DEĞERLERİMİZ VARDI SAHİ?
İnsanların tanıştıktan sonra daha yakından tanımaya çalışırken birbirlerine sordukları bir soru var.
“Nelerden hoşlanırsın?”
Aslında bu “Nelerden hoşlanırsın” sorusu içerisinde gizli bir öğe var derim hep… Asıl anlaşılmak istenen karşısındakinin “değerleri” gibime geliyor. Hayatta nelere önem ve öncelik veriyorsun demenin basit bir girizgâhı gibi sanki…
Değerlerimiz “kendimize yakıştırdığımız” rolleri kapsar.
Başkalarından beklediklerimizdir aynı zamanda.
Merhamet ediyorsak, merhamet bekleriz.
Nazik davranıyorsak, karşımızdan da nezaket görmek isteriz.
Namuslu isek, aynı şekilde olunmasını.
Emek veriyorsak, karşılığında emek harcanmasını.
Saygı gösteriyorsak, aynısını görmeyi isteriz.
…
Her ne kadar değerlerimiz çoğunlukla manevi duyguları içeriyorsa da, maddi öğeler de değer yargıları alanına girebilmekte. “Onun dini imanı para” dediğimiz olur, birisi için. O kişinin hayatta önem verdiği şeyin ne olduğunu tarif ederken… Bireysel örnekler vermiş olsam da, toplumsal değer yargıları da bulunmakta. Halkların değer yargıları olduğu gibi, devletlerin değer yargıları da söz konusu. Günümüzde kurum ve kuruluşların da ön çıkan değerleri bulunmakta. Tüm çalışanlarıyla aynı rolleri üstlenmek isterler kurumlar.
Peki “çatışma ve karşı atağa geçme” ne zaman başlar? Değer yargılarınız karşılıklı uyuşmadığında.
Saygı gösterdiğinizde ancak karşılığını alamadığınızda.
Nazik davranan biri kaba bir karşılık gördüğünde.
Ülkedeki yaşam koşulları veya işyerindeki şartlar sizin beklentinize uymadığında.
Hayvansever biriyseniz, birilerinin hayvanlara eziyet ettiğini gördüğünüzde.
Siz görgülüyseniz, görgü kurallarına uyulmadığında.
…
Sonuçta ister bireysel isterse toplumsal olsun, değerleri uymayanlar aynı yöne bakamadıkları için birbirlerinden uzaklaşırlar, soğurlar. Birbirlerini eleştirirler, ancak değiştiremezler. Zira başkalarının değişmesi, ancak başkalarının kendi farkındalıklarının başladığı an mümkündür.
Değerleriniz bünyenizin kabul ettiği davranış ve yaşam biçiminizdir. Bizleri bir arada tutan ise uyumlu değerlerimizdir. Eğer ki istenirse, bir yaşam biçimi haline getirmek üzere bazı değerler beceriler gibi sonradan da edinilebilir. Nezaket gibi, hoşgörü gibi… Olgunlaştıkça, kendimize yakışan değer deneyimlerini uygulamayı seçebiliyoruz.
Şahsen değerlerimizle ilgili sık sık etrafımı gözlemlerim. Arada sırada hem kendinize hem de etrafınıza göz atmalısınız. Davranışlara yansıyan değerleri görerek çevremizde olmasını istediklerimizi belirliyoruz. Hatta göz atmakla kalmayıp, hangi nitelikli değerleri kendime kazandırabilirim diye de sorsanıza. Bakalım siz kendinizde neyi değiştirmeyi isteyeceksiniz ve buna hazır mısınız…
Kendi değer yargılarınızın ve haliyle mevcut davranışlarınızın ne kadar farkındasınız?
Uz.Dr. Gülbaran Meral / www.habersanliurfa.net