Dikkatinizi çekmiyor mu?
Ak Parti yeni kurulduğunda Nuh’un Gemisi gibi, her eğilimden, her siyasi ekolden siyaset meraklılarını bünyesine almıştı.
Hatta bu özelliğinden dolayı ilk zamanlar, dört siyasi eğilimi cem eden ANAP’ın kırk yamalı bohçasına benzetilmişti.
İcazet tartışmaları yaşanmış, ABD’nin referansını aldığı iddiaları havalarda uçuşmuştu. Genel başkanına getirilen siyasi yasağa rağmen, seçim tahminlerini altüst eden bir başarı yaşandığında, Ak Parti’ye şans tanımayan gözlemciler şoke olmuşlardı. Günümüzdeki gelişmelere bakıldığında yüzüne söylenmese de el altından Ak Parti sonrası siyasi aktörün kim olacağına dair hazırlıklar yapıldığı görülebiliyor.
İlk bu konuda beni uyaran Dr. Recep Acar oldu.
Kendisi iyi bir gözlemci olmasının yanı sıra gelişmeleri yakından takip edebilen yönüyle, bu tür konularda her zaman bir adım önde. Çoğu siyaset bilimciyi sulu dereye götürüp susuz getirebilecek kadar da donanımlı.
O nedenle siyasi gelişmelerle ilgili bilgiye dayalı öngörülerinin çoğunlukla isabetli olması, söylediklerine itibar etmemizi gerektiriyor.
Son söyledikleri ise ülkemizin siyasi geleceği açısından oldukça ilgi çekici. Paylaştığımda sizler de bana hak vereceksiniz. Özetle önümüzdeki süreçte muhtemelen yerel seçimlerin ardından Cumhuriyet Halk Partisi’nin bölüneceğini, partiden ayrılan grubun politik düzlemde hem sağ hem de sol siyasi geleneği birleştiren bir organizasyona gideceklerini söylüyor.
Yeni dönemin siyasi aktörleri olarak ta üç isme dikkat çekiyor. Bu üç isim de 2014 Mart’ında yapılacak yerel seçimlerde CHP’nin büyükşehir belediye başkan adayları. İstanbul’dan ‘ölü evinin yasçısı düğün evinin defçisi’ Mustafa Sarıgül, diğeri Ankara’dan eski MHP’li Mansur Yavaş ve İzmir’den Aziz Kocaoğlu.
Bu üç isim sonraki günlerde Ak Parti’nin yerini alması düşünülen ve okyanus ötesinde planlanan yeni siyasi organizasyonun aktörleri olarak halkımızı selamlayacaklar.
Yeni siyasi parti, Ak Parti’nin yerine talip olacak, daha doğrusu boş bırakacağı var sayılan ‘Merkez Sağ’daki yerini dolduracak. Dr. Recep Acar’ın söyledikleri buraya kadar.
Ancak bu isimlere yenilerini ilave etmek gerekebilir.
MHP kontenjanından şimdilik Mansur Yavaş ismi ön plana çıksa da, Başbuğun büyük oğlu Tuğrul Türkeş’in uzun zamandır bazı kesimlerle temasta olduğu söyleniyordu. Muhtemelen MHP’nin başına geçmemesi durumunda B planı çerçevesinde yeni dizayn edilecek politik oluşumun başına geçmesi ihtimalinden söz ediliyor.
Uzun zamandır Kemalist Sol çevrelerin sözcülüğünü üstelenen Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’nun da yeni parti de önemli görevler üstlenebileceği düşünülüyor.
Geçtiğimiz Adli Yıl açılış törenine Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’nun sert eleştiriler içeren konuşması damga vurmuştu.
Başbakan Erdoğan bu eleştirilere tepki göstererek “Baro başkanının yargı yılının açılışında konuşması yanlış. Yargıtay Kanunu’nda böyle bir hakkı yok.
Ayrıca yargı yılı açılışı gereksiz bir durum.
Hükümet yılı açılışı var mı?” demişti.
Ancak Ergenekon ve Balyoz davalarının cemaatin kumpasına kurban edildiğinin bizzat Başbakana yakın isimler tarafından açıklanmasıyla, Metin Feyzioğlu’nun Ak Parti lider kadrosunca muteber kabul edildiği anlaşılıyor.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’le sürpriz bir görüşme yapan Türkiye Barolar Birliği Bakanı Metin Feyzioğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Dolmabahçe’deki Başbakanlık ofisinde buluştu.
Feyzioğlu Başbakan’a Ergenekon ve Balyoz davalarıyla ilgili acil çözüm planlarını anlattıklarını söyledi. Feyzioğlu bu çıkışı ve görüşmeleriyle gelişmelere damgasını vuran isim olarak tarihe geçecek. Bir diğer isim de İstanbul Baro Başkanı Doç Dr Ümit Kocasakal. Muhtemelen yeni kurulacak siyasi partinin Avrupa kanadını temsil edecek.
Özgeçmişinden 1966’da Almanya’nın Köln şehrinde doğduğunu, 1986’da Galatasaray Lisesi’ni ve 1990 yılında İ.Ü Hukuk Fakültesi’ni bitirdiğini ve 1995 yılında Galatasaray Üniversitesi Ceza ve Ceza Usul Hukuku asistanı olduğunu öğreniyoruz. Yüksek lisans tezi bugün tartışılan birçok konuya ışık tutabilecek bir hazırlığın işareti. 2000 yılında “Karapara Aklama Suçu” konulu adlı bir tez yazarak doktor ve 2005’te de AB Ceza Hukukunun Esasları adlı bir çalışmayla da doçent olmuş. Sağdan ve soldan bazı isimleri bu listeye koyabilirsiniz.
Temel kriter yıpranmamış olması.
Milli Mücadeleci gruptan Ali Müfit Gürtuna’nın partileşme sancıları uzun zamandır biliniyor.
Ancak zamanlamasında isabetli olmadığından şimdiye kadar beklenen çıkışı yapamamıştı.
Halk TV’nin gedikli program konuğu Başbakan eski yardımcılarından Abdüllatif Şener’in de bu ekiple dirsek temasında olduğu söyleniyor. İslamcı kesimden ve cemaatten ve Ak Parti’den kimler yer alır derseniz, son dönemi iyi okuyun, görürsünüz!