Koalisyondan ziyade en çok çok konulan konu Abdullah Gül ile Recep Tayyip Erdoğan arasındaki sözde anlaşmazlıkların gün yüzüne çıkması.
Ak Partili troller aranan haini buldu; “Abdullah Gül İle 12 Yıl‘ adlı kitabı yazan, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Basın Başdanışmanı olmadan önce Doğan medya grubunda çalışan Ahmet Sever.
Ahmet Sever’in ne denli tehlikeli bir suikastçı olduğunu; AK Parti Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar’ın “Kitapla partimize bir el bombası atmak istediğini görüyoruz” sözlerinden öğrenmek mümkün. Kitabın ana temasının Abdullah Gül’ü parlatmak ve sandıkta patlatmak olduğu kesin. Gül’ün sözde diktatoryal eğilimleri olan Recep Tayyip Erdoğan’la karşılaştırılmasını sağlayan bilgilerle ne yapılmak istenildiğini anlamak için kitapta verilen mesajları iyi analiz etmek gerekiyor.
Abdullah Gül’ün siyasete dönme şartı, çift başlılık olmaması. 4 bakan Yüce Divan’a gönderilsin istiyor. -Köşke çıkarken koruma polislerinden tutunda danışmanlarına kadar F Tipi isimleri tercih eden- Gül’ün paralel yapıya ne kadar mesafeli olduğu anlatılıyor. Erdoğan’ın Yeni Türkiye hayali yerden yere vuruluyor. Gezicilere ‘biz sizin mesajınızı aldık’ mesajı veriliyor. Uzlaşmacı, kavgadan uzak ve tam merkezde ‘yeni bir ‘AK Parti’ müjdeleniyor.
Gül ve tayfasının “Yeni bir Ak Parti” sloganı, F Tipi paralel yapının düzenlediği Türkçe olimpiyatlarına dünyanın dört bir tarafından katılan çocukların söylediği “yeni bir dünya yeni bir dünya kuruyorlardı” şarkı sözlerini çağrıştırıyor.
Sanırım bu gidişatı veya seçim sonrası ortaya çıkabilecek tabloyu önceden tahmin edip Cumhurbaşkanının safında el bağlayanlarda vardı. Cumhurbaşkanı Erdoğan için, “anam, babam, ben ve çocuklarım sana kurban olsun” sözleriyle büyük tepki çeken Ethem Sancak’ın, Rize Güneysu’da ‘Başkanlık Sistemi’ üzerine yaptığı konuşmada “Karadenizliler bir şeye inandılar mı sonuna kadar giderler. Yanlış da olsa, doğru da olsa giderler.
Onlar için inanmak önemlidir.
Kayserililer para yoksa gitmezler.
Veya Konyalılar gibi 360 derece dönmezler” sözleri partide soğuk duş etkisi yapmıştı.
Bazı siyasi yorumcular Ethem Sancak’ın; 360 derece dönen Konyalı tiplemesiyle Başbakan Ahmet Davutoğlu, para yoksa kılını kıpırdatmayacak Kayserili tiplemesiyle de önceki cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü kast ettiğini yazıp çizdiler.
Bende sırası gelmişken bir hatıramı anlatayım.
Yıllar önce Zonguldak’ın Devrek ilçesinde yerel seçimlerde yıllardır ilçe başkanlığı yapan kıdemli ama ilkokul mezunu bir Milli Görüşçü, kendisi Fazilet Partisi’nden aday yapılmadığı için bağımsız aday olmuştu.
Onun yerine genç, kıdemli Milli Görüşçüye göre para babası sayılan ve ilçede sevilen bir diş doktoru Belediye başkan adayı gösterilmişti.
Bağımsız adayın seçim müziği “Gonyalım Yürü” türküsüydü. Bu türküyü seçim arabasına bağladığı hoparlörden sabah akşam çalmakla yetinmiyor günde belki 10 defa diş doktorunun muayenesinin önünden geçiyordu.
Devrek evladı dururken parti teşkilatının bir yabancıyı Allah’ın Konyalısını belediye başkan adayı yapmasını eleştiren konuşmalar yapıyor bazen bu tenkitlerinde kantarın topuzunu kaçırdığı da oluyordu.
Araya girenlere de kendisi desteklemedikleri için hain damgasını vuruyordu.
Ak Parti içindeki yeni yapılanma aslında benim için yeni bir bilgi değil.
Hatırlarsanız sizlerle paylaşmıştım.
Şubatın son haftasında Halil Şıvgın’ın genel siyasi değerlendirme yaptığı dar katılımlı bir toplantıda bulunduğumu, farklı meslek gruplarından iştirakçilere konuşan Anavatan Partisi kurucu üyesi ve sağlık eski bakanı Halil Şıvgın’ın, Dünya ve Türkiye’deki gelişmeleri değerlendirdiğini, 7 Hazirandan üç ay önceye denk gelen bu konuşmasında; muhtemelen Ak Parti’nin oy kaybına uğrayacağını, tek başına iktidar olabilecek milletvekili sayısına ulaşamayacağını, koalisyon hükümetinin kurulacağını ve bir buçuk yıl sonrada erken genel seçime gidileceğinin ön görüldüğünü benim kaleminden okumuştunuz.
