Türkiye-Musul krizi ile Barzani’nin Ankara ziyareti arasında güçlü bir ilişki mevcut. Bu ziyaret; karşılıklı bağımlılığın ötesinde Ortadoğu’daki ittifak ve denge değişimlerinin bir yansıması. Kuzey Irak; Türk girişimcilerin son yıllardaki en büyük pazarlarından. Türkiye’nin Kuzey Irak’taki pazar payı her geçen yıl artıyor. Örneğin Nisan 2013 verilerine göre Kuzey Irak’taki yabancı kökenli 2 bin 296 firmanın bin 148’ini bir başka deyişle yüzde 47.87’sini Türk firmaları oluştururken bu veriler 2015’te artabiliyor. 2003 yılında Irak’a 829 milyon dolar olan ihracat, 2012 yılı itibariyle 10,7 milyar dolara çıkarken; bu ihracatın büyük bir bölümü de Kuzey Irak’a yapılıyor. Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’ Ticaret ve Sanayi Bakanlığı Ocak 2015 verilerinde ise; 3 bin 13 yabancı firmanın bulunduğu Kürdistan bölgesinde en çok Türkiye’den şirket bulunuyor. Türkiye’nin bölgede bin 351 şirketi var. Türkiye’yi 341 şirketi ile İran takipte. Bölgede Lübnan’ın 163, Birleşik Arap Emirlikleri’nin 161, İngiltere’nin 129, ABD’nin ise 118 şirketi faaliyet gösteriyor. Kuzey Irak’ta 50 binden fazla Türk vatandaşı, başta inşaat olmak üzere birçok sektörde çalışırken, bölgede ticaret ve inşaata yüzde 70 oranında Türkler hâkim. Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi ile Türkiye arasındaki ilişkiler enerji jeopolitiği açısından da oldukça önemli. Talabani grubunun Türkiye karşıtlığına rağmen Barzani’nin Türkiye’ye yaklaşması; Kürtler arasındaki 40 yılı aşan güç mücadelesinin sonucudur. Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) ile Irak eski Başbakanı Nuri Maliki’nin Musul’un Başika bölgesine konuşlandırılan Türk askerlerinin çekilmesi gerektiği konusunda hemfikir olduklarını açıklamaları, Barzani-Türkiye yakınlaşmasının önemine işaret ediyor. Türkiye düşmanlığı sınır tanımıyor. İran’da birçok Cuma İmamının cuma namazı hutbelerinde Türkiye’nin bölge politikalarını eleştiren hutbeler okudukları bildiriliyor. Hutbelerde, Türkiye’nin Irak’ta asker bulundurması, Türkiye’nin Rus uçağını düşürmesi ve Türk makamlarının İran’la ilgili ifadeleri eleştiriliyor. Tahran’da Cuma imamı Hüccetül İslam Kazım Sadıki’de bu kervana katılanlardan. Türk askerinin Musul’da bulunmasını değerlendirerek, “Bunu kınıyoruz. Türk makamları düşmanı sevindiren ve kendi devletlerini zayıflatacak bu tip hareketlerden vazgeçmeliler ” sözleri ona ait. Türkiye’nin Güneydoğu’da PKK’ya yönelik geniş kapsamlı askeri harekât hazırlığı yaptığı süreçte, resmi bir ziyaret kapsamında Türkiye’de bulunan Kürdistan Bölgesi Başkanı Mesud Barzani’nin, PKK lideri Abdullah Öcalan’la görüştüğü iddia edildi. İddialara göre, görüşme Milli İstihbarat Teşkilatı’nda (MİT) yüz yüze ya da telekonferans yoluyla gerçekleşti. Kürdistan Bölgesi’ne gelen Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ın gezisini yarıda keserek Türkiye’ye dönmesinin de, söz konusu temasla ilgili olduğu ileri sürüldü. Beraberindeki heyetle Ankara’ya gelen giden Mesut Barzani, ilk görüşmesini MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile yapmıştı. Derin kulislerin gündemindeki görüşmede, Barzani ve Öcalan’ın Suriye Kürt Kantonları konusunu masaya yatırıldığı söyleniyor. Bu plana göre Kobani ve diğer Kantonlardaki (Rojava) PKK güçlerinin, bölgeden çıkması sağlanacak, onlardan boşalan yerlere Peşmerge yerleştirilecek. Türkiye sınırlarında son günlerde yaşanan askeri hareketliliğin bu planla ilgili olduğu belirtiliyor. 16 Ağustos 2015 ile 11 Aralık 2015 tarihleri arasında Güneydoğuda 17 ilçede toplam 52 kez süresiz, gün boyu sokağa çıkma yasakları ilan edilmiş ve bunlardan en uzunu 14 gün boyunca sürmüştü. PKK kent yapılanmasının şehir merkezlerinde güvenlik güçlerine yönelik gerçekleştirdiği saldırılara son vermek için asker ve polis eşgüdümlü büyük bir operasyon planlandı ve düğmeye basıldı. Şırnak’ın Cizre ve Silopi ilçelerinde teröristler tarafından kazılan hendek, oluşturulan barikat ve tuzakların temizlenmesi için planlanan sokağa çıkma yasağı öncesinde ülkenin değişik kentlerinden bölgeye, polis ve jandarma özel harekât timleri sevk edildi. Uçakla Şırnak Şerafettin Elçi Havalimanı’na inen takviye güçler, buradan zırhlı araçlarla Cizre ve Silopi ilçelerine yerleştiriliyor. Ayrıca Şırnak’ın Cizre ve Silopi ilçelerinde son günlerde yaşanan yoğun askeri sevkiyattan sonra