HDP Türkiye’de Demokrasiyi Tesis Etmek İçin Bir Şanstır Seçim sonuçları açıklandığından beri ortaya bir gerçek çıktı:Baraj demokratik ve devrimci güçlerin rejime müdahalesini engelleyemedi.
Özetle: baraj aşıldı.
Peki neyin neyi ,kimi neden engelliyordu?
Kimi korumak ve kollamak için konulmuştu?
Elbette demokrasiyi korumak için değil !
Bildiğimiz gibi 1982 Anayasasında konulmuştu yüzde on barajı ve günümüze kadar partilerinde aymazlığıyla günümüze kadar yasallığını devam etti.
Ana amacı rejim denilen temel ideolojik şekillenmeyi inşa eden organizmayı korumak ,kollamak ve aykırı görüşlerin onu huzursuz etmesine engel olmaktı .
Yani Kemalist görüşün, ordu ve devlet bürokrasisinin zıvanasından geçirilerek hazırlanmıştı ve muhalefete pek fazla şans tanımamıştı.
Muhalefet demokrasilerde yaratıcı ve eleştirel rol oynarken 82 anayasasında, anti demokratik yöntemlerle susturulması ,sindirilmesi ve dağıtılması gereken aykırılık olarak değerlendirildi
Demokrasi unsurları olan sosyal ve siyasal örgütleri ,sendikaları yok sayıldı, inkar edildi .
Muhalefet ise dahil olamadığı bu yapılanmaya karşı zorunlu olarak demokrasi aşan yöntemlerle karşılık verdi. Sonuçta geçen 30 yıldan sonra ciddi bir savaş ,ciddi bir kitle kıyımı ,ciddi bir direniş ve kararlı karşı koyuş yaşandı.
En nihayetinde demokratik bir yaşamın ,demokratik bir düşüncenin demokrasinin anayasal bir sisteme dönüşmesi gerçeği belirginleşti. Bunun için çatışmalar durdu zikzaklı görüşmeler ve uzlaşılar trafiği yaşandı ve seçim ile siyasi unsurların tam katılımıyla yeni bir yapılaşma sağlanmak istendin.
Buna rağmen yine de yüzde onluk baraj kaldırılmadı.
Devrimci ve demokratik muhalefet barajı aşmanın yolunu ve formülünü etkin gücünü oluşturdu ve demokratik zemini siyasal kanalla zorlamanın yolunu seçti.
Halklar buna aktif desteğini verdi ve kollanmak istenen anti demokratik yapılanmanın devrilmesine şoke olmasını sağladı. Tam güç ve destek verdi. Gel gelelim hala çoğunlukta olan anti demokratik kalıtsal yapı ve siyasi görüşler şoke durumu atlatamamış, eski mekanizmanın düşünsel yapısından sıyrılamamış muhalefeti veya devrimci demokratik alternatif siyasi gücü görmezden gelmeye devam etmektedir.
Yani sistemin oluşturduğu ideolojik siyasi görüş, kendisi dışında ve kendisi gibi düşünmeyeni barajı aşmış olsa bile görmezden gelerek demokrasinin temel prensibi olan temsiliyete saygı, uzlaşı, hoşgörü ve tevazuu ihlal etmektedirler. Yani Koalisyon tartışmaları gösteriyor ki, Kalıtsal partiler olarak Akp, Mhp ve Chp ‘ye göre rejim hala onların, başkasına kaptırılmayacak bir güç konumunda, hele hele Hdp’ye hiç yer bırakılmamalıdır.
Bu oyuna Hdp ‘sürpriz’ bir şekilde yerleşmiştir ama onun yine de oynatılmaması dışarıda tutulması gerekir. Basının tutumu açıkça veriler sumaktadır; milletvekili adayların seçilmesinden meclise gelmelerine kadar, konuşmalarından ve yemin törenlerine kadar Akp,Mhp ve Chp’yi önde tutmuş Hdp milletvekillerini görmezlikten gelmiştir.
Oysa yeni olanlar Hdp’nin milletvekilleri ve siyasetiydi daha çok tartışılacak olan onların kattığı ve katacağı farklardı. Bu yeni duruma alışamamıştır. Hdp’nin bu şeklide barajı güçlü bir şekilde asmasını Türkiye’de demokratik bir anayasanın şekillenmesi için bir şans olarak görülmesi gerekirken, aksine talihsizce HDP için bir ‘şans’ olduğunu düşünmüşlerdir ! Hele koalisyon tartışmalarında Görüşlerini ifade etmesi için bir çok siyasi parti ve çevrelerden kabuller yapıp ortam sunarken ısrarla Hdp ve onun görüşünü dile getirebilecek çevreleri bu ortam ve imkanlardan uzak tutulmuştur. sanki Barajı aşan bu parti yokmuş, önemli değilmiş gibi onların nasıl siyasette, yönetimde ve ya koalisyonda yer olamayacağını tartışmışlardır.
Bu yaklaşıma özetle mahallede oynanan oyunda çocuklardan birini oyuna dahil etmemek örneği gibidir.
Artık bir Demokratik zorunluluk vardır, artık siyasi yapılanmanın monopol olmaktan çıkıp çoğulcu katılımı ifade eden ortaklaşalı veya demokrasinin gerçekçi oturtulması sorumluluğu vardır.
Demokrasilerde hiçbir siyasi hareket ve güç, çevre ve anlayış hatta kendini farklı ifade eden birey dahi olsa görmezlikten gelinemez. .
