Dünkü yazımda Başbakanın Brüksel Lahanası sevip sevmediğinden yola çıkmış, sağlıklı beslenmeye dikkat eden bir devlet adamı olarak sebze ağırlıklı beslendiğine ve Karadenizli olmasından mütevellit karalahana müptelası olabileceğine değinmiştim.
Bugünde Başbakanın ‘Ananas’ takıntısının perde arkasına ışık tutmaya çalışacağım. Renkli bir kişiliği olan rahmetli Erbakan Hocanın; ‘kadayıfın altı kızardı’, ‘tuz gölüne düşen eşek tuz olur’ kabilinden benzetmeleri meşhurdu. Son günlerde siyasi literatürümüze meyve sebze kontenjanından ananas da girdi. Türkiye orjinli olmayan Ananas, kamuoyundaki popülaritesini, Fethullah Gülen Hocaefendi grubundan bazı kişilerin, Türkiye’deki iş adamlarına Uganda’dan Ananas getirerek ikram ettiklerine dair bazı konuşma kayıtlarının deşifre edilmesine borçlu. Ananas ile ilgili temel bilgilerin paylaşılması, faydalı olabilir diye düşünüyorum. Ananas (Ananas comosus), ananasgiller (Bromeliaceae) familyasından sıcak ülkelerde yetişen bitki ve onun meyvesi. Anayurdu Güney Amerika. Meyvesi iri, güzel kokulu ve lezzetli olup üstünde bir demet yaprak mevcut. 555’te Jean de Léry tarafından Brezilya’da bulundu, oradan İngiltere’ye götürüldü, sonra Fransa’da yetiştirildi. Türkçe adı ile ananas veya (İspanyolcadaki adı ile piña) bir çam kozalağıyla meyvenin şekillerinden dolayı bu adı almıştır. Ananas kelimesi lügate ilk olarak 1938 yılında kaydedilmiştir. Kozalaklı çam ağaçlarının üreme organlarının şeklinde olduğu için ve Avrupalı gezginler bu meyveyi ilk bulduklarında çam kozalağına çok benzediğinden Ananas ismini koymuşlardır.
O zamanlar çam kozalağı orijinalinin korunması için bu adı seçmişlerdir. Brüksel’deki temasları çerçevesinde Belçika’ya İşgücü Göçünün 50. Yıldönümü Sempozyumu’nun kapanış oturumunda konuşan Başbakan Erdoğan, “Biz paralel bir devlet yapılanmasına Türkiye Cumhuriyeti Devleti içinde müsaade etmeyeceğiz. Kim ne derse desin. Bu konuda kararlıyız. Türkiye’de, Türkiye Cumhuriyeti devleti vardır. İkinci bir devlet, yani biz bir ‘ananas devleti’ kurdurmayız” demişti. Başbakan’ın durup dururken neden ananas devletine atıf yaptığını bilmek gerekiyor.
Malumunuz, Fethullah Gülen’in internete sızdırılan telefon görüşmelerinde yer alan “Uganda’dan gelen ananaslar” konusu çok konuşuldu. 1 Kasım 2013 tarihli görüşmede geçen “Bu dostlarımıza Uganda’dan ananas falan gelmiş” şeklindeki ifade, sosyal medyada günün en çok tartışılan konularından biriydi ve bu konuşmaya dair geyik muhabbetleri sınır tanımadı. Başbakanın ananastan hazzetmemesinin nedeni şimdi daha iyi anlaşılıyor.
Çünkü adı geçen paralel yapının Uganda’dan getirttiği ve Türkiye’nin kalburüstü iş adamlarına ikram ettiklerini söyledikleri ananasın, sadece ananas olmadığı ortaya çıkıyor.
Çünkü eğer adı geçen iş adamlarına gerçekten ananas ikram edilmiş olsaydı ki bunun kasalarla getirilmesi ve yüzlerce kilo olabileceği söz konusu olduğundan, ananas ithali ile ilgili kayıtlara da bir şekilde ulaşılması gerekirdi.
Konu ile ilgili görüştüğüm Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı yetkilileri, Bakanlığın 2013 yılı kayıtlarında Uganda’dan ananas ithaline ilişkin bilginin bulunmadığını, Uluslararası Bitki Sağlığı ve Karantina Sözleşmesi gereği, ülkeye giriş yapan yolcuların 3 kg. fazlası taşıdıkları her türlü sebze ve meyvenin mutlaka adı geçen bakanlığa bildirilmesi gerektiğini belirttiler.
28131 sayılı ve 03.12.2011 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan, Bitki Karantinası Yönetmeliği’ne göre; bitki, bitkisel ürün ve diğer maddelerin, ülkemize giriş ve çıkışında bitki sağlığı açısından tabi olacağı hususlara ilişkin usul ve esasları düzenlenmiş, ithale mani zararlı organizmaların belirlenmesi ile bitki, bitkisel ürün ve diğer maddelerin Ülkemize giriş ve çıkış işlemlerinde bitki sağlığı açısından tabi olacağı hususları ve yapılacak resmî kontrolleri kapsama alınmıştır. Bu Yönetmeliğe göre; Bitki, bitkisel ürün ve diğer maddelerin Türkiye Gümrük bölgesine ve serbest bölgelere girişi, ithalatı ve transit rejimine tabi tutulması ile Türkiye Gümrük bölgesinden çıkışı ile ihracatı resmî kontrole tabidir. Bitki, bitkisel ürün ve diğer maddelerin ülkeye giriş kapıları Bakanlığın uygun görüşü ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca yayımlanacak Tebliğ ile belirlenir.
O halde, eğer gerçekten Uganda’dan yasal yollarla ananas getirilmiş olsaydı, bu işlemin resmi kayıtlara işlenmiş olması gerekirdi. Yetkililer bakanlık dokümanları ve arşivinde yapmış oldukları araştırmada, böylesi bir ananas girişine rastlanılmadığını ifade ediyor. Eğer gerçekten o ananaslar ananas ise, kaçak ve yasal olmayan yollardan girişi yapılmıştır, dolayısıyla ananası ikram eden paralel yapının elamanları suç işlemişlerdir. Yok ananas değil, yurda yasal olmayan girişi yapılan bir başka nesne mesela elmas gibi değerli maden ise yine suç işlenmiştir.
Gereğinin yapılması birinci elden Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker’i ilgilendirmektedir.Kısa zamanda 2013 yılında Uganda’dan getirildiği ve iş adamlarına ikram amaçlı verildiği söylenen ananasların peşine düşmeli, neden yasal olmayan yollardan girişinin yapıldığını ortaya çıkarmalıdır.
Bakanlık kayıtlarını hallaç pamuğu gibi attırmalı, sorumlularını yargı önüne çıkarmalıdır. Maazallah aids gibi vebola virüsü çok tehlikeli salgın hastalıkların bu Uganda menşeli ananaslar sayesinde ülkemizi kasıp kavurmasına kimsenin göz yummaya hakkı yoktur.