PKKlı Kürtlerle barış sürecinden savaş sürecine nasıl gelindi? Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, World Economic Forum’un (Dünya Ekonomik Forumu) açılış konuşmasında “Ey dünya, IŞİD gibi bir terör örgütü çıkınca ayaklanıyorsun da PKK gibi bir terör örgütü çıkınca neden ayaklanmıyorsun” sözleri Kobani olaylarının habercisiydi. PKK ile barış müzakereleri yürüten Türkiye neredeyse 90 derecelik bir dönüşle süreci tersine çeviren adımı neden atmıştı? Türkiye Cumhurbaşkanının sözlerine en büyük destek PKK’den gelmekte gecikmedi.
PKK’nın çatı örgütü KCK’nın Yürütme Konseyi eşbaşkanı Cemil Bayık, Kürt militanların Türkiye ordusu ile çatışmaya hazır oldukları uyarısında bulundu. Fransa haber ajansına göre, Cemil Bayık, Kobani ve Türkiye’de yaşananlardan hükümeti sorumlu tuttu. Bayık, Meclis’ten geçen tezkerenin bir savaş ilanı olduğunu, bu nedenle de çektikleri bütün birlikleri Türkiye’ye geri gönderdiklerini söyledi.
Ankara Hükümetinin Kobani’de konuşlu PYD/YPG güçlerine destek vermemesi ve bu yüzden Türkiye’deki Kürtlerin protesto gösterileri düzenlemeleri üzerine, Kandilde yuvalanan PKK militanları Türkiye’ye geri döndü. Cumhurbaşkanı bir kez daha haklı çıkmıştı.
Amerikalı “World Net” haber sitesi Kobani’nin düşürülmesi konusunda 3 ülkenin gizlice anlaştığını ileri sürdü. Sitenin haberinde ABD, Türkiye ve Suudi Arabistan’ın Kürt Kobani kentinin düşürülmesi konusunda gizlice anlaştıklarını iddia edildi. Nitekim ABD Dışişleri Bakanı Kerry’in, “Kobani’de yaşananlardan ötürü endişeli olduklarını, ancak bununla ilgili kararların IŞİD’e yönelik stratejiyi belirlemediğini, öncelikle Irak’a odaklanmalıyız” açıklaması, World Net’in haberini doğrular gibi.
Başından beri Türkiye’nin IŞİD’le kara savaşına girmeyeceğini söyleyen bir kaç kişiden biriyim. Öngörüm yaşanan gelişmelerle doğrulandı. Türkiye’nin Suriye’ye kara birliği gönderip göndermeyeceği konusundaki tartışmalara, Amerika’nın Sesi’nin sorularını yanıtlayan Amerika Dışişleri Bakanı John Kerry noktayı koydu. Kerry, “Kürtler’in, Suriyeliler’in ve Iraklılar’ın Türk askerini Kobani’de istemediğini” söyledi. Amerika Savunma Bakanı’nın Uluslararası Güvenlik İşlerinden Sorumlu Yardımcısı Derek Chollet, Türk yetkililerle Suriye krizinin son birkaç yıldır değişik askeri açılardan ele alındığını, ABD’nin Suriye’de IŞİD’e karşı Türk ordusunu değil ‘Yerel Güçleri’ istediğini gündeme taşıdı.
Avrupa Birliği de Kobani konusunda hem fikir değil. Fransa’nın başını çektiği blok, Türkiye’nin Kobani’ye girmesini ve IŞİD’le savaşmasını istiyor. Ayrıca aba altından sopada gösteriyorlar. Türkiye’yi NATO’dan atmakla tehdit ediyorlar. Örneğin. Fransa’nın çok tartışılan filozoflarından Bernard-Henri Lévy, “Kobanê için son çağrı” başlığı altında Avrupa ve Amerika gazetelerinde yayınlanan makalesinde, Kobanê düşerse Türkiye’nin NATO’da kalamayacağını vurguluyor. Türkiye’nin Hıristiyan Avrupa’nın çıkarları doğrultusunda lejyonerlik yapmamasına bozulan sadece Fransa değil.
Türkiye’nin, İslam karşıtı söylemleri ile bilinen Danimarkalı gazeteci Lars Hedegaard’a suikast girişiminde bulunan teröristi IŞİD’e teslim ettiğine dair iddialar Danimarka’yı karıştırmış durumda. Danimarkalı politikacılar, Türkiye’yi kınayan açıklamalarda yetinmiyor. Muhalefetteki aşırı sağcı Danimarka Halk Partisi (DF) milletvekili Sören Espersen, “Türkiye’nin Danimarkalı Gazeteci Lars Hedegaard’a suikast girişiminde bulunan teröristi IŞİD’e teslim ettiği ispatlanırsa Türkiye NATO üyeliğinden çıkarılmalıdır” diyor.
Amerika’nın safında IŞİD’le savaşmak istemeyen diğer bloğu Almanlar temsil ediyor. Söylemleri daha gerçekçi ve Fransızların salakça romantizminden etkilenmemiş. Türkiye’nin olası kara harekâtını değerlendiren Ortadoğu uzmanı Prof.Dr. Udo Steinbach, Türkiye‘nin bölgeye doğrudan müdahale etmemesini stratejik olarak doğru bulduğunu söylüyor. Konrad-Adenauer Vakfı Ortadoğu masasından uzman Dr. Oliver Ernst’e göre Türk hükümeti, bölgede mevcut olumsuz dinamikten Esad rejimine karşı savaşında kendi güvenlik politikası anlayışını uygulamaya geçirebilmek için yararlanmaya çalışıyor. Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier, silahlı kuvvetlerinin İslam Devleti terör örgütüne karşı mücadeleye katılmayacağını açıkladı. Sonuç; Almanya’da Türkiye’nin karşısında değil yanında yer alıyor.