“CIA eski başkanı Porter Goss seçimde kime çalıştı?” başlıklı yazımda belirttiğim gibi seçim sonrası Ak Parti içinde başını üç dönem milletvekilliği yapmış olan partinin kıdemli üyelerinin çektiği lider bir kadronun kademeli olarak Ak Partiyi ele geçirme operasyonlarına başlayacakları söyleniyordu.
Bu isimlerden bazılarının Milli Mücadele kökenli olması gözlerden kaçmıyor.
Hatta Ak Parti dışında konuşlanan İstanbul Büyükşehir Belediyesi eski Başkanlarından, Ermenekli, şimdilerde emlak danışmanlığı yapan, asıl adı Ali Yekteli olan Ali Müfit Gürtuna’nın da bu ekibe dâhil olduğu söyleniyor. Bu amaçla kendisine yakın isimlerle İstanbul’da bazı toplantılar tertip ettiği biliniyor. Bu uzun soluklu bir mücadele olabilir. İlk yapılacak işlerden biri kendilerine yakın İl teşkilatlarının tespit edilmesi. Kongrelerde kendi adamlarını yerleştirmeye çalışacaklar.
Bu ekibin son aşamada Abdullah Gül’ü hareketin başına geçirecekleri iddiası Ahmet Sever’in kitabını yayınlamasıyla kuvveden fiile geçmiş oldu.
Ak Muhalefete yakın isimler mücadelenin partiden kopmadan parti içinde yapılacağının özellikle altını çiziyor. Öncelikli hedef Ak Parti’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yörüngesinden çıkarılması.
Ak Parti kurucularından HDP Mersin Milletvekili Dengir Mir Mehmet Fırat da bu tartışmalara bodoslama daldı ve bu duyumları teyit eden açıklamalar yaptı.
Fırat; AK Parti’nin bölüneceğini ve içinden alternatif bir parti çıkacağını iddia etti. AK Parti’nin bölünebileceğini ifade eden Fırat’a göre; “AKP içinden alternatif bir parti çıkacaktır. 2001’de kuruluşta yer alan kadroların hiçbiri şu an yok.
3 dönem maddesi gerekçesiyle tasfiye edildiler. Dolayısıyla yeni bir parti, AKP’nin çıraklık dönemine benzer bir parti kurulacaktır diye düşünüyorum. O zaman daha renkli bir seçim olacak.
Çünkü yeni parti AKP tabanından oy alacaktır ve AKP ana muhalefet konumuna gelecektir.” Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Deniz Baykal’la görüşmesini birazda bu zaviyeden değerlendirmek yerinde olacak.
Erdoğan partisinin elinden çıkmasını veya kendisine başkaldıran muhalif bir grubun eline geçmesini istemiyor.
Bu amaçla hükümet krizinin yaşanması kendi konumunu zora sokacağından yine kendi kontrolünde olabilecek bir koalisyonun kurulmasına gayret gösteriyor.
CHP içinde Ak Parti ile koalisyon kurulmasını isteyen çok sayıda milletvekili bulunuyor. Kemal Kılıçdaroğlu ve yakın ekibinin Koalisyona sıcak bakmaması nedeniyle CHP içinde farklı senaryoların yaşanabileceği beklentisi hâkim.
Ankara siyasi kulislerini şok eden rivayet, CHP ile koalisyon mutabakatı yapılsın yapılmasın Ak Parti TBMM başkan adayının CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal olacağı. Akıllara ziyan bir başka iddia ise CHP-MHP ve HDP’den ayrılacak 30 civarında milletvekilinin, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde siyasi parti kuran ilk kadın unvanını taşıyan Emine Ülker Tarhan’ın CHP’den ayrıldıktan sonra kurduğu Anadolu Partisi’ne katılacakları.
Tabi ki tüm bunlar Kılıçdaroğlu ve ekibinin Ak Parti ile koalisyon kurmamaları durumunda devreye girecek B planı kapsamında. Bu bana biraz da Kılıçdaroğlu’nu koalisyona ikna etmek için yapılan atraksiyonlar gibi geliyor.
Ona şu mesaj veriliyor; ya başkanı olduğun partinle Ak Partinin kuracağı koalisyonda paşa paşa yer alırsın, ya da partini böler aklını başından alırız.
Bana sorarsanız kabul etmemeleri durumunda bazı milletvekillerinin kumar borçları, önceden işledikleri adli suçlar veya uygunsuz görüntüleri piyasaya servis edilebilir.
Bunların temini konusunda paralel yapının arşivinin hayli işe yarayabileceği kesin. Hiç olmayacak dediğiniz isimler bir bakmışsınız Anadolu Partisi’nde soluklanıyor.
Burası Türkiye, cemaat önderlerinden görüntü yönetmeni, siyasilerden halife oluyorsa her şey olur.