Şanlıurfa oldukça etkileyici bir floraya sahip olmasının yanı sıra faunasıyla da dikkat çeken bölgelerden biridir. Kayalık bölgelerinin yanı sıra Urfa, çöl ve yarı çöl özellikleri barındırmaktadır. Birçok endemik hayvan türüne sahip olan kentin kırsal alanlarında nesli tükenme tehlikesi olan canlılar da yaşamaktadır.Şanlıurfa’da yaşayan başlıca endemik memeliler ve sürüngenler; çöl varanı, bozkır keleri, çizgili sırtlan, ceylan ve Fırat kaplumbağası olarak öne çıkmaktadır. Bu canlılardan bazılarını görmek oldukça zordur. Bu türlerin birçoğunun nesli tükenme tehlikesi yaşamaktadır.





ÇÖL VARANI
Bilimsel adı Varanus griseus olan çöl varanının ayırt edici özelliklerinin başında dilleri gelir. Çöl varanının dili uzun ve ince olmasının yanı sıra uçları da çatallıdır. Kertenkeleye benzemesinden ancak boyutlarının büyük olmasından kaynaklı “dev kertenkele” adıyla da bilinmektedir. Bu hayvanın sırtı genel olarak sarıya dönük kahverengi ya da girimsidir. Sırtında siyah ya da kahverengi olacak şekilde enlemesine şeritleri vardır. Çöl ve yarı çöl iklimlerde yaşarlar. Gündüzleri aktif olan çöl varanı, geceleri ise pasif bir hayvandır. Çöl varanı genel olarak küçük kertenkeleleri, kuşları, sürüngen yumurtalarını ve kemirgenleri yiyerek beslenir. Bu canlı türü içinde kanibalizm yani yamyamlık da görülmektedir. Çöl varanları toprağı kazabilirler ve ağaçlara tırmanabilirler. Dişi çöl varanları yumurtlama dönemlerinde 10-12 yumurta birden bırakabilmektedir. Boyları 130 santime kadar çıkabilse de genellikle 100 santim civarındadırlar. Şanlıurfa’nın bozkılarında doğal ortamında yaşayan canlılardan biridir.
ÇİZGİLİ SIRTLAN
Bilimsel ismi Hyacna hyacna olan çizgili sırtlanlar, bir zamanlar Akdeniz’de, Güney Ege’de ve Güneydoğu Anadolu’da yaygın olarak bulunmaktaydı. Yaşam alanlarının daralması ve avcılık gibi sebeplerle sayıları her geçen gün daralmaktadır.Çizgili sırtlan yarı çöl alanlarda, kayalıklarda ve bozkırlarda yaşayabilir. Genellikle renkleri kirli açık sarıdır. Ayırt edici özelliklerinden biri ise sırtlarında koyu renkli ve 6-10 santim aralığında şeritlerinin bulunmasıdır. Enseden beline kadar olan bölgede dik ve sert kıllardan bir yelesi bulunur. Genel bir sırtlan özelliği olarak ön bacakları, arka bacaklarına oranla daha uzundur. Leşlerle beslenirler. Urfa’nın da il sınırları içerisinde kalan kayalık bölgelerde yaşarlar. Geceleri beslenen bu hayvanları gündüzleri görmek oldukça zordur.
BOZKIR KELERİ
Vücutlarının boyları 15 ila 18 santim arasında değişen bozkır kelerinin bilimsel adı ise Trapelus ruderatus’tur. Sırtı genel olarak yuvarlaktır ve toprak rengine sahiptir. Genellikle çöllerde ve yarı çöllerde, az bitkinin olduğu alanlarda yaşarlar. Böceklerle ve örümceklerle beslenirler. Güneydoğu bölgesinde yaşayan bozkır kelerleri, Urfa’da yapısı bozulmamış kırsal bölgelerde varlığını sürdürmektedir.
CEYLAN
Ceylanpınar ile Suruç ve Cizre arasındaki bölgede, 1940 ve 1960’lı yıllar arasında ceylanlarında 500 ve 1000 üyesi bulunan sürüler halinde dolaştıkları bilinmektedir. Bilimsel adı Gazella subgotturosa olan ceylanlarda, erkekler dişilerini korur. Beş, altı aylık gebelik süresi bulunan bu hayvanlar 1 yavru doğurmaktadır. Yavru ve annesi 1 yıl boyunca birlikte yaşarlar.Besi yemi, ot ve yonca ile beslenen ceylanlar, yıllar boyunca insanlar tarafından avlandıkları için nesli tehlike altına girmiştir. 1970’li yıllarla birlikte koruma çalışması başlamış olsa da henüz sayıları istenen seviyelerde değildir. Ceylanpınar Tarım İşletmesi tarafından 26 hektarlık bir alan çitle çevrilmiş ve bir koruma sahası oluşturulmuştur. Bu canlılar günümüzde Urfa’nın dağlık ve bozkır bölgelerinde doğal ortamlarında yaşamaya devam etmektedir.