İnsanların en çok haz aldığı şeylerden birisi de ÜNVAN TATMİNİDİR.
Bu tatmin, yeri geldiğinde ölümden daha değerlidir. Hatta açlık, sefalet ve bazen de erdem ve onurdan bile değerlidir.
ÜNVAN ve MAKAM sahibi olmak insanı, girdiği o kalıba uydurur. Artık kişi, asla kendisi gibi olamaz. Kendisini özler olur. Gizlilerde kendisi olabilirse ne ala!?. O da çok zor!?. Çünkü, bunun için, en az kendini anlayabilecek seviyede GÜVENİLİR bir sırdaş edinmesi gerekir. Ulu orta yapamadığı herşeyi sırdaşıyla yapması gerekir.
ÜNVAN ve MAKAM, toy bir gençken yapılacak da müzmin bir yaşlıyken iyidir. Ya toyluğuna ya da yaşlılığına sayıp geçerler kusurları. Ama, ikisinin arasında olanlara yaşam hakkı yoktur toplumlarda?..
ÜNVAN, onu taşımak için her türlü adanmışlık yollarından geçip MAKAMI yudum yudum içenlerin hakkıdır. Suretleri hiçbirisi asliyet gibi olmaz. Asaletten gelenlerin hakkı tartışılmaz. Onlardan daha da üstünü, o görev için doğmuş seçilmiş olanlardır. Bunlar en üstü ve üstünü olanlardır. MAKAM ve ÜNVAN sahipleri onlara yetişemez. Onların da MAKAM ve ÜNVAN ile işi olmaz. Tensip ettikleri için ön ayak bile olurlar. Ortada görünmeseler bile etkilerinden kaçış yoktur. Orasını da her zeka anlayamaz ve sezgiselliklerine rağmen bunu kestiremezler.
ÜNVAN ve MAKAM zehiri, dünyanın en tatlı masalını yaşatır. Rüyalarda gezdirir. İşin sonunda da yağlı urganı gösterir. Dostları düşman ve düşmanları da dost eder. İnsanlar içinde, kişiliği muhalefet olan ve sadece muhalefet ederek yaşam süren zeki ve başarılı asalak türler de işin cabasıdır. MAKAM sahibi olsalar bile, hiçbirşey bulamasalar, kendi kendileriyle muhalefet ederler. Bunlar da ayrı bir hastalıklı ruhlar grubudur.
Geleneksel kafalarla bilim kafalı olanlar asla aynı komisyonu paylaşmamalıdırlar. Bu ikisi karışırsa ortaya piç bir oluşum çıkar. Eğer bunu yönetip ıslah edecek bir üst bilgi yoksa bu piç ortam herkesi suçlu çıkarır. Bu durum sadece Noktasal Yönetimi bilenler aleyhine işlemez. Çünkü onların metotları dışındaki hiçbir tarafgirlik, işin sonunu uçuruma götürmekten başka hiçbir işe yaramamıştır. Yaramaz da zaten!..
Neyse! Ünvan ve Makam tatmini yüzünden dünyanın yaşadıklarını izleyiniz. İnsanlığın tamamının toplam birikiminin gelebildiği seviye bu kadarmış işte!?.
Bu ebleh geçiş kırılıp tam anlamıyla çökmeden, asil ve asaletliler ortaya çıkmaz. Çünkü piçlik onlara göre değildir. Onlar, içlerinde karışıklık barındıran berrak bemberrak bir su gibidir. Sebil ve Selsebildir onlar. Onların dili, yolu, yöntemi ve herşeyleri NOKTA'dır ve NOKTA'ya dayanır... Zaten gerisi yaşadığınız hikayeydi. Gördüğünüz resimdi. Bu kadarcıktan ibaretlerin bütün asaletleri, ünvan ve makamlarının işi, iş birliği ve sonucuydu...
Bu kepazeliğin çiğnenip geride kalması için bir müddet daha zamana, bilgilenmeye ve yaşayarak öğrenme programına ihtiyacı var.
Zaman ister...
Sevgi ve Saygılarımla
Hakan Düzenli / Haber Şanlıurfa
Yorumlar
Kalan Karakter: