Türkiye’nin Suriye politikası değişti haberiniz var mı?
Görülmedik şekilde Suriye’ye silah ve mühimmat sevkıyatı yapan tırlar şapır şapır dökülüyor pardon yakalanıyor. Neden acaba?
Türkiye’nin Suriye politikasının evrilmesinde en büyük etken hiç şüphesiz ki Mısır’daki askeri darbe sırasında, yalnız bırakılması, bir diğer etkende verilen sözlerin yerine getirilmemesi, mülteci yığılmasına karşın Türk hükümetine mali destek yapılamamasıdır.
Türkiye’nin Baas rejimi ile arasını açan mihraklar, Türkiye’nin savaşa gireceğini umarak her türlü provokasyona başvurdu. Sınır ihlallerinden tutun da jetlerinin düşürülmesine kadar tüm tahriklere ve zor şartlara rağmen Türkiye soğukkanlılığını koruyabildi. Bombalı terör saldırılarını göğüsledi.
Yüzlerce vatandaşını kaybetti. Sınır denetimlerinde oluşan boşluklar nedeniyle dünyanın dört bir tarafından gelen savaşçılar, ABD, AB ve Suudi Arabistan gibi ülkelerin gizli servislerinin yardımı ile Suriye içlerine kolaylıkla sızabildiler.
Küresel kraliyetçilerin ve hempalarının hesapları şuydu, Suriye’nin istikrarsızlaştırılması öncesinde özellikle Ortadoğu ülkelerine yönelik, Türkiye’nin Ortadoğu politikalarını hedef alan Neo Osmanlı ithamları, Türkiye’nin Suriye’ye yönelik emperyal bir süreç izlemesiyle örtüşecekti.
Böylelikle derenin taşıyla derenin kuşunu vuracaklardı. Ancak evdeki hesap çarşıya uymadı, Türkiye ‘Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan’ olma aymazlığını göstermedi.
Bütün gücüyle ve imkânları ile son süratle sınırında bekleşen mültecilere sahip çıktı, meşru çerçevede Özgür Suriye Ordusu’nu destekledi. Baas rejiminin yıllar önce Hama ve Humus katliamlarında yaptığı gibi, kendi halkını katletmesine rıza göstermedi. Her uluslar arası toplantıda bunu yüksek sesle dile getirdi.
Yılmadı usanmadı, cinayetleri görmezlikten gelmedi.
Doğru bildiğinden şaşmadı. Şimdi gelinen noktada Beşar Esad’ın Şam merkezli yönetiminin kısa sürede yıkılması mümkün görünmüyor.
Öyle ki Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad iktidarı bırakmaya niyetli olmadığını ve bu konunun önümüzdeki hafta yapılacak barış görüşmelerinin gündeminde yer almadığını açıkladı.
Başkent Şam’da, Rus parlamenter heyetiyle bir araya gelen Esad, “ülkenin geleceğini belirleme hakkının yalnızca Suriye halkına ait olduğunu” vurguladı.
Türkiye’nin Suriye’de müdahil olması için akla gelmedik ikna yöntemlerini deneyen şer mihraklarının, Türkiye hükümetinin Mısır hassasiyetine karşın vurdumduymaz tavır takınması, Türkiye’nin de Suriye politikasında yeni bir diplomasi denemesine zemin hazırlamış olmalı.
Türkiye’de öncesinden farklı olarak, dünya kamuoyunun gözü önünde, sözde Suriyeli muhalif güçlere veya El Kaide militanlarına gönderildiği iddia edilen kamyon kamyon silah ve mühimmatı yakalıyor.
Cenevre 2 öncesi Türkiye’nin başlattığı bu tır diplomasisi, Suriye politikasında değişikliğe gittiğinin bilinmesinin işareti şeklinde kabul ediliyor.
Son zamanlarda medyada yer alan haberlerde, Çeçenistan’da Suriye’de savaşan El Kaide militanı Kafkas kökenli savaşçıları öldürmek için özel bir tim kurulduğu yer aldı.
Ayrıca AB ülkeleri istihbarat patronlarının Suriye istihbaratı Muhaberat yetkilileri ile görüşerek, Suriye’de sözde Baas rejimine ama gerçekte hem Özgür Suriye Ordusu’na hem de PYD’ye karşı savaşan, Avrupa ülkelerinden ve Kafkas ülkelerinden gelmiş El Kaide militanlarının sayısı ve durumlarına ilişkin değerlendirme yaptıkları biliniyor. Amaç Selefi güçleri Suriye batağında yok etmek.
Selefiler’in de bu projenin gerçekleşmesi için ellerinden geleni yaptıkları görülüyor.
Böylelikle İslam ülkelerine yönelik işgal hareketlerine karşı duracak, direnç hücrelerini ortadan kaldırmak istiyorlar.
El Kaide militanlarının Türkiye’nin çıkarlarına zarar veren eylemleri herkesin malumu.
El Kaide’yi kendi Ortadoğu politikasında bir savaş enstrümanı gibi kullanan Suudi yönetimi, ‘One Minute’ ve ‘Mavi Marmara’ çıkışıyla İslam ülkelerinde bir yıldız gibi parlayan Türkiye’nin karizmasını çizmek peşinde. Mısırda darbeci Sisi’ye destek vermesinin arka planında ne var sanıyorsunuz?
Eğer son gelen haberler doğruysa, Cenevre 2 görüşmeleri bir çıkmaza girdiğinde, Suriye’ye yeni bir Haçlı Seferi düzenlenecek.
Bütün faaliyetler, temaslar bunu gösteriyor. Muhtemelen bu sefer Amerika veya Rusya’da değil, Avrupa’nın göbeğinde 11 Eylül benzeri provokatif bir eylem hazırlığı var.
Dudak uçuklatan cinsten bir eylem olacağa benziyor.
Senorya belli, casus belli. Seyirci için biz bu filmi daha önceden gördük deme lüksü hem var hem yok.
El Kaide’nin üstleneceği var sayılan eylem sonrası, El Kaidenin üstlendiği Suriye’ye askeri bir çıkarma yapılacak, Suriye El kaide militanlarından temizlenip Paris görmüş Baas varisine teslim edilecek.
Bu arada El Kaide’ye destek vermekle itham ettikleri Türkiye gibi ülkeleri de sigaya çekecekler.
Eylemi gerçekleştirecek olan kadın militanlar şimdiden Suriye’de Ek Kaide’nin bir kampında eğitime alınmışlar bile.
Rusya’nın Sesi radyosunun BBC radyosuna dayanarak verdiği haberde; El Kaide terörist ağının Suriye’de kadın teröristleri eğitmek için özel gizli kamp kurduğu, “Kampın amacı terörist örgüt saflarına alınan genç kız ve kadınların sayısını arttırmak.” olduğu bildiriliyor.
İngiliz istihbaratının İngiltere’den Suriye’ye giderek El Kaide saflarına katılan 5 kadın hakkında bilgi sahibi olduğu ileri sürüldü.
İngiliz basını, bu kadın kampının Suriye’nin hangi bölgesinde yer aldığını belirtmedi. Ancak, El Kaide’nin terör eylemleri ve saldırılarda aktif bir şekilde kadınları kullanmayı planladığı vurgulandı.
Demek ki Ruslar ve İngilizler bu işte birlikte hareket ediyor.
El Kaide’nin finansörü ve organizatörü Suudilerin böyle bir operasyona sıcak bakıp bakmadıkları şimdilik bilinmiyor.
El Kaide militanlarının Suudi Arabistan’a döndükleri takdirde Suudi rejimiyle başlarının derde gireceğini söylemek için medyum olmaya gerek yok.
Dolayısıyla Suudi rejimiyle çatışabilecek potansiyel muhaliflerin imhasına hayır diyecekleri de sanılmıyor.
Türkiye’nin ısrarla dünya kamuoyunda El Kaide destekçisi bir ülke gibi gösterilmesinin perde arkasında, Türkiye’ye yönelik tehdit algısının etkisi hissediliyor.
Şimdi anladınız mı Suriye’ye sözde silah sevkıyatı yapan insanı yardım nakil araçlarının pat pat neden yakalanıverdiğini?
Türkiye; Cenevre 2 öncesinde tır diplomasisi yapıyor. Kendine yönelik ithamlardan kurtuluyor. Öyle ki İHH’yı dahi kurban etmek pahasına! Yapmasa ne mi olur?
Suriye’de konuşlu El Kaide militanlarını imha etmek için havalanan kıtalar arası balistik füzelerden biri Türkiye’ye sehven düşüverir!
Yok yav amma da abarttın diyorsanız, bende bekleyin görün derim.