinde genel başkan oldu, şimdi de başkalarının çıkartacağı kasetler sayesinde (üzerinden) başbakan olmayı hayal ediyor!. Mübarek muhalefet erbapları kasetlerden hayır görmüşler, bu yüzden her kasetin hayırlı olacağını zannediyorlar. Oysa ki Kılıçtaroğlu ve Bahçeli’nin kasetleri kahve sohbetlerine kadar düşmüş… 30 Mart seçimleri öncesi Gülen Hareketine operasyon beklentisi vardı. Geçenlerde başbakan seçim sonrası operasyon yapılması sinyalini verdi. Gerekçe olarak da hakim, savcı ve polisteki düzenlemelerin daha bitmemiş olması buna neden teşkil ediyor gibi. Seçimler de alınacak oy oranına göre senaryolar çizenler de var. Şahsen oy oranın hiç düşünmüyorum. Bana kalırsa başbakan umduğundan daha yüksek oy alacak. Daha önceki seçimlerde olduğu gibi, bu seçim sonuçlarında da en çok şaşıran Ak partinin kendisi olacakmış gibi geliyor bana. Bu seçimde de umduklarından fazla oy alacağa benziyorlar. Gülen Hareketı operasyonuna gelirsek. Büyük ihtimalle casusluk, ajanlık yapan illegal bir örgüt konumunda tutuklanıp yargılanacaklar. Fethullah Gülen’de örgüt lideri olarak gıyabında yargılamaya tabi tutulabilir. Yasal süreçle İnterpol aracılığıyla Amerika’dan istenir. Amerika vermez diyenler var. Amerika yasalara ve kurallara bağlıdır. İran Şahı Ortadoğu da en iyi müttefiğiydi, İran’a vermedi ama Amerika’da da onu bırakmadı. Ne yaptı? Yol verdi. O da Mısıra gitti. Yakın tarihimiz de Engin Civan’ı, Selim Edes’i, Cavit Çağlar’ı Türkiye’ye teslim etti. Bedrettin Dalan’ı vizen bitmiş diye postaladı. Tedbir olsun diye Tuncay Güney’i Kanada ya yönlendirdi. Amerika Gülen’i verir de Türkiye alır mı? Abdulah Öcalan Türkiye’nin elinde patladı. Aynısını Gülen için olsun istemez. Amerika Gülen’e yol verir, o da başka bir ülkeye gidebilir. İhtimal bu. Türkiye’de ki davada MOSSAD, İsrail casusluğu parelelinde dava açılır. Söylentiye göre Gülen başka bir ülkeye gitme hazırlığına başlamış bile. Gideceği ülkede Türkiye’nin suçluların iadesi antlaşması olmadığı bir ülke olacakmış. Öğretmenler sınıfta öğrencilerine tekrarda fayda var der, bol bol tekrar yaptırır, yetmez evde de tekrarlayın der ya hani. Ben de tekrarda fayda var diyorum, hele jimnastik de mutlaka, beyin jimnastiğinde tekrar, zaten elzem bir şey zaten…