Şırnak Valiliği devlet hastanelerine “hazır olun” yazısı gönderdi. Valilik tarafından gönderilen yazıda “personeliniz ve malzemeleriniz hazır olsun” denildiği öğrenildi. Bir diğer uyarıda bölgede görev yapan diğer sivil personelden öğretmenlere yapıldı. Milli Eğitim Bakanlığı’nın Şırnak’ın Cizre ve Silopi ilçesinde görev yapan öğretmenlerin cep telefonlarına SMS ile attığı “Tüm öğretmen ve idarecilerimiz bakanlığımız tarafından 14.12.2015 tarihinden itibaren hizmet içi eğitim seminerine alınmıştır. Öğretmenlerimiz seminerlerini memleketlerinde alabilirler” mesajının ardından, öğretmenler ilçeleri terk etti. Askeri uzmanlara göre operasyonlar adı geçen ilçelerle sınırlı olmayabilir. Cizre ve Silopi’den çekilen PKK’lıları takip eden güvenlik güçlerinin Suriye ve Irak hattında sınır ötesi harekât gerçekleştirebileceği belirtiliyor. Bölgede konuşlu PKK güçlerinin uzun zamandır Türk güvenlik güçlerini kışkırtan eylemlerde bulunması yabancı gözlemcilerin de dikkatlerinden kaçmıyor. İngilizlerin bölgeyi Amerikalılardan daha iyi tanıdığı bir gerçek. Nitekim 9 Ağustos 2015’te Independent gazetesinin görüşlerine yer verdiği Orta Doğu ve Kürt uzmanı Dov Friedman “ABD’nin İncirlik üssünün kullanıma açılması konusunda Ankara’yı ikna ederek küçük, taktik başarılar elde ettiğini ancak ABD’nin Türkiye’nin başlattığı son harekâtın (Kandil ve diğer PKK kamplarının bombalanması) Kürdistan bölgesi için, PYD için ve en önemlisi de bizzat Türkiye için ne kadar tehlikeli olduğunu göremiyor” demişti. Bölgede gelişmeleri bunlardan ibaret sanmayınız. Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanlık Divanı Sözcüsü Fuat Hüseyin, yakın bir tarihte Erbil’de Türkiye, ABD ve Kürt Yönetimi temsilcilerinin IŞİD’e karşı yürütülen mücadele hakkında önemli bir toplantı yapacağını duyurdu. Musul’un Başika bölgesinde bulunan Türk askeri birliğinin içinde Suudi askerlerin olduğu iddia edildi. Suriye’de muhalif gruplar ve IŞİD’e karşı 2 yıldır rejim güçlerinin yanında savaşan İran’ın, güçlerini geri çekmeye başladığı iddia edildi. Cumhuriyet tarihinde ilk kez Musevilerin Hanuka Bayramı halka açık bir meydanda, devlet erkânının katılımıyla kutlandı. Kutlama, Türk Musevi cemaati ve Beşiktaş Belediyesi’nin desteği ve organizasyonuyla düzenlendi. Törene İstanbul Valiliği ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin yanı sıra Dışişleri Bakanlığı yetkilileri ve İstanbul Müftülüğü temsilcileri de katıldı. Ortaköy Sinagogu hahamı ile Ortaköy Camii imamı birlikte mum yaktı. ABD, İspanya ve İsrail başkonsolosları da törende yer aldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu da geçtiğimiz günlerde bir mesaj yayınlayarak Musevi yurttaşların Hanuka Bayramı’nı tebrik etmişti. Galiba Türkiyeli Yahudilerin Hanuka Bayramlarından yola çıkarak “İsrail çoktan safını seçti” gibi bir çıkarımda bulunulur mu? Bilemiyorum. Ama bildiğim bir şey Yahudilerin, iflasın eşiğine gelmiş Rusya’yla aynı kulvarda yer almayacak kadar zeki oldukları. Amerika’yla olan diyalogları, Ortadoğu’da Türkiye’nin yükselen gücü muhtemelen onları böylesine bir tercihe yöneltiyor olabilir. Mossad’a yeni başkan atanmasının bölgedeki değişiklik beklentisiyle ilgili olabileceğini gündeme getirmiş, “Türkiye ile ikili ilişkilerin geliştirilmesi, Suriye ve Irak’ta ortaya çıkabilecek çok parçalı devletler, yeni Mossad başkanının gündeminde önemli yer tutuyor. Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetiminin özerklik ilanı, Suriye’nin üçe bölünmesi ve diğer bölgesel sorunlar yeni başkanı bekliyor” demiştim. Bkz 9 Aralık 2015/nokta32.com/ MOSSAD’ın Türkiyeli Başkanı İşi Bıraktı! Barzani ve baba yadigârı partisi KDP, Türkiye ile işbirliğini kendi çıkarları açısından elzem buluyor. İngiltere’nin Kerkük ve Musul petrollerine çökmek için oluşturduğu politik birim, yapay Irak Devletini tarih sahnesinden silecek olan güç işte bu Peşmerge ordusudur. Peşmergelerin tarihleri boyunca İngiliz emperyalizminin; bölge petrollerini sömürmek için kurdukları Irak devleti ile yaptıkları silahlı mücadele, Irak’ı istikrarsızlaştırmış, sonuçta bölünmenin eşiğine getirmiştir. Bu zaviyeden bakıldığında Molla Mustafa Barzani, Teşkilatı Mahsusa’dan bugüne devam eden milli bilincin neferidir. Ben söyleyeceğimi söyledim ayrıntılar sonra… Twitter: @oc32oc39 [email protected] Bunu beğen:Beğen Yükleniyor...