Ancak Almanların bölgeye ilgisi Türk yetkilileri rahatsız ediyor. Alman istihbaratının bölgedeki faaliyetleri hakkında daha önce 17 Eylül 2014’te yayınladığım “Urfa Göbekli Tepe’de casus savaşları” başlıklı yazımda kısmen bilgi vermiştim. Bkz (www.haber-sanliurfa.com/urfa-gobekli-tepede-casus-savaslari/) Almanlarla ilgili son gelişme Diyarbakır’da beş Alman gazetecinin gözaltına alınması.
Suriye’de yaşanan gelişmeleri takip etmek için Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde bulunan ve günlerdir burada görev yapan 5 Alman gazeteci, Diyarbakır’da hayatı felç eden olayların çıkması üzerine şehre geldi. Yaklaşık 6 gündür Diyarbakır’da haber çalışan gazetecilerin Diyarbakır Emniyeti Müdürlüğü ekipleri tarafından gözaltına alındığı öğrenildi. Gazetecilerin gözaltına alınmasıyla ilgili şuana kadar resmi bir açıklama yapılmadı.
Kobani olayları toplumun farklı kesimlerinde farklı algılanıyor. Alevi derneklerinin çağrısıyla Ankara’da düzenlenen “Eğitimde Yaşanan Hak İhlallerine Hayır” mitinginde, eğitimde hak ihlallerinin yanı sıra Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) örgütünün saldırıları da protesto edildi. Mitingde, IŞİD’in ele geçirmeye çalıştığı Suriye’nin kuzeyindeki Kürt kenti Kobani ile dayanışma mesajları da verildi. Güneydoğu’da müntesiplerine yönelik saldırıların yoğunlaşması üzerine Hizbullah Cemaati, bir bildiri yayınlayarak, HDP lideri Selahattin Demirtaş’ın yaptığı çağrı üzerine hedef gözetmeksizin başta HÜDA PAR ve bileşenleri olmak üzere İslami kesime ateşli silahlarla saldıran HDP/PKK’lilere misli ile karşılık verileceğini belirti.
Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başbakanı Neçirvan Barzani,Kobani’ye silah ve cephane yardımı yaptıklarını, ancak peşmerge güçlerini göndermelerinin imkansız olduğunu açıkladı.Kobani Kantonu Dış İlişkiler Sorumlusu İbrahim Kurdo, YPG güçlerinin son 24 saat içinde IŞİD’in saldırısını durduklarını ve savunmadan saldırı pozisyonuna geçtiklerini söyledi. Şanlıurfa Valisi İzzetin Küçük ise Kobani’den gelen yaralı sayısının 545 olduğunu ve bunların yüzde 90’ının mermi yarasından kaynaklandığını bildirdi.
Bölgedeki süreci en yakından takip eden İsrail gizli servisi Mossad’ın çözümlemeleri dikkatinizi çekecektir. Mossad’a göre “Kürdistan ile IŞİD arasında bir bağ var. Hem Kürtler hem Sünnilerden oluşan IŞİD aynı coğrafyada konuşlu ve iki tarafta petrolü kendi denetimine almak istiyor. Türk devleti IŞİD’i, Kürtlerin silahlı birliklerini yıpratmak, kendi güvenliği açısından tehlike olmaktan çıkarmak için kullanmış olabilir. Bununla birlikte önümüzdeki günlerde, Türkler ile Kürtler’in omuz omuza IŞİD’e karşı savaşması kuvvetle muhtemel.
AK PARTİ hükümetleri ne yaparsa yapsın karşısında Uluslararası bir direniş ve tepki ile karşılaşmayacaktır. Sebebine gelince bölgede hiç bir devlet Türkiye’yi kaybetmek ve NATO üyeliğinin bitmesine göz yumabilecek durumda değil. Çünkü gerek ABD nezdinde gerekse Avrupa Birliği nezdinde Türkiye, ABD ve Avrupa Birliği adına Araplar ve IŞİD ile hatta İran ile savaşacak ordudur. Bu nedenle ABD ve AB ülkeleri; kendi askerleri yerine Türk askerinin ölmesini tercih edecektir. Bu durumda Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın her yaptığına eyvallah diyeceklerdir.”
Bölgenin fotoğrafını Türkiye’nin oldukça nesnel bir okumaya tabi tuttuğu görülüyor. Türk Silahlı Kuvvetlerinin Kobani’ye girmemesi, şimdilik kaydıyla IŞİD’le savaşılmaması, PKK’nın taleplerinin geçiştirilmesi, barışın güvercini Recep Tayyip Erdoğan’ın bir anda savaşın kartalı olması sanmayın ki tesadüf.
Twitter:@oc32oc39
[email protected]
-Bu makalede yer alan görüşler yazara aittir ve HABER-SANLİURFA.COM’UN editöryel politikasını yansıtmayabilir-
Bunu beğen:Beğen Yükleniyor...